Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
YÖK, ÖSS sınavlarında uygulanan katsayı sistemini önce iptal etti, kararı Danıştay durdurdu. Ardından, katsayılar arasında göstermelik denecek kadar küçük bir fark olacak şekilde tekrar karar aldı. Bu karar da, Danıştay dan döndü. 2010 yılı ÖSS sınavlarında, YÖK’ ün kararı uygulanırsa ; tercihlerde alan içi / dışı farkı hemen hemen kalmayacak ( 4 soru ile kapatılacak bir fark oluyor) ve böylece Meslek liseleri ile, İmam Hatip Liseleri’nden mezun olan gençler eğitim gördükleri alan dışındaki üniversitelere gidebilecekler, böylece gençlere eğitim özgürlüğü sağlanmış olacak ! Bir haksızlık ta, sona erecek ! YÖK’ün, hükümetin ve paralelindeki medyanın bu şekilde gündeme getirdiği konu, gerçekten böyle mi ? 1.500.000 civarında gencimizi ve çocuklarının okuyup , bir meslek sahibi olmaları için canını dişine takan, varını yoğunu harcayan ailelerini ilgilendiren bu karar, ne getirip ne götürüyor ? Hukuki yönden bakılınca, iki kez Danıştay’dan döndüğüne göre, hukuka uygun değil. 15 Şubat akşam saatleri itibarı ile YÖK, karara itiraz etti. Elbette ki, son söz hukukun olacaktır Katsayı kararına, kamu yararı açısından bakarsak : Meslek liseleri eğitimi, diğer liselere nazaran daha pahalıdır. Bu okullara devlet iki kat fazla masraf yapmaktadır. Mezunlarının alan dışı üniversitelere gitmeleri, kamu kaynaklarının boşa harcanması, israf edilmesi demektir. Bu okulları teknisyen, tekniker yetiştirmek amacı ile kuran devlet, buradaki öğrencileri alan dışı üniversite hayali ile besleyerek kendi bindiği dalı kesmiş olur. Hak ve özgürlükler, gençlerin önünü açmak, fırsat eşitliği sağlamak bakımından : Lise eğitimine başlarken, yapılan merkezi sınavdaki başarı derecesine göre girilen farklı okullar vardır. Okullarda farklı alanlar mevcuttur. Bunların gördükleri dersler ve yoğunlukları farklıdır. Liseden bu şekilde mezun olup ta, üniversite seçerken bu farklılıkları görmezden gelmek özgürlük ve fırsat eşitliğini sağlamaz. Aksine, haksızlıktır. Eğitim özgürlüğü ve fırsat eşitliği sağlamak için, ortaöğretim süresince okullar arasında ve okullardaki alanlar arasında geçiş yapmayı, fark dersleri için sınava girmek kaydıyla, serbest bırakmak gerekir. Eğitim kalitesine katkısı bakımından : Meslek Lisesi’nde okurken, alan dışı üniversiteyi hedef leyen gencin okuldaki derslere de ilgisi azalacaktır. ÖSS sınavı hazırlığı süre cinde uygulamalı teknik dersler, giderek tavsayacaktır. Meslek Liseleri’ ndeki eğitim kalitesi olumsuz yönde etkilenmiş olacaktır. Düz liselere ise, ilgi daha da azalacaktır. Çünkü, Meslek Lisesi mezunlarının kendi alanlarından yaptıkları tercihlerdeki avantajları devam etmektedir. Katsayı kalkarsa, liselerdeki farklı alanların bir işlevi kalmayacaktır. Bu da, MEB’ nın liselerdeki eğitimi yeni baştan planlaması zorunluluğunu getirir. Eğitim anlayışı ve eğitimin hedefi bakımından düşünmek gerekir ki ; Üniversite kapısına gelene kadar, geleceği hakkında bir görüşü olamayan, her şeyini sınav sonucuna göre belirleyecek, hedefsiz, daha da boşluğa düşmüş bir gençlik mi, yoksa alanı belirlenmiş, kendine az da olsa, bir yol çizmiş bir gençlik mi arzu edilir. Katsayının kalkması ya da, göstermelik bir fark olması, liselerdeki alan farklılığını işlevsiz bırakacağından, gençlere daha çok boşluk ve hedefsizlik getirecektir. Eğitim sistemimizin, yazılsa destan olacak sorunları varken, katsayı sistemini değiştirmeyi anlamak mümkün değildir. Fayda sağlayacağı kesimlere bakarsak : Bu uygulama gerçekte, İmam Hatip Lisesi mezunu öğrencilere fayda sağlayacaktır. Bu okullarda liselerde okutulan dersler verilmektedir. Bu da, ÖSS sınavında Meslek Liseleri’ne nazaran yüksek başarı getirmektedir. Şöyle ki : ÖSS sınavında 25 ve daha fazla soru çözme oranı Meslek Lisesi mezunu öğrencilerde % 1- 2 civarında iken, İmam Hatip Lisesi öğrencilerinde % 12 civarıdır. Getirilen uygula ma ile, alan dışı tercihin önündeki engel kaldırıldığından, bu öğrencilere mühendislik ve tıp fakültelerine girişin önü açılmaktadır. Meslek Lisesi öğrencilerine ise sadece, bol bol üniversite hayali kurmalarını sağlar. Çünkü bu gençlerin, gördükleri dersler itibarı ile, ÖSS sınavlarındaki başarı oranları ne yazık ki düşüktür. Onlara da, ağzı sıkı sıkıya kapalı, bir kavanoz bal verilmiş olacaktır. Kavanozu dışından yalayıp durmaları için… İkinci fayda sağlayacağı kesim ise, dershanelerdir. Dershanelere bağımlılık daha da artacaktır. Çevrenizdeki dershane ilanlarına baktığınızda, durum net olarak anlaşılır. Hakkaniyet ilişkisi bakımından : Şu anda liselerde okumakta olup, ÖSS sınavına girecek öğrenciler ilköğretim okulu 8. Sınıfı bitirince , ( o küçücük yaşlarındaki kabusları ) OKS sınavı sonucunda okudukları liselere girmişler ve lise 2.sınıfta alanları belirlenmiştir. Buna uygun olarak eğitim görmüşlerdir. O sınav öncesinde, çocukluklarını yaşamayıp dershanelere tıkılan çocuklar, dershanelere akıtılan paralar ve çocuklarını iyi bir lisede okutmak isteyen ailelerin çabaları trajedi konusudur. Katsayı değişikliğinin, bu karardan haberi olmadan liseye başlamış ve halen lisede okumakta olan öğrencilere uygulanması, açık bir haksızlıktır. Dere geçerken at değiştirmek gibi olmaktadır. Bu öğrencilerin suçu ve günahı nedir ? Katsayının kalkması , liselerin Eşit Ağırlık Alanında okumakta olan öğrencilere karşı, haksız rekabete neden olacaktır. Şöyle ki : Sayısal Alan mezunu öğrenciler, sadece kendi alanları olan mühendislik ve tıp fakültelerini tercih edebiliyorken, şimdi istedikleri her fakülteyi tercih edebileceklerdir. Zaten başarılı olan bu gençler, Eşit Ağırlık Alanı öğrencilerinin önlerinde yer almaktadırlar. Dolayısıyla, tercih yaptıkları Hukuk Fakültesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Eğitim Fakültesi’ne rahatça girebileceklerdir. Bu da, farklı alan tercihlerindeki katsayı farkı ile hakları korunmuş olan Eşit Ağırlık öğrencilerine karşı, haksız rekabetten başka bir şey değildir. Hakları, açıkça çiğnenmiş olacaktır. Bu gençlerin ve ailelerinin emeklerine yazık değil mi ? YÖK’ün katsayı kararı, küçük bir gruba avantaj sağlamak adına, çok daha büyük gruplara haksızlık getirmektedir. Eşitlik, eğitim özgürlüğü değil, bir gruba haksız kayırma sağlamaktadır. Bir konuya bütüncül gözle değil de, böyle ‘’Seçmene selam, hukukla mücadeleye, olmadı ardından dolanmaya devam ‘’ anlayışıyla yaklaşınca, ortaya işte böyle durumlar çıkıyor. Çanakkale 19 Şubat 2010
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Şakarcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |