Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Böyle kişiler yetiştikleri ortamda çevreye uyumlu, dengeli ve eksenli bir görüntü veririler. Ancak, bulundukları ortam değiştiğinde, örneğin, yurt dışına çıktıkları vakit, o güne kadar yaptıklarının tam tersi söylem ve eylemlerde bulunurlar. Peregrinik kişinin konuşması, davranışları değişir, adeta "ne oldum delisi" olur. Oralarda kendini çok daha özgür, bağımsız ve sorumsuz hisseder. Kendi ülkesindeyken yapamadığı, söyleyemediği, bastırdığı çıkartılarını yurt dışında açığa çıkarır, rahatça söyler. Benliği, kişiliği, değişir. Nasıl biri olduğunu unutur. Bambaşka ve değişik bir ortamda olduğundan kendisi de adeta bambaşka ve yeni bir insan olur. Ama bu geçici bir durumdur, geri dönünce tekrar eski kişilik ve benliğine ister istemez kavuşacaktır. Peregrinik kişi kendi ülkesinde yasaklanan, hoşgörülmeyen her şeyi yabancı ülkelerde yapmaya kalkışır. Örneğin, dindar biriyse ağız dolusu küfürlü konuşmaya başlar, domuz eti yer, şarap içer, namazı bırakır, eşcinsel ve travestilerle yatıp kalkar, tüm bastırılmış fantazilerini açığa vurur, hatta kadın kılığına bile girip dolaşabilir, çünkü nasıl olsa tanıdıklardan kimse kendisini görmeyecektir. "Millet ne der? herkes ne der?" gibi korkularını bir kenara bırakır. Eğer ünlü bir romancıysa ülkesinde söylemeye cesaret edemediği şeyleri bir İsviçre gazetesine demeç vererek dışa vurur, mangalda kül bırakmaz. Kendi ülkesinde binlerce Ermeni ve Kürdün öldürüldüğünü, bunu kimsenin itiraf etmeye cesaret edemediğini övünerek söyler. Kendisini bir postmodern kahraman, kurtarıcı, büyük bir tarih bilgesi gibi görür. Eğer bir politikacıysa yurt dışına gittiği vakit uçakta giderken veya resmi görüşmelerde en çarpıcı açıklamaları yapar, tarih yazdığını zanneder, diplomasiyi bir kenara atarak kıpkırmızı biz yüzle, olmadık davranışlarda bulunur, önüne gelene fırça çeker. Yurda geldiği vakit bir fatih gibi karşılanır. Yurtdışında kendi kamuoyuca pek hoş karşılanmayacak şeyler söylemiş, çamları devirmiş ise ülkesine döndüğünde "ben öyle şeyler söylemedim, benim sözlerim ona değildi" veya ''aslında ben o söylediğiniz ifadeyi kullanmadım'' diye çark etmeye çalışır. Söylediklerinin yanlış anlaşıldığını belirtir. Yandaş medya da kendisinden "tabuları yıktı" diye övgüyle söz eder. Genelde derin bir aşağılık kompleksi, yoğun aile baskısı yaşamış, kenar mahalle kökenli, tarikatçı veya kendini olduğundan fazla göstermeye çabalayan sonradan görmelerde sıkça rastlanan bu alışkanlık kişisel dengeyi bozduğu gibi, saldırganlık, sürekli yalancılık ve ileri yaşlarda bellek ile düşün yapısında travmalara yol açar. Sendrom zamanında fark edilmediğinde beyin zehirlenmesi, eksensiz davranışlar, ani cinnet halleri, kelleşme, argo, ağız bozukluğu, bağıra çağıra konuşma, sürçü lisan, epilepsi gibi sonuçlarla karşılaşılabilir. Tedavide hem beslenme, hem psikolojik yön birlikte değerlendirilmeli, sağlıklı düşünme koşulları kendisine anlatılmalı, doktor gözetiminde öncelikle haram olduğunu sandığı şeyleri yemeli ve içmeli, Türk Kurtuluş Savaşı ve devrim tarihi kendisine yeniden öğretilmelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |