Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Evet ama kazın ayağı öyle değil. Çağdaş Geştalt psikolojisi bu görüşte değil. Geştalt’ın ne olduğu hakkında burada uzun yorumlar yapacak değilim. Meraklısı bunu bilir zaten. Ben burada psikolojik terimler kullanmadan ve yalın bir biçimde kendimizi nasıl sevebileceğimizi ortaya koymaya çalışacağım. Çünkü kendini sevmeyen, başkalarını da gerçekten sevemez. Peki kendimizi nasıl seveceğiz? Şöyle: • Öncelikle kendi kendimizi olumsuz bir şekilde eleştirmeye son vermeliyiz. Mükemmel insanı oynamaya kalkışmak üstümüzde çok yoğun ve gereksiz bir baskı yaratır ve yaşantımızda asıl düzeltilmesi gereken yönleri görmemizi engeller. Hiç kimse mükemmel değildir ve olamaz. • Korkulara, korkmaya ve kendimizi korkutmaya son verelim: Yaşantımızda başımıza gelebilecek en kötü olasılığı veya en kötüyü bekleyerek yaşamak korkunç bir şeydir. Olumsuz sanrılar ve kaygılar yerine gerçekten olmasını dilediğimiz bir düşünceyi, imgeyi, hayali koyabiliriz. Örneğin öz hayallerimiz, güzel şeyler, sevgili, sevdiğimiz insanlar, güzel müzikler, güzel anılar, vs… • Kendimize öfkelenmeyelim ve kendimize karşı sabırlı ve anlayışlı olalım. (Kaptan Haddock sendromundan kurtulalım). Çünkü hepimiz hata yaparız. Mükemmeliyetçilik illetine tutulmuşuzdur. Beklemeye de sabrımız yoktur. Mutluluğa hemen sahip olmak isteriz. (Kuşkusuz bu bazıları için geçerli olmayabilir. Öyle sabırlı insanlar tanıdım ki, yani, sabır taşı çatlar fakat onlar çatlamaz) • Aklımıza karşı, kendimize karşı nazik ve sevecen olalım. Olumsuz düşünceleri, kuruntuları, endişeleri bir kenara bırakıp kendimize “seni seviyorum, her şey yolunda” diyelim. İyi ve mutlu sonuçlar hayal edelim. • Kendi kendimizi övelim. (Böbürlenelim demiyorum tabi ki). Hepimiz sonsuz zekanın imgesi (sureti), dışavurumları, yansımalarıyız. Kendimizi aşağılamakla, küçümsemekle aslında bizi yaratan gücü aşağılamış oluyoruz. Sonuçta tinsel ve tensel gücümüz azalıyor ve tükeniyor. • En iyisi kendimize şunları soralım: Kendimi yeterince iyi, rahat ve güzel hissediyor muyum? Kendimle barışık mıyım? Ne için yaşıyorum ve neden yaşıyorum? Hayatımı değiştirmek, yenilemek, sevdiğim ve sevdiklerimle tam istediğim gibi bir yaşam sürmek için ne kadar arzuluyum? Hayattaki amacım ve hedefim ne? • Kendimizi sevmek, kendimizi desteklemek, kendimize yardımcı olmak demektir. O halde, arkadaşlarımızın da bize yardım etmelerine izin verelim. Yani her şeyi tek başımıza yapmaya kalkışıp sonra beceremediğimiz zaman kendimize kızmayalım. Gelecek sefer yardım istemeyi deneyelim. • Olumsuz özelliklerimizi sevelim. Kendimizi çok ciddiye almayalım, hatta kendimizle alay edelim, gülelim, dalga geçelim.. . İçimizdeki çocuğu sevelim. O çocuk mutlaka içimizde vardır. O çocuğu bulup ortaya çıkaralım. • Ruh ve bedenimize çok iyi bakalım. Alkol, sigara, uyuşturucudan kaçınalım, sağlıksız besinler ve abur cuburla gereksiz yere midemizi doldurmayalım. Yani sağlam kafa, güçlü kişilik, sağlam vücutta bulunur. Güçlü kişilikleri olanlar en zor şartların ve acıların üstesinden kolaylıkla gelebilirler. • Ayna çalışması yapalım. Başımıza iyi bir olay gelirse, bir başarı kazanırsak aynanın karşısına geçip kendimize ve yaratıcıya teşekkür edelim. Çünkü bunda yüce yaratıcının olduğu kadar kendi katkımız ve payımız da mutlaka vardır. Kendini sevmekte zorlananlar hiçbir şeyi ve hiç kimseyi affetmeyen, beğenmeyen, sevmeyen kişilerdir. Bağışlamakla sevgi kapımızı açmış oluruz. • Kendimizi hemen, şimdi ve karşılıksız sevelim. İnsanları sevmenin yolu buradan geçer. Nasıl ki görmüş olduğumuz insanları sevmeden, görmemiş olduğumuz Tanrı’yı sevemez isek, aynı şekilde, sürekli birlikte olduğumuz kendi öz varlığımızı sevmezsek, kendimize tahammül etmezsek, diğer insanları da gerçekten sevemeyiz, tahammül edemeyiz… Sever gibi yapmak, sever görünmek ikiyüzlülüktür. • O halde doğru an veya zamanın gelmesini beklemeyelim. İnsanlar değiştiremeyiz. Onları olduğu gibi kabul edelim. Olumsuz bir insanla birlikteysek ve düzeltme olanağımız yoksa, kendi paçamızı kurtarmaya bakalım. Kendi içsel dengemizi korumak için böyle birinden uzaklaşmanın, kurtulmanın yolu kendimizi sevmektir. Çoğu zaman kötü ve olanaksız ilişkileri sürdürmeye çalışarak kendimizi ezdirir, kendi varlığımızın tahrip olmasına davetiye çıkartırız. • Şunu çok iyi anlamamız gerekir: Biz bu dünyaya diğer insanları mutlu etmeye, onlara yaltaklanmaya ve yaşantımızı onların istediği şekilde sürdürmeye gelmedik. Dolu dolu yaşamak, sevmek, sevilmek, öğrenmek, bilgilenmek, olgunlaşmak ve hayattan keyif almak için geldik. Kendimizi her açıdan tamamlamak, tatmin etmek, sevgimizi ve umutlarımızı en derin ve en yoğun şekilde göstermek ve paylaşmak için bu dünyaya geldik. Bu dünyadan ayrılırken de beraberimizde götüreceğimiz tek şey umudumuz ve sevgimiz olacaktır
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |