Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin |
|
||||||||||
|
Hayatımızda birçok sorun yaşamaktayız. Bu sorunları geçici çözümlerle önleyebiliriz belki ama bir gün o sorunların yeniden yeşerdiğini ya da yeni bir kaynaktan önümüze çıktığını görürüz. Öyleyse yapılması gerek şey sorunun köküne inmektir. Sorunun kaynağı düşüncelerimiz mi, duygularımız mı, davranışlarımız veya tavırlarımız mıdır? Kaynağı ne ise oraya inmeli ve o sorunu kökünden halletmeliyiz. Korkularımızla yüzleşmesini öğrenmeli ve gerekirse yüzümüzdeki sivilceleri deşmeliyiz. Evet, evet sorunun ne ise onu iyice hissetmeliyiz. Onun ortaya çıkmasına izin vermeliyiz ve onu ele geçirmeliyiz o bizi ele geçirmeden. Hayata olumlu yönden bakmalıyız. Zıra beyin, olumsuzluk eklerini reddetmekte mutlu düşünmeye dair cümleler kurmamızı istemektedir. Ben bu hastalıktan kurtulamayacağım dediğimiz anda o düşünce bir kanser gibi her yerimizi sarmakta ve dalımızı budağımızı kırmaktadır. Hayatı bir zorunluluk gibi görmemeliyiz. Yaşadığımız için yaşamalıyız. Dallarımızı kıran rüzgar nereden eserse essin toprağa kök salmalıyız. Mutlu olmalıyız. Bütün sorunları var olduğumuz için yaşadığımızı unutmamalıyız. Yaşamalıyız denizi de martıları da anlayarak.Her ikisine de masmavi bir gözle bakmalıyız.Bütün kapılarımız kapatılsa da ve bütün anahtarlar denize atılsa da anahtar deliğinden hayata gözlerimizi katmalıyız.Gülümsemeliyiz şarkılar söylerken.Tat almalıyız su sesinden, kuş sesinden, hayatın musikisinden.Gürültünün ve patırtının içinde coşkun ve berrak bir ırmak gibi akmalıyız.Yüreğimize su serpmeliyiz. Yaşamanın masayı ikide bir toparlamak ya da temizlemek olmadığını bilmeliyiz.Arada sırada masaya bir vazo içinde çiçek koymalıyız. Mum ışığında sevdiğimizle yemek yemeliyiz.Gücümüzü sevgimizden almalıyız.Çiçek bahçesine düşmüş bir kelebek gibi renkli bir hayat yaşamalıyız ve bir çiçek bahçesine gömülmeliyiz. Mutluluğun sadece zevk almak, tat almak olmadığını öğrenmeliyiz.Acı çekmek, sıkıntı çekmek mutluluğun bir parçasıdır demeliyiz. Mutluluğun düştükten sonra kalkmak olduğunu yan gelip yatmak olmadığını kabul etmeliyiz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |