Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
bembeyaz bir yüzüm yok istediğim renge boyasaydım, çizgiler çizseydim düşlediğimde istediğim şekle soksaydım belki de.. kapakları olsaydı, açıp kapayabilseydim görünmez olmak istediğimde.. gizli geçişleri olsaydı zamanın durağanlığında, saklansaydım.. gizli cümleleri olsaydı yüzümün, saklı bölümleri olsaydı yaşadığım anların ve gizli bölmeleri olsaydı duygularımın, yakalanmasaydım.. ne ben tanısaydım taşıdığı anlamları bazen, ne de sen.. biter miydi aynadaki kavgam? bir palyaço olsaydım, diner miydi gözyaşım? Bir gizli kapı olsaydı veya kaçar mıydım? "bir oda dolusu sırrım var nereye yerleştireceğimi bilmiyorum ve yalnızlığımla sobeleniyorum nereye gitsem" ağlar odalar, duvarlar sızlar, musluklar damlatır yalnızsan kaçamazsın.. kendilerince ağlarlar sana.. kendi dillerince avuturlar seni farkında olmadan sen.. sen farkında olmadan okşar evinin perdeleri seni; üzerini örterler usulca, ve düştüğünde sen yorgunca yatağına, silerler yüzündeki izleri ve örterler düşlerinin üzerini sessizce.. kanatmadan silerler yaralarını, alırlar ağrılarını gizlice.. kanamaya yüz tutmuşken tam da sen, uyuturlar geceye.. hissettirmeden.. kendinden içeri saatleri vardır yalnızlığın, göründüğünden farklı yüzleri vardır.. dışına çıkınca tanımlar kendini, ne siyahtır ne de kırmızı.. içine girince boğar seni, ve bozar suskunluğunu.. ağırdır sözcükleri ve düğüm düğüm eder gözlerini.. ekseninde dönünce yakalar seni.. söyleyecek sözün yoksa kendine, söz geçiremiyorsan hislerine.. yalnızlığını yalnız bıraksan ve sensiz kalsan, en çok “sen” ağlar gördüklerine.. görmezken sen kimseyi, görmemeli kimse seni.. nerede kaybolur bu hapsolmuşluk hissi? oysa.. bir sigarada bin acı düşer içine. bir şarkı bin yara açar içinde.. içebilirsin böyle zamanlarda kendi kanını, geçebilirsin kendi kendinin üzerinden ve basıp ezebilirsin! taşıdığın bu kalın deriden kılıf bin acı örter bin panik örter bin öfke örter ruhunda örtüşebilmek için diğerleriyle, bin gerçek örter.. seçeneksiz yüzüm bembeyaz olsun isterdim.. istediğim renge boyasaydım her renkte yeni bir kişilik olsaydım sıyrılıp kendimden.. her renkte yeni bir pencere açılsaydı ruh boşluklarıma esinti yapsın diye.. her pencere de yüzüme çarpan bir başka benle karşılaşsaydım, selamlaşıp sadece ve gülümseyip ona, yeniden tanımlansaydım.. sonra çarpıştığım her benden bölünerek ayrılıp, çıkarılsaydım ardından hayat denkleminden.. darmadağım olsaydım ve kendi çarpım tablomda kaybolsaydım.. toparlayamasaydı kimse beni, toplayamayıp çarpamasaydı.. ve birleştiremeseydi parçalarımı.. yeni anlamlar yükleseydi bilinmezlerime.. koşarak geçseydim hayat kenarlarından, çapaklı ayrıntılardan ve her renkte yeni bir dünyaya düşseydim.. her dünyada yeni bir uykudan uyansaydım ve bir sabah uyandığımda ben artık ben olmasaydım? tanımasaydım kimseyi, hissiz uyansaydım, tanınmasaydım.. ve sonunda.. ve sonunda.. ..... Keşke kendi cinayetime şahit tutulmak zorunda kalmasaydım!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © melis balcılar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |