..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > M.NİHAT MALKOÇ




21 Kasım 2010
İfakat Belgeseli  
M.NİHAT MALKOÇ
Toprak kokar Karadeniz kadınının elleri… Kınalı parmakları aş ve iş’te yara bere olmuştur hayatla mücadele eden bu yiğit savaşçıların. Odun kesip taşımak, çay toplamak, tarla kazıp biçmek, inek sağmak, fındık toplamak, evin işlerini görmek…. Bunlar Karadeniz’de kadının bitmek tükenmek bilmeyen işleridir. O eli öpülesi kadınların bu işlerden emekli olma gibi bir şansları da yoktur. Son nefeslerini vermeden bu işler onları bir türlü bırakmaz.


:CJJG:

M.NİHAT MALKOÇ

     Toprak kokar Karadeniz kadınının elleri… Kınalı parmakları aş ve iş’te yara bere olmuştur hayatla mücadele eden bu yiğit savaşçıların. Odun kesip taşımak, çay toplamak, tarla kazıp biçmek, inek sağmak, fındık toplamak, evin işlerini görmek…. Bunlar Karadeniz’de kadının bitmek tükenmek bilmeyen işleridir. O eli öpülesi kadınların bu işlerden emekli olma gibi bir şansları da yoktur. Son nefeslerini vermeden bu işler onları bir türlü bırakmaz.

     Karadeniz’de erkek gurbete gider genellikle. Çünkü ekmek parası kazanmak için başka yapacak pek bir iş de yoktur bölgede. Gurbete gitmeyen erkekler de ya gündelik işlerle uğraşarak evine bir somun ekmek getirir, ya da gününü kahve köşelerinde geçirerek zaman öldürür. Evin ve köyün işlerini paylaşmak gibi bir dertleri yoktur erkeklerin. O işler doğuştan kadınlara ihale edilmiştir. “Onlar erkek işi değildir” deyip işin içinden çıkmışlardır.

     Karadeniz kadınının çileli hayatını konu alan nefis bir belgesel izledik geçenlerde. Forum Trabzon’da ikinci galası yapılan belgesel film “İfakat” adlı talihsiz bir kadının şahsında Karadeniz’in tüm kadınlarının çileli hayatını getiriyor ekranlara. Bu mühim belgeseli, bu yörenin çocuklarından biri olan gazeteci Orhan Tekeoğlu hazırlamış. Çaykara’nın zor coğrafyasında doğan, çocukluğunu bu topraklarda geçiren Tekeoğlu gördüklerini yansıtmış belgesele. Onun için çok doğal ve gerçekçi bir belgesel çıkmış ortaya.

     Belgesele ad olan “İfakat” Çaykaralı bir kadın… 1991’de iki kızıyla birlikte yaylada öldürülen bu talihsiz kadının öldürülme sebebi hâlâ bilinmiyor; onu hunharca öldürenler hâlâ bulunamamış. “İfakat” bu belgeselde Karadeniz kadınının acılı hayatını sembolize ediyor. O öldürüldükten sonra bu yörede yaşayanlar “İfakat öldü, kurtuldu; biz hâlâ kurtulamadık” derlermiş. Ne kadar acı ve acıklı bir manzara teşkil ediyor Karadeniz kadınının yaşadıkları...

     Değerli gazeteci ve yönetmen Tekeoğlu çok güzel ve isabetli bir iş yapmış bu belgeseli çekerek… Bir yılda son halini almış “İfakat-Uçuruma Yürüyen Kadınlar” belgeseli… Bu sanıldığı kadar kolay olmamış; Orhan Tekeoğlu, çekeceği belgesele destekçi bulmak için kapı kapı dolaşmış iş camiasında... Neticede beklediği desteği bularak kolları sıvamış Tekeoğlu…

“İfakat” çoktan çekilmeliydi. Aslında geç kalmış bir çalışma olarak da değerlendirilebilir bu... Zira Karadeniz kadını bu çileyi yüzyıllardan beri çekiyor; herkes bu durumdan haberdar, fakat “İfakat” çekilene kadar kimse bunu sanal platformda ne hikmetse pek dile getirmiyordu. Kim bilir belki de erkeklerin işlerine gelmiyordur kadının zor hayat şartlarını ülke gündemine taşımak… Bunu, ‘bindiği dalı kesmek’ olarak da yorumlayabilir iş kaçkını erkekler!… Fakat Orhan Tekeoğlu duyarlı bir Karadenizli olarak fincancı katırlarını ürkütmeyi de göze alarak bu işe el atmış çok şükür… Ses getirmiş her bir çile karesi…

Belgeseli izleyen şehirli hanımlar yatıp kalkıp hallerine şükretmelidirler. Zira bu belgeselde de görüldüğü gibi Karadeniz’in bahtsız kadını çile kazanında pişmektedir. Onların bir günü bir yıl kadar uzun olmaktadır. Gün ışımadan başlayan zorlu hayat, gece karanlığına kadar devam etmektedir bu yörede… Burada yaşayan kadınlar sabır taşına dönmüştür. Erkeğin askerliği bir buçuk yıl sürse de onların askerliği bir ömür sürmektedir. Belgeseldeki bir teyzenin dediği gibi “Karadeniz’de gelinlik yapan bir kadın direkt cennete gider!...”

Karadeniz’e dışarıdan bakanlar her nedense bu bölgenin sadece yeşilliğini görürler; bu yeşilliğin içindeki kara bahtlı kadınların çileli hayatını hiç düşünmezler. “İfakat” belgeseli bize yeşilin içindeki karayı ve moru gösteriyor. Bu belgeselde ormandan küfelere doldurulup getirilen, ineklerin dışkısıyla gübreye dönüşen, tarlalardaki ekinleri gürleştiren hayvan gübresinin ve bir avuç unun hangi safhalardan geçtiğinin acı hikayesine tanık oluyoruz. Fakat kan kusup kızılcık şerbeti içtiğini söyleyen bu kadınlar, yine de hayata dört elle sarılıyorlar.

Karadeniz kadınıyla karıncalar arasında ilgi çekici benzerlikler tespit eden gazeteci Orhan Tekeoğlu; Karadeniz erkeğinin de, karıncaların erkeğinin de yuvayı erken terk ettiğini söylüyor. Hayatın zor işçiliği kadınlara kalıyor. Gazeteci Tekeoğlu’nu yürekten kutluyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hocaların Hocası: Ahmet Hilmi İmamoğlu
Köprübaşı - Beşköy Dostluğu ve Kardeşliği
M. Nihat Malkoç Kerbela Şiir Yarışmasında Türkiye Birincisi Oldu
Nazım Bilgin Öldü… Bitkiler Öksüz Kaldı…
Köprübaşılılar Derneği ve Hemşehri Dayanışması
Trabzon Lisesi"nde Rusya Halk Dansları Şöleni
Neler Oluyor Bize? Bize Neler Oluyor?..
Fatih Lisesi "Vesaire"…
Böyle Buyurdu Jüri!..
Dün Akşam Neredeydiniz?..

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
şair Haydar Çoruhlu'yla Şiirin Kalbine Yolculuk...
Yılmaz İmanlık'tan Yağmur Kokusu'nda Sımsıcak Hikâyeler
Bahaettin Kabahasanoğlu'ndan "Kalbim Seninle, 61 Kere"
Tevfik Serdar Anadolu Lisesi"nin Semender Dergisi
Cemil Meriç"in Akıl Defteri
Trabzon"un İkinci Özel Hastanesi: İmperial
Mersin Yenice 4. Barış ve Kültür Festivali
Gerçek Hayaller Dükkânı
Zigana'nın Gür Sesi: Herfene Dergisi
"Güneşli Bayır" ve Serkan Türk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.