Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Bir şey var yüzünde. Biri geçiyor sanki yüzünden. Sürekli birini düşünüyor, sürekli ayrıntı da kalıyor her şey. Sıkılıyor, beziyor, öfkeleniyor. Kısa bir an sonra bir şaşkınlık yayılıyor yüzüne. Hayret gülümsüyor, ilk defa güler gibi yapmıyor hakikatli bir gülümseme kesiliyor yüzü. Yine de tedirgin, med cezir den yorgun. Anlatsa, gerçekten bir kere olsun gerçek bir insan, gerçek bir kadın olabilse. Olmuyor. Hiç olmadı, daha önce de hiç yanaşmadı buna.. . Bir şeyler içmek geliyor aklıma. Şarap açıyorum. Biliyorum sevdiğini, iyi şaraptan hoşlandığını, başka da bir şey asla içmediğini. Beceriksizce dolduruyorum kadehleri önüne sürüyorum. Kaldırıyor kafasını her neredeyse kiminleyse bir an geri geliyor muzipçe gülümsüyor. Alıyor kadehi yarım havaya kaldırıp beni selamlıyor. İri bir yudum alıyor . Bir şeylerden bahsediyorum, derelerden tepelerden. Samimi bir efkar sofrası kurmaya çalışıyorum, hani iki arkadaş efkar dağıtırmış gibi. Kadehleri yeniliyorum ardı ardına. Yavaş gidiyor ama iri yudumlar alıyor. Sonra duruyor kadehi önüme doğru itiyor. ‘’Ben sarhoş olmam küçüğüm’’ diyor.Bu küçüğüm beni daha da eziyor un ufak ediyor. Ne kadar içersem içeyim hiç büyümüyorum. Hep bana kendimi eksik hissettiriyor. Önüme bakıyorum, bir suç işlerken yakalanmış gibi pişman süklüm, püklüm elimde ki kadehe bakıyorum.. Sesini duyuyorum, kaldırmadan kafamı sesini dinliyorum’’ Ben uyuşmam küçüğüm ne kadar içsem de ben uyuşmam. Beynim izin vermez buna. Sadece içtikçe kanarım, kanadıkça kanatmak isterim, ama seni değil'' diyor. Bir kağıt duruyor sehpanın üzerinde. Beyaz küçük bir kağıt. Alıyorum okuyorum, okuduğumu sanıyorum ama anlayamıyorum. Gittiğini yazıyor her şeyi bana bıraktığını yazıyor. Her şeyin benim olduğunu yazıyor. Bu kadar. Bu kadarmışım, diyorum. Ne kadar olduğumu ben biliyor muyum? Sanırım şimdi öğreniyorum. Gelir diyorum, gelecek diyorum, belki gelir diyorum en son gelmeyecek diyorum. Onu arıyorum gizli gizli. Takıldığı yerlere takılıyorum, girip çıktığı yerlerde geziyorum, kendimden bile gizleyerek onu arıyorum. Kimi zaman beni seyrediyor, belki tranvay da şimdi önüme çıkacak diye paranoyaya kapılıyorum. Sonra açıkça aramaya başlıyorum. Kendimle birlikte kimseden gizlemeden, sora sora arıyorum, bulamıyorum. Onun yerine o adamı buluyorum. Pat diye çıkıyor karşıma, enine boyuna seyrediyorum anlamaya çalışıyorum. Neden bu adamı o kadar düşündüğünü, neden onu bu kadar şaşırttığını, Allah’ın belası bir neden arıyorum. Her şeyi kabullenip, birbirimize dayanıp yaşayabilecekken onu benden alıp nereye götürdüğünü bilmek istiyorum. Sormak yerine, açıkça anlatmak yerine aniden pis bir gurur yerleşiyor içime, garip bir tavra bürünüyorum. Okuma bayramlarında küçük kızların yüzündeki makyajlar kadar iğrenç bir kadınlık takınıyorum.. Sigara içmek istiyorum.. Sigara içmem ben hiç söylemiş miydim? Bir an sırt çizgisinin ne kadar güzel olduğunu fark ediyorum. Bir erkek için ne kadar pürüzsüz bir teni olduğunu, kollarını yastığın altına gömerek yüz üstü uyuduğunu ve neden bu kadar umarsız ve rahat uyuduğunu. Korkmuyor mu? Onun gelebileceğini düşünmüyor mu? Oysa ben bütün gece bunu düşündüm. Sevişirken bile. Sevişmek yanlış kelime içinde sevi geçen bir şey yok yaptığımızda düpedüz yatmak denir buna. Sigara daima onda vardır bana sigarayı hep o verir. Hadi yak bir sigara. Sende bizdensin yak bir sigara. O edayla söyler bende o edayı kırmaz yakarım bir sigara. Bak ne haldeyiz! Erkeğinle yatıyorum! Hadi şimdi sen yak bir sigara! Bir çift gözün beni seyrettiğini hissediyorum. Kafamı çeviriyorum, başını hiç kaldırmadan beyaz yastığın üzerinden, acıyan bakışlarla o adamın beni seyrettiğini görüyorum. Bir soru oluşuyor yüzümde ikimizin de yüzünde asılı kalıyor bu soru. ''Kimi bekliyorsun?’’ diyor. Susuyorum… ''Gelmez o. Gideli çok oldu’’ diyor. Sonra sesinde garip bir alay ''gelse de aşktan ölmez o’’ diyor.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aylin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |