..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya > Münevver Saral




21 Temmuz 2009
Bir Kente ve Denize Tepeden Bakmak  
Münevver Saral
Herkesin denizi kendine güzel elbet. Ama Karadeniz bir başka güzel sanki. Hele o an be an değişen yüzü daha da bir güzelleştiriyor onu. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem; kararsızlığı üstündedir daima. Bir bakarsın sessiz, sakin, duru... Mavi bir çarşaf gibi uzanır gider göz alabildiğince. Bir bakarsın sebebsiz bir öfkeye bürünür. Bürünürde, öfkesinden laciverte dönüşür rengi... Sonra bütün hiddetiyle o kara dalgalarıyla döver durur kıyıyı. Bir de o nehirlerin bentleri yıka yıka, dağların bağrından taşıyıp getirdiği çoşkun sularla birleştiğinde... İşte! İşte o zaman korkmalı Karadenizin hiddetinden.


:AIDE:
Herkesin denizi kendine güzel elbet. Ama Karadeniz bir başka güzel sanki. Hele o an be an değişen yüzü daha da bir güzelleştiriyor onu. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem; kararsızlığı üstündedir daima. Bir bakarsın sessiz, sakin, duru... Mavi bir çarşaf gibi uzanır gider göz alabildiğince. Bir bakarsın sebebsiz bir öfkeye bürünür. Bürünürde, öfkesinden laciverte dönüşür rengi... Sonra bütün hiddetiyle o kara dalgalarıyla döver durur kıyıyı. Bir de o nehirlerin bentleri yıka yıka, dağların bağrından taşıyıp getirdiği çoşkun sularla birleştiğinde... İşte! İşte o zaman korkmalı Karadenizin hiddetinden.

Varsın o, öyle olsun; bazen bir çarşaf kadar düzgün, bazen de o, sebebsiz hiddetinden deli dolu. Her gün ama her gün yine de insan görmek istiyor onu. Onu her gün görmek için; Doğu Karadenizin o, dar coğrafyasında ne yapmalı, nereden bakmalı ona bilmem ki... Denizin hemen bitiminden başlayan o, bir avuç düzlüğü mü tercih etmeli ? Yoksa o, bir avuç düzlüğün hemen arkasında bitiveren tepelerin, dağların dik yamaçlarını mı seçmeli ?

İşte Rize' nin o, dik yamaçlarından birine kurulu; Rize Kalesi. Oraya çıkalım. Çıkıpta oradan bakalım; Karadenizin an be an değişen güzel yüzüne.

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...

Ahmet Haşim' in bu eşsiz dizeleri misali; ağır ağır çıkalım Rize Kalesi' nin o dik merdivenlerinden. Çıkarken arada bir durup, soluklanalım. Ve soluklanırken etrafımızı saran, tıpkı o dizeler gibi eşsiz manzaraya bakalım. Yemyeşil dağlarda, bağlarda, bahçelerde gezdirelim gözlerimizi. Gezdirelim kİ ; bir maviden, diğer maviye uzanan o yeşil rengin bin bir tonunda dinlendirelim gözlerimizi.

O, en tepede tam da surların üzerine yerleştirilmiş bir masaya oturalım. Surların üzerinde oturmak... harika bir şey bu. Arkamda, bütün güven vericiliğiyle kale içi. Önümde ta denize kadar uzanan bir uçurum... İşte bu noktada ; herkesten, her şeyden uzaklaşıp tüm bağları koparası geliyor insanın. Özgürlüğe kucak açmak ister gibi, kanatlanıp uçası geliyor... Uçupta Karadenizin üzerine konası geliyor...

Kale içinin o güven vericiliğinden mi bilmem, ayaklarım yere sağlam basıyor. Tıpkı şu ayağımın altındaki taş misali; her şey, herkes yerinde ağır olmalı. İnsan karaya, kuş havaya ait misali; az önceki o, tüm bağları koparıp uçup gitme isteği bir düşe dönüşüyor yavaş yavaş. O düşlerin ardından arkama yaslanıyorum güvenle. Sonra ... Sonra halis muhlis bir bardak Rize çayı içiyorum. Çayın deminden sarhoş, doğuya doğru göz alabildiğince uzanan Rize' yi seyrediyorum hayran hayran. Kah mavi, kah lacivert bir denizle yeşil bir kıyı at başı gidiyor güzellikte. Bu yarışın galibi hangi güzel olacak diye boşuna bekliyorum belki. İkisi de ayrı güzel, ikiside birinci çünkü. Yalnız yarışı bozan bir şey var ki ; o da insan oğlunun, iki güzel arasına elleriyle kondurduğu o taş bloklar. Ben de o iki güzel hatırına; kıyı boyunca uzanan , o neredeyse göğe yükselen taş blokları
görmezden geliyorum.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın doğa ve dünya kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ziraat Çay Bahçesi / Rize
Yüzü Denize Dönük Yaşamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Maslow` Un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramının Perspektifinden Ekonomik Açılıma Kısa Bir Bakış
Deniz Mavisi Özlemin Şimdi Bir Düş Oldu Anılarda, Ey Güzel İstanbul!
"Kelimelerin İçinin Boşaltılması" Deyimine Öznel Bir Yaklaşım
Ben ve Ötekiye Dair...
Taraf Olmak Ya da Bitaraf Kalmak
Yaşama Verilmiş Kısa Bir Molada, Geçişlerin Önemini Kavramak
Selimiye' Ye...
Yörelerden Ziyade Yüreklerde Düzenlenmeli Festivaller
Araf Bir Mekan; Piyer Loti ve Eyüp

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İmgelemden Gerçeğe [Şiir]
Sonbaharda Gölcük [Öykü]
Bir Masal, Şu Uzungöl! [Öykü]
Zaman İçinde Bir Çamlıca! [Öykü]
Can Aldatmacası [Öykü]
Tüm Zamanların Şehrine Yine... [Eleştiri]
Tüm Zamanların Şehrine Küçük Bir Eleştiri [Eleştiri]


Münevver Saral kimdir?

Kendime yaptığım yolculuklarımı görüntülediğim bir fotoğraf makinesi gibidir yazı. Kimi zaman gerçekleri hayali bir netlikte, kimi zamansa hayalleri gerçek bir netlikte fotoğraflayan bir makine.

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Münevver Saral, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.