Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
GECE KUYTUSU 00.1 TARAF ZAMANI Taşınan Sevgili'ye Uzun Hava Pejmürde Peri Mavi Kapıdan Taşınarak Bildiriyor..Önce kim taşınmıştı Yer Evi 'miz 'den? .Tökine' mi?.Evet! Fadime'mi?..Evet.! Lusine..Daphne..Marla ve İlia'mı?Evet..! Fadike..Nazike..Zeynep..Maria..Rosa..Hannah ve Bejan ve Jasmin ve Asia'mı.? Evet...! Aslı..Şirin..Züleyha..Zelha..Zin Ve Zöhre ve Rachel ve Hacer ve Carmen ve Niliüfer ve Ümmühan ve Jülyet mi taşınmıştı önce?.. Evet!. Böyle olurdu hep...Önce Canevimizden vururdu namert.! Önce Sevgililerimize gözünü dikerdi lanet olası devil-et.! Ve böylece.. Önce Leyla'lar Taşınır dı Yer evimizden.! Ve sonra bir Uzun Hava boşanırdı ahiren gözlerimizden... Artlarından Su dökmek için.. Geri dönemeyecekler için..sevgililerini bir daha göremeyecek sevgililerimiz için.. Uzun mu uzun havalar salıverirdik arkalarından.. Yanık mı yanık..Bağrık mı Bağrık...ve. Dağınık mı dağınık. Ve sonra...Ve son bir defa...Son bir Leyla daha yekinirdi can havliyle Yerevi'mizin Yer Yüreğinden.. Bir daha asla Leyla Göremeyecekler için.. "Leylaaaaaaa........! aaaa...!...aaa..!...aa..!..a.!..hh.!.... .. ... ... ....... ...... .......bilmezler ne çok uzun beklediklerimizi..... ....... ..... Ruhum.! Kalbim.!..Aşkım.!..Ütopyam.!...Varlık Nedeni'm.!..Herşeyim.!.. Yüzyıllardır kadın eli değmedi bu toprakların ellerine...! Sevgili gözü ilişmedi yüzyıllardır bu toprakların gözlerine..! Kadın yüreğiyle;Anne Yüreğiyle sevişmeye hasret geldi hasret gider yüzyıllar boyu..! Bu kurak mı kurak; çorak mı çorak...!...... ERKEK TOPRAKLAR....! Cennet Neredeymiş.. !? Kimin Umurunda.!? Baba'nın Canı Sağolsun da....Hayda breh..! Ana'nın apış arası da feda olsun Erkekliğinin kaburgasında cumadan cumaya sevabına bir cima uğruna... Yumurtlayan bir mahluk değil midir nihayet İsmet Özel böyle buyurdu şu göt cebinde ayna elinde sallama zincir ….Despotik sefir... Toplanıp gidelim amma bi türlü toparlayıp topanesinden habire aristokrat … Maniler döktürmeye mani olamayan..antelmentik kefir… Şayir mi şayir abimiz öhöm!.. Niçin bütün kadınlar tapınmayı en büyük nimet bellemezler bir erkeğe acebam?! Ve acebam...! Niçin hep Ana'nın Örekesi'ne sövülür de Baba'nın Terekesi'ne yan gözle bile bakılamaz bu topraklarda.?! Kim bilebilirdi Yerevimizin Ana'ya hasret;Sevgili'ye yasaklı .. Ama hala Leyla'ya aşık ve hala Leyla yolu gözleyen.. Anadolu yürekli yarı deli yarı akıllı yarım yamalak insan kılıklı (!)Sır Çocuklarından başka?.. Biz;birbirimizin de Annesiydik aynı zamanda... Bunu da biliyormuydunuz aceb? Ve aslında niçin Taraf okuduğumuzu ve aslında niçin Taraf-tar olduğumuzun da farkında mıydınız aceb? Hepimiz Sivilay Abla'ya niçin aşıktık aceb?. Niçin Leyla İpekçiyi daha çok ve deliler gibi severdi kimi delilerimiz aceb?. Ve neden daha fazla Ayşe Hür üstünde ısrar ederdi kimi velilerimiz aceb? Biz yer soframıza niçin Taraf /gastesi/ sermezdik bunu da biliyormuydunuz aceb?.. Jiyan'dan Araf'a...Kıyı'dan Öteki Taraf'a.. Bütüün Leyla Yüreklerimize ...Onyüzyıldır deliler gibi beklediklerimize... Ayıp olmasın diyeydi işte Yersoframıza Taraf -gasdesi-sermemekliğimizin esbab-ı mucibesi.. Düşünmek Taraf olmak idiydi de.. Ya sevmek neyin nesi idi'ydi?.. Bunu da düşünmüş müydü acep sayın aklına bi fikir gelen muhterem slogan sahibi..? Fikir.!?.. Ohhooo ohh! Durduk yerde bin türlüsü gelir insanoğlunun aklına....Ve fakat.! Ya SEVGİ.?.Ya AŞK.?.Ya MERHAMET..? Ya ŞEFKAT..?! Kimin aklına geliyor.? Rejim miş!.. Rejimine dürtüyüm.! İçimizin rejimi harab olmuş arkadaş! İçimizin rejimi bozulmuş.! Sen bize ne anlatıyorsun? Sokaktaki köpeklerin bile haklarını savunacak kadar -Aristo'ya inat… -Demokrat ve mü'min bir taraf var yanımızda.. Biz asıl bunun için okuyor ve okutuyoruz Taraf'ı.. Alt tarafı gaste değil mi?..Manşetini okur;burç falına bakar;bulmacasını çözer;atıverirdik masanın üstüne! Ama fakat..Ama lakin..Amma velakin her tarafı insan taraf bir gazete vardı karşımızda.. Okurlarını …Okuttuğu dinin veya ideolojinin gönüllü tetikçisi yapmaya kendini adamış gazetelerden değildi Taraf. Herkes mersine giderken tersine gidiyordu Taraf.. Hekes savaş çığlıkları atarken barış türküleri söylüyordu Taraf.. Herkes birbirine sövmeye can atarken;herkesi birbirini sevmeye çağırıyordu Taraf.. Biz'e;Yerevimize;Yeryüreğimize çok benziyordu Taraf.. Her tarafı buram buram İnsan koksundu da biz de bigane kalsaydık he mi?.. Vay babam vay!. Olacak işmiy di be?.. Haydi madem herkes bi dinin kulpuna yapışmış birbiriyle din destisi tokuşturup.. İte kaka birbirini dinini yarıştırıp despotların ekmeğine yağ sürüyo. Biz de din üzerinden zemzem maşrabası tokuşturup kendi ekmeğimize aşk sürüp; Acılarımızı bal eyleyelim bari.. Olur mu abilerim ablalarım.?Uyar mı?! Okey mi?.O halde aynen devam ediyorum.. Yerevimiz'den beyan ediyorum. Firavun'dan kaçan Musa'nın Havra'sı;Sezar'dan bıkmış usanmış İsa'nın Manastırı; Kureyşten yılmış-sıdkını sıyırmış Muhammed'in Dergahı-Ehl-i Beyt'i-Cem Evi-Cami'i.. Saraydan gına gelmiş abdal'ın-sufi'nin tekkesi..Kilise'den aforoz edilmiş Luther'in gemisi.. Avrupası dar edilmiş Sefiller'in Yeni Ülkesi;Han Yağması artığı Antic Joseonluların Koguryosu.. Ve hala biçare ve kimsesiz Kara Afrika'nın cennet umudu cennet kurgusu.. Hasılı kelam... Zordan-Zorbadan;Talandan-Yağmadan;Yalandan-Dolandan;Müfsitten-Müzevirden;İhanet ve Muhannetten.. Bezmiş..Tiksinmiş..İğrenmiş.. İnsan gibi İnsanoğullarının muhabbethanesi olma ve oldurabilme gayretindeydi … Artık şu sizin de tanıdığınız.. Ve fakat aranıp ta bulamadığınız o ütopik mi ütopik hegemonyasız ve sultasız bitanecik Yerevimiz!. İnsan'ın kendine has ve birebir-tek tek-kendine münhasır muhtelifun fih orijin doğasını iğdiş eden İblis'in.. Allah'ın bilmem nesi diyerek karşımıza diktiği ve başımıza musallat ettiği … İnsan Düşmanı "Devlet ve Devletlu". Biricik ve Tek Milletlu...Öteki'ne karşı bol bol Job ve Yürüyen Palet'lu.. Hernevi Teokrasik Tanrı ve Tanrılar karşısında.. Hiç eğilmeyip dik duran çağımız Kör Şairlerinin de uğrak yeriydi şol uğurlu Yer Evimiz.. İnsanın Essah Yakarışını ;(üstelik kimseye sövüp saymadan)dillendirip duran; Gönüllendirdik çe gönüllendirip duran. Kör Şairlere sahip çıkmayaydık ta;ya kime sahip çıkıvereydik ey ya erenler.!? Devlete karşı bireyi mi; Yoksa bireye karşı devleti mi koruyup kolladığı henüz bugün bile hala anlaşılmamış.. Sarı Tarikat Ve Sarı Tekkeciler bile;Ali Bulaç vari allameciler bile; bizi ikna edememiş olcaktı ki.. Mağara'ya sığınan o gençler misali -o ölü ozanlar misali-sığınıvermiştik işte şu Mavi Kapılı Yer Evimize.!. Havralar,manastırlar,camiler,cemevleri,ve nihayet dergah-tekke;dernek-vakıf;ne koyarsan koy.! Sen koy adını.! Cıtızen Kate'ye ait ne varsa.. Hepsini hiyerarşik bir kurumlanış denkleminde devlet ve devletluların irdelerine denk düşüren. Güya hümanist islamcı veya marksist humanist hiç farketmez eyyamcı sosyalist ve.. Makyavelist toplumperestlere de.. Asla rağbet etmeyen ve hatta Mevlanasız mesnevici ve Hacı Bayramsız Merkez Efendici yağ-vecilere de... Hiç yüz vermeyen saf mı? Saf.....Budala mı?...Budala!. Dostoevimizski insanların felsefe okuluydu da aynı zamanda.. Mavi Kapılı Canımız içi Yer Evimiz bizim.! Şimdi.. Siyasi-Felsefi;Dini-Mezhebi;hemen her türden tartışmalarda sınır tanımaz duvar muvar tınmaz .. Gerekir se hiç utanmaz. Bir dili vardı herbirimizin.. Maske takılmazdı..Takanlara da aman verilmezdi..Ana -avrat sövmenin bedellerini ödemeye hazır. Pervasız mı pervasız bir edebsizliği de vardı hepimizin..Velev ki bir yalancılık;meğer ki bir sahtekarlık;ve Hele hele şu bildik. Lanet olası şark kurnazlıkları..Bezirgan-Tüccar tilkilikleri ve .. Daha da hele hele şu bildik köy imamı-kasaba papazı hinlikleri. Duyuvemiş-görüvermiş olmayalım dı bi kere.! İşbu durumda sövgü-sinkaf …Sevab niyetine;sanki salavat getirircesine vecd içinde yapılır ve.. Ne işe yaradığı da bihakkın lillah aşkına kanıtlanıverilmiş olurdu imanım eyvallah.! Ne içinde yatarsa yatsın kendi keyfi bilir Neyzen Teyfiğin dahi ruhu'nu da şad edivermiş olurduk Böylecene.. Okkalı'ca hemi de../.. Oh canına deysin inşallah.! Şair Eşref dahi bil istifade ve yüz bonus + bin kontör bedava olaraktan hemi de.. Bazen öylesine sert tartışmalar olurdu ki komşumuz çingeneler bile "n'oleyu be ya?!. Kimin gacısı kimin kizanina kaçmış ta A büüüle kim kim kiminen saçbaş dalaşıyo be yaa?! " Diyerekten pencere pancuralarını açıp sokağımıza bakarlardı.. Oysa çingene kavgasına benzer tartışmalarımızın hiç te yabancısı değildi Sarıbağ Sokağımız.. Durum anlaşılınca pancuralar kapanıverirdi giderayak çekiştirmeler eşliğinde. --Noolmuş gııı.! Gine dünyayı mı gurtarıyomuş bu deli çatlaklaa?! --Hııı!.Dünyayı gurtarmışlaa da sıra bizim mahleye gelmiş.!. --Yazık gıı.! Eyi hoş adamlaa vallaa!.. --..... Çingene kavgamız bazıleyin kayıkçı kavgasına;kayıkçı kavgamız kör döğüşüne;kör döğüşümüz sağır dalaşına dönüşebilirdi.. Herşeyi bilen yüce haşmetmeab kahramanlarla .. Hiç bi boktan anlamayan ayak takımı gerzek zevzekler arası ağız savaşları.. Naklen yayınlanma imkanı bulabilseydi şayet.. Tv'ler reyting-raiting .-rekorları kırarlardı darbukatör Özkan Tuncay oluyum yalanım varsa. Ve fakat herşey o gün orda kalırdı. Ertesi güne hiç bişey olmamış gibi başlanırdı. Değil yüzyıl süren savaşları.. Bir gün süren savaşları bile sevmezdik biz.. Bir günde bir atom bombasından bile fazla cana malolan nice savaşlara tanık olmuştuk biz.. Çocuk değildik artık.. Şöyle böyle 6 - 7 bin yaşlarında falandık yani..Ayıp olurdu yani..Bu yaştan sonra..Böyle.. Kendi yabanıllıklarımızı da ti ye almaktan geri durmazdık ha.! Ne öyle sütten çıkmış ak kaşık gibi ben şöyle ben böyle.! Çüş bakalım arkadaş nereye böyle üstümüze çiş yapacakmış gibi.?!..Ha !?. .Geri bas bakıyım şöyle bir iki fites aşşaya. Hııı.! Seni gidi zirgil ve zigindirik ükela seniii.. Kendi haline bakmadan ona buna allahlık taslar allahçılık oynarsın hemiii.?! Tett.! Hött.! Serin gel bakiyymm.!.... Hee.! Seni gidi yedibin yıllık kabil fosili bozuntusu seni..Ne sandın lan burayı sen?! Polit büro ofisi mi lan bura?!..Haa!? Tıssss!...Pardon!..TISS BİLE YOK.. Aynen “Kiss Me !” …Özür abi.! “Asiye Nasıl Kurtulur?”dan tutun da “Shindler’in Listesi nasıl kurtulamaz?” a kadar her meselenin ıcığının çıkarılıp cücüğünün yendiği ..Mehdi den başka hiç kimsenin bu işlerin içinden çıkamayacağı ve fakat onun da bekle bekle birtürlü gelmediği..ve asla gelmeyeceği..Aklı olanın bu dğnyaya bir daha gelmemesi gerek- tiği..Velakin göreli olması hasebiyle gelmek zorunda kalabileceği..Ve belki çoktan gelmiş olmakla beraber o’nun dahi kaşla göz arasında ergenekonzede olma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiği..Ve veya gelmiş olması gerektiğ halde …Hatta şimdilerde daha çok gelmesi gerektiği halde bir türlü gelmiyor sa… Görevi ihmal suçundan yargılanıp yargılanamayacağı …Ve belki tanrı beda etmiş olabilir mi de acaba? Bun ca peygamber gönderdi de ne değişti acaba..Hepsini de sürüm sürüm süründürmedimi bu zalim ah- laksız kabiloğulları acaba?!.Mehdiye bari acısın koca tanrı da göndermesin asla mı acaba?..Ve ilaahireh!.. Bu ve buna benzer problematiklerin çok ciddi analizlere tabi tutulduğu…. Tez + Antitez = Rölantitez../…%..1..Fadiyez ***# Hadi gezmeye gidelim buranın havası bozuldu biraz Prozact içip rock takılalım abi..Olmazsa..akineton yutup hayyam takılalım abi !..gibisinden … Beyin fırtınalarının ortalığı birbirine kattığı..Maskeli evliyalar çetesinin ortalıkta cirit attığı bir vasatta . “Evden çıkmasak daha iyi olur hocam !..”Sen iyisi mi biraz Dublın’e git Joyse ile zikir çek hocam!.. İmdiii..Az gittik uz gittik..Evvel zaman içinde ;bilmem çinde bilmem maçinde…Hacı bayram yanında.. Sarıbağ sokak kıyısında..Makaram sarı bağlar havasında…Baba ben dervişmiyem yuvasında.. Bir zamanlar bir YEREVİMİZ vardı bizim..Mavi Kapılı..Kırmızı çatılı..Pembe Pencereli ve .. Bol mu bol güneşli.. Havadar mı havadar ve.. Darbelere karşı ses çıkaran cinsinden.. Anlatmadıydım değil mi?..İyi !.O’nu da anlatıveriyim ohalde..Övünçle.! Sevinçle..! ve..Coşkuyla… Gün gibi hatırlıyorum.. Can-u gönülden katılmış ve “Darbeye Karşı Ses” çıkarma yarışına girmiştik. Herkes ordaydı ama bi baktık şu bizim İslamcı şövalyelerden hiç kimse yok.. Bir de bize miskin sufi diye takaz iderler.. Eh!..Farketmez..Türk Polisine benzerler biraz..Olay biter…Onlar anında oraya gelir.. Ertesi günde manşetleri kimseye kaptırmazlar.. Neyse efendim 28 Şubat mağduru iken İktidar mamuru olmuş ta olabilirler..İnsanlık hali.. Kimseye bişey diyemeyiz. Ama şunu kesinlikle diyebiliriz..Bi daha böyle olmasın..Hiç kimseden geri kalınmasın..Ayıp oluyo. Dün Marksistlerden geri kaldık şimdi de Liberallerden geri kalmayalım. İzah etmesi çok güç oluyo..Faturalar da biz melamimeşreb anarşist sufilere kesiliyo.. Neymiş efendim İslam böyle olmazmış.Eh!.Nası oluyosa bi gösteriverin garii. Gösteri yapmanın başörtüsünden başka sebebleri de olmalı bari.. Di mi ama?!.. Bunca Peşrev-i Kelamdan sonra gelelim ağzımızdaki baklaya. Sözümüz Doğru’dan TARAF’a.. Doğru’dan Doğru’ya. İnsan’a.! Evvelen: Yerevimiz yüzümüze kapanmıştır..Yeryüreğimiz yerinden edilmiştir. Ulus Tarihi Kentsel Dönüşüm Projesi ön uygulama çalışmaları neticesinde. Yerevimiz Ogüzelim insanlarından mahrum bırakılmıştır. Yani biz de bir şekilde tehcire maruz bırakıldık ey Sevgili Taraf.! Saniyen: İnsan niçin bu kadar önemsenmez ve niçin bir zamanlar .. Çevrede tutunmaya çalışan Merkezde Tutunamayanlar.. Merkeze oturduklarında … Niçin Merkezden daha merkezci tutumlarla … Bir zamanlar beraber yürüdükleri Yağmuroğullarını unutuverirler?. Beraber yürüyüp beraber ıslanırken iyi de.. Han’a varıncak külbastıyı beraber yemek niçin bu kadar kötü?. Sevgili Taraf!.. “Niye bize soruyorsunuz !?”demeyiniz sakın.! Kimden Taraf olduğunuza kain ve mutmain olmasaydık. Zaten sizi okumazdık ve bu şikayetlerimizi de size yapıyor olmazdık. Yoksa Siz.!.....Sadece ve sadece… Yorgun Demokratlar; Kırgın Marksistler; Dargın Sosyalistler ../..ve./. veya.. Maalessef Ateist ve Anarşistler …. Ve../..veya…sahipsiz Kürtler ve sair… Diğer kimsesiz etnik azınlıklarca okunduğunuzu mu sanıyorsunuz..?! Veyahut ta Siz.. Sadece… Pis Liboşlar..Hain Ermeniler..Bi-idrak Türkler..Ve sair onursuz aidiyetler ve Uğursuz mensubiyetler tarafından okunduğunuzu u sanıyorsunuz?! Hayır.! Öyle değil.!. Siz de iyi biliyorsunuz ki… Biz de Sizi Okuyoruz Sevgili Taraf.! Biz Müslümanlar da sizi okuyoruz.. Haydi kendi adımıza konuşalım iyisi mi? Siz de çok iyi bilirsiniz ki envai çeşit Liberallikler olduğu gibi.. Envai çeşit Müslümanlıklar ve İslamcılıklar da var. Biz..Müslüman Dervişleriz. Ve fakat evvel emirde insandan taraf insan için Müslüman Dervişleriz.. Muhammedimiz’i ;Ali’mizi;Hüseynimizi;Ehl-i Beytimizi—O güzelim Yerevimizi nasıl seviyorsak.. Ahmet Altan’ı ..Mehmet Altan’ı..Yasemin Yirmi yaşında yengemizi..Daha onbeşinde Sivilay Ablamızı.. Gökhan Özgün Hocamızı..Maçupyan Amcamızı..Rasim OZAN kuzenimizi..Leyla İpekçi Hanım Ermişimizi.. Hangisini sayalım..?!..İnsanTARAF bir İnsan AİLESİ olarak..Birebir hepinizi-Cümlenizi harfiyen seviyor.. Saygı duyuyor..İmreniyor ve bağrımıza basıyoruz.. Bağrımıza yüzyıllar boyu çook taşlar bastık biz.. Artık taş basmak istemiyoruz bağrımıza.. Birbirini seven sayan eşit hak ve kazanımlara sahip vatandaşlar olarak.. İnsan gibi insan özgür yurttaşlar olarak birbirimizi bağrımıza basmak istiyoruz biz.. Bir zamanlar “Artık Yeter!.” Demiştik ve fakat gücümüz yetmemişti.. Birbirimizden haberimiz yoktu ve yüreklerimiz birleşmemişti de bu habersizlik yüzünden.. Ama artık haberimiz var.. Ama sizin bizden haberiniz var mı bunu pek bilemiyoruz..EMİN değiliz..Emin olmak istiyoruz.. Yazarlarınızın ve okurlarınızın çoğunun Marksist veya birzamanlar Marksist.. Anarşist veya hala anarşist..Sosyalist veya hala sosyalist..Ateist veya şimdi biraz deist veya bir miktar tao. Bir miktar Gramsçi ve veya Yung yahut Faccoult odlularını da biliyor veya zannediyoruz.. Fakat kesinlikle Faşist;şövenist;nihilist-narsist ve nazist-kemalist olmadıkalarını kesinlikle biliyoruz. Bütün bu fikri cereyanların ötesinde sizden bize doğru bir insan kokusunun yayılıp durmakta olduğunu ve buram buram sevgi ,kardeşlik ve dostluk koktuğunu da hissedebiliyoruz.. Şimdilik dokunamasak ta..Yanınızda olamasak ta..Sizi sevgiyle kucaklayamasak ta.. Hiç değil se koklamanın da –hele ki bu koşullarda- yine de harika bir şey olduğuna inanıyoruz. “Şeriat” öcüsü yaftası altında muannid muterizleri tarafından tarifi yapılıp;o tarif üzerinden İslam’a.. Ve O’nun Müslüman Halklarına pek te ön yargısız bakmadığınızı da elbette zannediyoruz.. Oysa zan adı üstünde zandır ve tek başına bir kanaat belirleyici değildir.Bunu da çok iyi biliyoruz.. Ve biz aslında dah çok bu nedenle Taraf okuyoruz.. Okumanın sahih anlamları dolayımında içeriminde okuyoruz üstelik.. Hacıbayram gibi bir evrende Taraf okumak ve okutmak ve üstelik sırf bu yüzden .. Kendi aidiyet ve mensubiyet kardeşleri tarafından svgülmek ve hatta dayak yemek durumunda kalmak. Başlı başına sosyolojik araştırmaya değer bir olgu-vakıa- olsa gerek. Tetik çekmeye el’an hazır; bedava’dan karşılıksız-ucuz mu ucuz-uzlaşma ve elsıkışmalara dima meyyal. Ve..Merkezi rehavet sarhoşluğu ile oportinizme ve onun beraberinde getireceği sünepe –silik ve korkak. Hastalıklı muhafazakarlığa peşinen fit gazeteler arasında TARAF; En sivrisinden radikal ve en dibinden ılımlı İslamcısına kadar okunuyor ve kendi medyalarından bile .. Daha cesur ve İnsani anlamda daha İslami bir gazete olarak algılanabiliyor ve sahipleniliyorsa… Bundan sevinç duymalı ve kendinizle övünmelisiniz ve bu arada.. Bizim de kadr ü kıymetimizi Bilmelisiniz sevgili dostlar.. Taraf’a duyduğumuz saygı ve sempati İnsandan yana duruşunuzla doğru orantılı bir yayın seyrinden.. Asla vazgeçmeme kararlılığınzdan kaynaklanmaktadır. Yoksa birebir aynı düşüncelere sahip olduğumuz kanısından dolayı değil.. Düşüncelerinize her zaman saygı duymasak bile—Yalana ve rol kesmeye gerek yok— Düşünme ediminize –İnsan TARAF düşünme ediminize—daima saygı duyduğumuzu hemen belirtelim.. Ve hemen ekleyelim. Siz nasıl bir ETHİC AZINLIK iseniz bizde öylece ETHİC bir AZINLĞIZ.. Etik Azınlık Hakları; Etnik azınlıkhaklarından daha fazla korunmaya muhtaç savunulmaya layık ve .. Yaşatılmayı bihakkın hak eden Haklar cümlesinden olsa gerektir. Kanbağı aidiyetini ; inanç bağı mensubiyeti ile her nasılsa örtüştürebilmeyi başarabilmiş etnik azınlıklar; Bir şekilde kendilerini savunabiliyorlar ..Bu savunum pardigması içerinde ve dolayımnda oluşturdukları . Sinerji ve enerj, ile yaşamlarını iyi kötü anlamlı karşılıklara tekabül ettirebilerek..bunun hazzıyla yaşamla-rını mutlu bir şekilde sürdürebilme şansına sahip olabiliyorlar. Oysa.. Etik bir azınlık-hata bazen bir başına bir azınlık-asla kan bağını önemsemez ve inançlarını da bu kan bağının bir çatı örgüsü olarak kullanmayı asla aklına bile getirmez. Bu yüzdendir ki çoğu kez içlerini burkan ve acıtan bir yalnızlık duygusu içinde yaşarlar.. Daha doğrusu yaşarmış gibi yaparak yaşarlar.Kalabalıklar arasında tutunamazlar. Tutunmaların da izin verilmez zaten. .Horlamalar;dıştalamalar ve sürgünler ve kıyımlar … Hep bu etik azınlıklar için reva görlülen sıradan gerçekliklerdir. Ölüsü dirisinden yeğin bilinen bu insanlar için de TARAF olduğunuzu bilerek. TARAF oluyor ve olutuyoruz işte.. Ve bu nedenle diyoruz ve diliyoruz ki.. Hacı Bayram deyip geçmeyin. Orada her şeyinden vazgeçmeyi göze almış; insanlığından vazgeçmeyi aklına bile getirmemiş İnsan’dan yana; İnsandan TARAF Müslüman Dervişler;Halil CİBRAN yürekli Müslüman ermişler var İman edişerini insanoluşla özdeşleştiren ve bu bağlamda kendini kutsal olana dengleştiren…. Kadim GELENEĞİN Mazlum ve yalnız çocukları var.. Devlet’ten başka tanrı; Zor’dan başka yol; Güç ve İktidardan başka yordam tanımayan…. İdeoloji Polislerinin..Felsefe GARDİYANLARININ..Din Jandarmalarının..aksine.. Biz sizden sadece bir soluk talep ediyoruz buğday değil.. Bize kardeş bize haldeş…Bize gözcü bize sözcü olmanızı taleb ediyoruz… Ve bu talebimiz dolayımında tekrar ediyoruz.. Lütfen ama Lütfen Hacı bayramımza dokunmasınlar… Bu küçü ama bizce kocaman mı kocaman evrenimize ellemesinler.. İnsanı eksiltmesinler onun bir avuççuk avlusundan ve kucaklar dolusu bahçesinden.. Olur mu?! Söz mü?.. Anlatacak mısın derdimizi!.. Ey Taraf.!.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Veysel Menekşe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |