..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Pop Kültür > Bedia Belkıs BALCILAR




4 Nisan 2010
Show Business____gösteri Dünyası  
Bedia Belkıs BALCILAR
Gelecek neslin yegâne unsurları olan çocuklarımızın körpe dimağlarına yerleşen bir medya savaşının içerisindeyiz. “subliminal” bilinçaltı etkileme tekniği ile masum gözüken çizgi filmlerin dahi içerisinde barınan ve sistemli bir çalışmayla yerleştirilmiş nahoş karelerin varlığı ispatlanmıştır. “subliminal” tekniği özellikle reklam sektöründe çok sık kullanılan bir gizli silahtır. Hakeza beyaz perdenin o büyülü atmosferinde de çok etkili olarak kullanılmaktadır.


:BCCI:
Medyanın toplum üzerindeki etkisi elbette tartışılmaz bir gerçektir. Yazılı ve görsel medyanın toplum üzerindeki etkisi olumlu ve olumsuz açılardan geniş bir perspektifle irdelenecek olgudadır.

Medya, yazılı ve görsel alanda faaliyet gösteren kitle iletişim araçlarına verilen ismin bütünüdür. Televizyon, radyo, gazete, dergi, internet vb. kitle iletişim araçları haberleşme ve bilgi aktarmada en önemli unsurlardır.

Kitle iletişim araçlarından şüphesiz ki en etkin olanı toplumun yaşamına oldukça sirayet eden televizyondur. Neden televizyon?

Çünkü "televizyon" iktisadi terimlerce kategorize edilen lüks tüketim malı olmaktan çıkmış, artık her kesimin ulaşabileceği normal mal haline gelmiştir. İnternet henüz ustalık gerektiren bir araç olması sebebiyle henüz televizyonun birebir ikamesi olarak görülmemektedir. Fakat bu, şu andaki yeni neslin bir sonraki kuşak haline gelmesiyle farklılaşacak bir tablodur. Bu yüzdendir ki, şimdilik televizyon üzerinde uygulanan çeşitli argümanları değerlendirmekte fayda görüyorum.

Sözgelimi, demokratik olsun olmasın bir rejimin etkili olabilmesi için, siyasi hegemonya kurabilmek açısından medya her daim büyük önem arz eder. Hal böyle olunca toplumu etkileyici çeşitli haberler, bilgiler, dalgalandırıcı kurgular, sansasyonel sunumlar elbette sahne arkasındaki bu dev çarkı işletenlerce, çıkar sağlamak amaçlı kullanılacaktır.

Mesele şu açıdan tahlil edilirse daha açıklayıcı olacaktır sanırım. Çoğulcu demokraside, toplumu oluşturan bireylerin genel menfaatlerinin, sermaye sahiplerinin tekeline geçmemesi hedeflenmektedir. Bir başka ifadeyle izah edersek, sermayenin direkt olarak emeğe baskı uygulamaması, kitle iletişim araçlarının bulunduğu konuma bağlıdır. Bu kertede oluşabilecek handikaplar medyanın toplum üzerindeki olumsuz etkisi olarak, günümüzde barizleşen bir hal içerisindedir.

Medya, doğru ve kaliteli haber ulaştırma şeffaflığını siyasi bir çıkar haline getirmiş bulunmamalıdır. Halka ulaştırılan haberler tarafsızlık politikasından ayrılmamalıdır. Fakat görülen o ki, hükümetlerin bir gecede düşürüldüğü, devlet ricalinin dudağından çıkan iki kelimenin farklı ideolojileri benimsemiş yayın organlarınca nasıl zıt anlam çıkaracak biçimde lanse edildiğini tecrübe etmiş bireyler olarak, önümüze sunulan her lokmayı yemek zorunda bırakılmışız. Bu konu, bir iki cümle ile izah edilemeyecek noktadadır.

Televizyonun toplumun her gelir düzeyine ulaşan bir araç olduğunu izah etmiştik. Meselenin, direkt olarak aile yaşantısına ne gibi olumsuzluklar yansıttığını gözler önüne seren birçok veri günümüzde mevcuttur. Bilhassa, çocuklarımızın zihinlerinin ne ölçüde erozyona maruz bırakıldığına gelince, ortaya hakikaten çokta parlak bir tablo çıkmamaktadır.

Zira akşam izlediğimiz dizilerinin, sabah sokakta yansımalarını ebeveynler ve gençler üzerinde görmemiz pekâlâ mümkündür. Elbette sinema ve dizi piyasası büyük bir sektör haline gelmiştir. Bunun yanı sıra spor müsabakaları, eğlence dünyası, moda ve güzellik konulu yayınlar zaaf haline getirilerek arz ediliyor ve talep zemini oluşturularak, her daim tüketime hazır kitlelerin dikkatini çekmeye yönelik kısır döngü mekanizması devreye sinsice sokuluyor.

Zihinleri sürekli meşgul etmek ve toplumu sürekli tüketim çılgınlığına sevk etmek esasında bu kuralın temel prensibi.

Hal böyle olunca, reklâm gelirlerinden oluşan rantın oluşturduğu pastanın büyük dilimini kapmaya yönelik yarışın kuralı, özel kanal yetkililerince hazırlanan yayın politikalarının önceliği, nitelikten çok reyting sağlayıcı yayınlar olarak topluma arz edilmektedir.

Buna bağlı olarak kurgulanan, izlenme payı kaygısıyla oluşturulan ve halkın talepkâr olacağı sahnelerin işlendiği bol dejenerasyon içerikli yayınların yapıldığı menfaat döngüsüyle büyük bir yozlaşmanın ayyuka çıktığı noktada Medyanın topluma olumsuz etkisiyle karşı karşıya olduğumuzu ısrarla yinelemekte fayda görüyorum.

Bilhassa son dönem dizilerde kullanılan sanal reklamlar, ev dekorasyonu, dizide kullanılan kıyafetler, arabalar, evler, aklınıza gelebilecek envai çeşit ürün dayatması, izleyen bireylerin zihinlerini o markaya doğru meylettirme çabası içerisindedir. Örneklerle izah edilecek olursa, akşam izlediği dizinin ismi ile mağazaya gidip oyuncunun hangi sahnede ne giydiğini referans verip sipariş eden bireyleri görmek artık yabanıl değil. Gençlerin izlediği dizi ve yahut sinema karakterlerini okullarda sohbet konusu haline getirip özenti kavramını içselleştirerek tamamen bilinç kavramının uyuşturulduğu ve komplekse girdirici menfi etkilerin izlerini görmemiz mümkündür.

Acı ama gerçek! Bütün bunlar medyanın olumsuz etkileridir.

Bir de meselenin uluslar arası bambaşka ciheti vardır. Artık bu, su götürmez bir gerçektir. Bu yenidünya düzeni içerisinde sekülerizmin, “globalleşen, küreselleşen dünyaya merhaba demelisiniz” marşının bilinçaltına işlemesidir. Sebep çok açıktır. Zihinleri meşgul edilen toplumun, düşünmeye fırsatı kalmamalı. Düşünmenin yerini, tüketmeye harcanılan zaman ve emek almalı.

Gelecek neslin yegâne unsurları olan çocuklarımızın körpe dimağlarına yerleşen bir medya savaşının içerisindeyiz. “subliminal” bilinçaltı etkileme tekniği ile masum gözüken çizgi filmlerin dahi içerisinde barınan ve sistemli bir çalışmayla yerleştirilmiş nahoş karelerin varlığı ispatlanmıştır. “subliminal” tekniği özellikle reklam sektöründe çok sık kullanılan bir gizli silahtır. Hakeza beyaz perdenin o büyülü atmosferinde de çok etkili olarak kullanılmaktadır.

Evet, nihayetinde “show business- gösteri dünyası” bu! Diyebiliriz. Fakat bu bizi kısa vadede mutlu kılmaya yetecektir…

Medyanın toplum üzerinde etkisinin belki sadece olumsuz yönlerinden bahsettik. Fakat şunu bilmeliyiz ki, ekonomik ve siyasi açıdan güçlenebilmemiz için evvela kuralların acımasızlığını öğrenmemiz gerekiyor ki, tedbiri elden bırakmayalım. Olumlu ve gelecek güzel günler için tüm bireyler olarak bizlere çok iş düşmektedir.

Bedia Belkıs BALCILAR



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erzurumlu Kara Fatma

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ölü Atlar Kişnemesi [Şiir]
Kim Daha Şanslı [Şiir]
Tıflane [Şiir]
Özlem [Şiir]
Yağmur Yağıyor Seller Akıyor [Şiir]
Zerre [Şiir]
Yusuf'u Kuyudan Kim Çıkarır? [Öykü]
Öğrenecek ve Öğretecek Hikâyesi Olanlara [Öykü]
Güvercin Kanatlarında [Öykü]
Haylaz Aşk [Öykü]


Bedia Belkıs BALCILAR kimdir?

ben bir kayığım bu ummanda. . denize bembeyaz köpükler bırakan.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bedia Belkıs BALCILAR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.