..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Suçbilim > Hulki Can Duru




26 Mart 2011
Fahrenheit - 451 Sendromu  
Hulki Can Duru
Bu olay bana, Haçlı Ordusuna “onların çocukları da doğduktan sonra günah işleyecek, Katolik Protestan hepsini öldürün, Allah mümin kullarını hıfzeder” diyen kardinal Amalric’i anımsattı. Evet yanlış okumadınız, Haçlı Seferleri sadece Müslümanlara değil Hristiyan Fransızlara da düzenlendi.


:DBAC:
1966 yapımı, François Truffaut’nun yönettiği “Fahrenheit 451” isimli filmde gelecek yüzyılın İngiltere’sindeki kitap korkusu sendromu anlatılır. Kitap korkusu öylesine yoğundur ki basmak ve yayınlamak yasak olduğu gibi evinde kitap bulundurmak da çok ağır bir suçtur. Özgür düşünceyi, felsefeyi, tartışmayı, güzel sanatları, öyküleri, şiirleri en büyük tehdit olarak gören İngiliz hükümeti kitap casuslarıyla evlere baskınlar düzenlemekte, özel itfaiyeci birlikleriyle kitapları yakarak yok etmektedir.

Oysa, artık bu hayali öykünün ülkemizde son günlerde yaşanan olayların yanında çok “banal” ve “sıradan” kaldığını itiraf etmek durumundayız. Çünkü, dünya tarihinde bir ilk olarak, henüz basılmamış kitaplar daha taslak halindeyken, müsvetteleri toplanmakta, yazarlar ve yayıncılar terörist oldukları gerekçesiyle tutuklanmakta, kitapların kopyaları bilgisayarlardan pür telaş silinerek adeta tamamen yok edilmek islenmektedir. Açıkça görülüyor ki ülkenin içine düştüğü acınacak durum artık kimsenin hayal bile edemeyeceği, “Fahrenheit 451” yapımcılarına bile parmak ısırtacak bir düzlemdedir.

Bu olay bana, emrindeki Haçlı Ordusuna “onların çocukları da doğduktan sonra günah işleyecek, Katolik Protestan hepsini öldürün, Allah mümin kullarını hıfzeder” diyen kardinal Amalric’i anımsattı. Evet yanlış okumadınız, Haçlı Seferleri sadece Müslümanlara değil Hristiyan Fransızlara da düzenlendi. 22 Temmuz 1209 Aziz Mecdelli günü Papa III. Innocent’ın oluru ile gerçekleşen bu katliamda Béziers kentinde kiliselere sığınmış olan binlerce savunmasız insan, kadın, çoluk, çocuk demeden gözü dönmüş Haçlı Ordularınca kasaplık koyunlar gibi katledilmiştir. Fransa ve Papalık tarihine kara bir utanç lekesi olarak geçen bu olaydan kimse söz etmek istemez, görmezden, bilmezden gelinir…

Doğmamış bebeleri katleden zihniyetle, basılmamış kitapları yok eden zihniyet arasında bir fark var mı? Ben bir fark göremiyorum. Bu yapılanlar özgürlüğe, demokrasiye, insan haklarına, barışa ve insanlık değerlerine karşı yapılan en ağır ve en aşağılayıcı saldırıdır. Bunu Hitler bile akıl edememiştir. Fahrenheit 451’in yazarı Ray Bradbury'nin de hayal gücünün pek fazla olmadığını itiraf etmek durumundayız. Çünkü bizim memlekette kitaplar daha basılmadan, müsvette halindeyken küvöze atılan ceninler gibi yok ediliyor. En son tahlilde düşünceler ve düşünen kafalar yok edilecek. E işte adı üstünde: ileri demokrasi budur.

2011 Haziran seçimleri yaklaştıkça bireysel özgürlüklere, kişi dokunulmazlıklarına karşı saldırıların dozu daha da artacak görünüyor, öyle ki –herhangi bir iç ya da dış kriz gerekçe gösterilerek- seçimlerin iptali bile gündeme gelebilecektir.

Cumhuriyet ilkelerine bağlı yurttaşlar olarak büyük ve son bir savaşa doğru sürüklendiğimizin artık ayırdına varmalıyız. Karşımızdaki düşmanlar Atatürk’ün kurmuş olduğu Türk Cumhuriyetini, bağımsızlığımızı, geleceğimizi, devrim ve ilkeleri ve Atatürk gençliğini ezmeyi, sindirmeyi ve yok etmeyi kafalarına koymuşlardır. Bu gizli gündemin açığa çıkmasından da artık eskisi gibi çekinmiyorlar. Kendilerinden eminler.

25 Mart 2011 günü Libya savaşına destek için yapılan son tezkere oylaması da iktidar ve ana muhalefet partisinin birbirinden pek farkı olmadığını açığa çıkarmıştır. Kaddafi iyi bir lider olmayabilir. Ancak, Libya’nın da Irak gibi, Birleşik Haçlı Ordularınca, yağma Hasanın böreği gibi, kapış kapış aymazca paylaşılması uluslararası hukuk normlarına göre kabul edilemez. Uluslararası hukuk normlarını görmezden gelen Birleşmiş Milletler ’in küresel bir terör örgütünden farkı kalmamıştır.

Türkiye’nin bu yeni Haçlı Ordularının çapul ve yağmasına katkıda bulunması, savaş gemileri ve denizaltı göndermesi, İzmir’i NATO komuta merkezinin karargahı haline getirmesi domino salınımını hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Bunu hep birlikte göreceğiz. Türkiye NATO’dan çıkmalıdır diyenlerin haklı olup olmadıkları da bu şekilde anlaşılmış olacaktır. Umarım yanılan ben olurum.

Az kalsın unutuyordum: F451 sendromu kriminel eğilimlere bağlı ruhsal sapkınlıklar (suçbilim) kapsamında mütalaa edilmelidir. Hastaların toplumdan tecrit edilmeleri, gerekirse zincirlenerek demir kafeslere kapatılması, kitabın aslında ağaçtan yapıldığı, ağacın odun olduğunun anlatılması ve Tebbet okunması faideli olabilir.



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yeter ki susmayalım..
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
27 Mart 2011
"Doğmamış bebeleri katleden zihniyetle, basılmamış kitapları yok eden zihniyet arasında bir fark var mı?" diye soruyor üstat. Elbette yok.Okuma hakkımıza,düşünme hakkımıza saldırıdır bu. Varacağı yer "Senin ne düşündüğünü, hatta ne düşüneceğini biliyorum, yürü kodese"dir.Sivas'ta cayır cayır insan yakanlardan ne beklenir? İşte postmodern faşizm, pardon, ileri demokrasi(!)... Neyse ki insanlığın ölmediğine dair umutlar da boy veryor bir yandan. Binlerce tepki imzası, kitabı ortak yayınlama girişimleri...Yeter ki susmayalım..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kendimizi Sevmek
Miraç ve Mescidi Aksa (2ci Bölüm)
Peregrinus (Eda) Sendromu
Şeriat Hala Geçerli mi?
Miraç ve Mescidi Aksa (1. Ci Bölüm)
Türkiye’yi Savaşa Sokmak Yasalara Göre Suçtur!
Çocuklarla Evlenmenin Hukuksal ve Etik Boyutları
Dindarlığın Psikiyatrik Tetkiki
Ses Kirliliği ve Hoparlörlü Camiler (2ci Bölüm)
Piromani (Pyromania)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.