..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye > Oğuz Düzgün




6 Nisan 2009
Obama'nın Mektubumuza Cevabı  
Oğuz Düzgün
Amerika Birleşik Devletleri Başkan’ı Türkiye’deydi. Meclisteki konuşmasını yapmadan çok önce kaleme aldığımız ve www.izedebiyat.com sitesinde yayımladığımız aşağıdaki önerilerimizin tamamına olumlu cevap vermesi bizi sevindirdi.


:BHFC:
Amerika Birleşik Devletleri Başkan’ı Türkiye’deydi. Meclisteki konuşmasını yapmadan çok önce kaleme aldığımız ve www.izedebiyat.com sitesinde yayımladığımız aşağıdaki önerilerimizin tamamına olumlu cevap vermesi bizi sevindirdi. Yazdığımız mektupla Obama’nın mesajlarının birbirini tamamlaması tam bir tevafuk örneğiydi aslında. Bu da hiçbir şeyin tesadüfi ve boş olmadığını ispatlıyordu. Üstelik oldukça da barışçıl mesajları var gördüğüm kadarıyla. Bana göre bu mesajları iki sebepten dolayı vermiş olabilirdi Obama. Ya gerçekten Amerika’nın yörüngesini savaştan barışa çevirecekti, ya da birkaç sene içersinde bir Ortadoğu ülkesine gerçekleştirilecek büyük bir saldırı öncesinde, bütün dünyaya barışçıl mesajlar vererek Amerika’yı yalnızlaşmaktan kurtarmaya çalışıyordu. Elbette bizim gönlümüz birinci seçeneğin doğru olmasından yanaydı. Zaten bu mektubu da bu amaç için yazmıştık. Ama taraflar hareketlerine dikkat etmezlerse, yakın bir gelecekte bizi büyük acıların bekleyeceği de âşikar. Umarız bu tür acılar bir daha yaşanmaz.

Şimdi geçen gün yazdığımız ve pek çok yere de gönderdiğimiz mektubumuzdaki önerilerle, Obama’nın mesajlarını karşılaştırma işini size bırakıyor, sizlere barış ve sevgi dolu hayırlı ömürler diliyorum.

Sayın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama,

Öncelikle, güzel ülkemiz “Türkiye’ye Hoş geldiniz!” demek istiyorum size. Sizin de bildiğiniz gibi Anadolu toprakları binlerce yıldan beri sevginin ve barışın hakim olduğu topraklardır. Bu nedenle sizi bir misafir olarak görüyor ve görüşünüz, inancınız ne olursa olsun, “hoş geldiniz” diyerek saygıyla karşılıyoruz.

Başkan Obama: -Türk halkına da gösterdikleri misafirperverlik için teşekkür ediyorum- (Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’le birlikte gerçekleştirdikleri toplantıda)

Önerimiz: Bütün dinler, bütün inançlar binlerce yıldır huzur ve barış içinde bir arada yaşayabiliyor bu topraklarda. Yeter ki dışarıdan uzanan eller karıştırmasın ülkemizi. Yeter ki, hiçbir ülke gücüne güvenerek ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışmasın. Türkiye’nin barış içinde yaşaması demek, Orta Doğunun, Balkanların, Karadeniz’in de barış içinde yaşaması demektir. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içinde olması demek, Avrupa ve Asya arasındaki bu koca köprünün sağlam kalması demektir. Eğer bu köprü zarar görürse, Deli Dumrullar köprünün başını tutarsa, bu ne sizin için ne Avrupa, ne de Asya için bir fayda sağlar. Tahtaları sağlam ve yol kesicilerden arındırılmış bir Anadolu köprüsü ise, bütün insanlığın yararı için gereklidir.

Başkan Obama’nın Cevabı: - Siz medeniyetlerin ortasında, tarihin dalgalarından etkilenen bir ülkesiniz. Medeniyetlerin buluştuğu pek çok farklı kültürün bir araya geldiği bir coğrafyadasınız. Ülkenizi bir yere ya da bir yerlere çekmek isteyenler olabilir. Ama ben inanıyorum ki bu kişiler şunu anlamıyorlar; Türkiye'nin büyüklüğü her şeyin ortasında olmasından kaynaklanıyor. Burası doğu ile batının birleştiği bir yer. Ülkenizin, kültürünüz güzelliği de buradan geliyor zaten. Kültürünüzün güzelliği, tarihinizin zenginliği ve demokrasinizin gücü, beraberinde geleceğe yönelik ümitleriniz, Türkiye'yi Türkiye yapıyor. Geleceğe de birlikte ulaşmalıyız. Ben burada bir kez daha Türkiye ile güçlü ve devamlı dostluğa yönelik taahhütümüzü dile getirmek istiyorum-

-Obama, Türkiye'nin bölgede normal ve barışçıl ilişkilere sahip, Güney Kafkasya bölgesinde barışçıl ilişkiler sürdüren tek ülke olduğunu kaydetti.-

Önerimiz: Avrupa ve Amerika’nın halen Anadolu kültür ve medeniyet mirasından öğreneceği çok şeyler var. Aslında birbirimizden öğrenebileceğimiz pek çok şey mevcut. Dünyayı, barış ve huzur cennetine dönüştürmek istiyorsak, birbirimize yardımcı olmalıyız.

Başkan Obama’nın Cevabı: -Obama, Türkiye'nin, ABD'nin önemli bir müttefiki olduğuna dikkati çekerek, ''Türkiye, Avrupa'nın önemli bir parçasıdır. Türkiye ve ABD, birlikte çalışarak, zamanımızın güçlüklerini çözümlemelidirler.'' diye konuştu.-

-Obama, pek çok zorlukları, son 60 yıl içinde birlikte ele aldıklarına dikkati çekti. Obama, ''Müttefikliğimizin gücü nedeniyle hem ABD hem de Türkiye, daha güçlendi, dünyada daha güvenli bir yer oldu.'' Dedi-

-ABD ve Türkiye, bu kapsamda dünya refahı, halklarımızın refahı için birlikte pek çok çalışma alanları bulabilir.-

Önerimiz: Kavgayı, kini, savaşı ve bölünmeyi körükleyerek değil de, barışı, sevgiyi yaymaya çalışarak geleceğimizi kurtarabiliriz.

Başkan Obama’nın Cevabı: ''Özellikle Müslüman dünyasında ortak hedeflere ve ortak duyarlılıklara yönelik neler yapılabileceğini ele aldım. Biz ABD olarak dostluk elini herkese uzattık. Eski bir Türk atasözü var; 'Yangına körükle gidemezsiniz'... ABD de bunu gayet iyi biliyor. Türkiye de bunu gayet iyi biliyor. Tabii ki bazılarına güçle karşılık verilmesi lazım. Ama güç tek başına sorunları çözemez ve aşırı uçlara karşı tek başına alternatif teşkil etmez. Gelecek, güç kullananların değil, tahrip edenlerin değil, yaratanların elinde olmalıdır. Biz de bu geleceğe yönelik birlikte çalışmalıyız

Önerimiz: Sevgi ve hoşgörü mimarları olan Mevlanalarımızı, Yunuslarımızı, Hacı Bektaş-ı Velilerimizi bir an önce öğrenmenizi öneriyoruz. Dünyadaki sevgisizliğin ortadan kalkması için bu rehberlere muhtacız. Biz bu değerlerimizi sizlerle paylaşmaktan asla çekinmiyoruz. Çünkü onlar sadece bizim değil, bütün insanlığın ortak değerleridir. Artık şunu da anlamamız gerekiyor, dünyada hiçbir sorun, savaşla, kavgayla, kinle kalıcı olarak çözülmüyor. Artık birbirimizi anlamaya çalışmamızın, manevi zenginliklerimizden istifade etmemizin tam da zamanıdır. Yoksa birkaç kişinin hırsı yüzünden daha binlerce insan ölebilir. Oysa Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim gibi bütün Kutsal Kitaplar, “bir insanı öldürmenin bütün insanları öldürmek” olduğunda hemfikirdirler. Buna rağmen çocuklarımızın gözü önünde, aslında sevgi ve barış içinde yaşanması gereken bu güzel dünyayı, bir kan küresi haline getiriyoruz.

Başkan Obama’nın Cevabı: ''Dünyanın en öldürücü silahlarının artması ve beraberinde süre giden çatışmalar var. Bu bahsedilenler, bizim daha yeni yaşamaya başladığımız yüzyılımızın önemli sorunları. Bunlara nasıl cevap vereceğimiz, geleceğin özgürlükle mi yoksa korkuyla mı, yoksullukla mı yoksa refahla mı şekilleneceğini belirleyecek. Güçle mi yoksa adil ve devam eden bir barışla mı? Şu kadarından emin olduğumu söyleyebilirim; hiçbir ulus bahsettiğim zorluklara tek başına karşı gelemez. Bu kapsamda, bunun başarılabilmesi için tüm ulusların birlikte çalışması gerekiyor. O nedenle birbirimizi dinlemeli ve ortak hedeflere yönelik çalışmalıyız. Bu nedenle müşterek menfaatlerimiz üzerinde çalışmalıyız ve farklılıklarımızın ötesine geçebilmeliyiz. Bizler bunu yaptığımızda, bir arada çalıştığımızda daha da güçleniriz.''

''Burada savaşa girme konusunda, sizin tarafınızda da benim ülkemde de farklı görüşler mevcuttu. Ama artık bu savaşı, sorumlu bir şekilde sonlandırma görevine sahibiz.'' diyen Obama, ''Çünkü, Irak'ın güvenliği, bölgenin güvenliği açısından da önemli. ABD, gelecek ağustos ayı itibariyle oradaki güçlerini çekecek. Irak hükümeti de güvenlik adına alması gereken sorumlulukları alacak.'' diye konuştu

Önerimiz: Keşke bütün ülke liderleri Hz. Muhammed gibi, kibir yoluna girmeden hatırlayabilseydiler insanlıklarını! “Ben kral değilim. Kureyşli, kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum” dediği gibi cesurca haykırabilseydiler insan olduklarını. Umarım siz böyle olursunuz. “Ben siyahi bir annenin oğluyum” diye haykırabilirsiniz cesurca. Umarım diğer bir adınız olan ve size aslınızı fısıldayan “Hüseyin” isminden utanmaz, Müslüman köklerinizle de gurur duymayı başarırsınız.

Başkan Obama’nın Cevabı: Yüzyıllar boyunca İslam dünyasının, dünyanın şekillenmesine katkıda bulunduğunu kaydeden Obama, bu çabaların kendi ülkesinde de yansımasını gösterdiğini vurguladı. ABD'nin de Müslüman Amerikalılarla birlikte zenginleştiğini kaydeden Obama, ''Birçok Amerikan ailesinde Müslüman üyeler var. Bunu çok iyi biliyorum. Çünkü ben de bunlardan biriyim.'' dedi.

Önerimiz: Umarım Amerika’daki ve Avrupa’daki Zenci toplumunun geçmişte yaşadıkları acıları da devamlı hatırlarsınız. Bu acılarla yüzleşmeniz, diğer dünya insanlarının acılarına duyarlı olmanızı sağlayacaktır.

Başkan Obama: İnanç özgürlüğü sayesinde, sivil toplum canlanarak devleti güçlendirir. İşte biz de bu nedenle Heybeliada Ruhban Okulunun açılması gibi eylemlerin son derece güçlü sinyaller vereceğini düşünüyoruz. Ayrıca hukukun üstünlüğüne olan taahhüt, adaletin insanlara ulaştırılması anlamında atılabilecek en önemli bir adımdır. Azınlık hakları sayesinde halk, her tür katkıdan, her bireyiyle yararlanma fırsatı bulacaktır. Bunu, ben geldiğim ülkenin başkanı sıfatıyla söylüyorum. Benim gibi, benim ten rengime sahip birinin oy hakkına bile sahip olmadığı ülkeden bahsediyorum. Nerede kalmıştı başkan olması? Ama bu kapasiteyi özellikle vurguluyorum ki değişim hepimizin yapabileceği bir şey. Önümüzdeki her zorluk bizim açımızdan, eğer demokrasiye sadık kalırsak daha kolay aşılabilir. Bu iş tabii ki kolay değil. ABD'de bu amaçla Guantanamo cezaevlerinin kapanmasını istedik. İşkencenin önüne geçtik. Hepimizin değişmesi gerekiyor. Bazen değişmek hiç de kolay değil.'' Obama, demokrasilerin önünde güçlük olarak ortaya çıkan, ''geçmişle nasıl başa çıkılacağının'' bilinmesi gerektiğine işaret etti.

''ABD halen, kendi bazı karanlık dönemlerini ele alma sonucuyla yüz yüze'' diyen Obama, Washington Anıtının karşısında, Abraham Lincoln Anıtının da bulunduğunu söyledi. Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kendisi, Washington'un başkanlığı sonrasında, köleleri kurtaran kişidir. Ülkemizde kölelik ve ayrımcılık geçmişi var. Tarih, her zaman psikolojik gerçeklerle dolu. Ama geçmiş, eğer çözümlenemezse omuzumuzda büyük bir ağırlık oluşturur. Her ülkenin bu anlamda geçmişiyle barışması ve daha iyi bir geleceğe yönelmesi gerekmektedir.

Önerimiz: Bu acıları hatırladıktan sonra, 1400 yıl önce yaşamış olan Hz. Muhammed’in Zenciler’e nasıl davrandığını öğrenerek, “Hüseyin” isminizin kaynağı olan Hz. Muhammed’in ne kadar sevgi dolu bir insan olduğunu anlayabilirsiniz.

“Bir gün Hz. Peygamber Hz. Aişe ile otururken zenci bir kadın içeri girdi. Resul-i Ekrem (SAV) bu kadına çok iltifat etti. Onun bu kadına gösterdiği büyük itibara hayret eden Hz. Aişe, bunun sebebini sorunca Hz. Peygamber: -Bu hanım Hatice’yi ziyaret ederdi. Dostluğa vefa imandandı , diye cevap verdi.” Görüldüğü gibi Hz. Muhammed zenci-beyaz, kadın-erkek ayrımı yapmadan, bütün insanlara sadece insan oldukları için saygı göstermişti. İnanıyorum ki, siz de Yahudi-Arap, Hıristiyan-Müslüman ayrımı yapmadan bütün dünya insanlarına karşı adil davranacaksınız. Yanlış uygulamalar nedeniyle ülkenize küsen dünya halklarını yeniden kucaklayacaksınız umarım.

Başkan Obama’nın Cevabı: ''ABD; iki devleti, İsrail ve Filistin devleti hedefini desteklemektedir, yan yana ve barış içerisinde. Bu, Filistinlilerin de hedefidir, İsraillilerin de hedefidir, dünya genelindeki diğer ulusların da hedefidir. Bu hedef, herkesin üzerinde uyum sağladığı hedeftir. Ben, bunu ABD Başkanı sıfatıyla yakın bir şekilde izleyeceğim. Hem İsrailliler hem de Filistinliler, ileri adımlar atmalı ve güveni sağlayacak adımlardan çekinmemelidirler. Her ikisi de taahhütlerine uymalıdırlar. Her iki taraf da uzun dönemdir süren sorunları çözmelidirler ve daha çok, devam eden barışa yönelik çabalar göstermelidirler.

Son yıllarda bazı zorluklar yaşandığını belirten Obama, ''Birbirimizi bir araya getiren güvenin zorlandığını biliyorum. Bu zorluğun tabii ki pek çok alanda yaşandığını da biliyorum. Özellikle Müslüman inancın gündemde olduğu ülkelerde yaşandığını biliyorum'' dedi. Konuşmasında ''ABD hiçbir zaman İslam ile savaşta değildir, olmamıştır, olmayacaktır'' ifadelerine yer veren ABD Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:

''Esasen Müslüman dünyası ile olan ortaklığımız kritik öneme sahiptir. Bu, sadece ideolojileri dışlamak adına değil, fırsatları güçlendirmek adına da yapılmalıdır. Aynı zamanda şu konuda da net olmak istiyorum. ABD'nin Müslüman toplumlarla, Müslüman dünya ile olan ilişkisi sadece terörist karşıtlığıyla sınırlanamaz. Biz, bu sürece daha kapsamlı dahil olmak istiyoruz. Dikkatli bir şekilde dinlemeliyiz, anlaşmazlıkların ötesine geçmeli, ortak zeminler yaratmalıyız. Aynı fikirde olmadığımız zamanlarda bile saygı duymalı ve bu konuda İslam inancına olan saygımızı göstermeliyiz.''

Mektubuma son verirken, tekrar güzel ülkemiz Türkiye’ye hoş geldiniz diyor, ruhunuzu ve aklınızı Mevlanalarımızla, Yunuslarımızla doldurarak ülkemizden ayrılmanızı temenni ediyorum..

En içten saygılarımla….

Oğuz DÜZGÜN






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yurtdışına Kitap Gönderin
Kur'an-ı Kerim ve Arsenik'te Yaşayan Bakteriler
Wikileaks: What I Know It Leaks...
Ab'nin Yeni Dil Arayışı ve Türkçe
Mevlânâ İranlı mı?
Almanya'da Barış ve Türkçe Rüzgârı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Var Ya Sen! [Şiir]
Çakkıdı Çakkıdı [Şiir]
Bâlibilen Dilinde Şiir [Şiir]
Üç Boyutlu Şiir [Şiir]
Miraciye [Şiir]
Sağanak Sen Yağıyor [Şiir]
Bülbüller Şehri İstanbul [Şiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Şiir]
Burası Sessiz Biraz [Şiir]
New Orleans'lı Siyahi Kirpiklerin [Şiir]


Oğuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatın her alanında çalışmalar yapıyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoğlunun özelliği değil midir iletişimde bulunduğu varlıklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.