Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
Size, mutlaka yakından tanıdığınız bir insan tipinden sözedeceğim. Aynı gezegeni paylaştığımız, aynı havayı tenefüs ettiğimiz için, “bizimkiler” diye sözedeceğim bu insan tipinden. Hangi kıtaya, hangi bölgeye ve hangi ülkeye giderseniz gidin, kendi yöntemlerinizle araştırın, soruşturun, gözlemlerinizi yanyana koyun ve göreceksiniz. Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da, her kıta ve ülkede bu “bizimkiler’de ortak özellikler bulacaksınız. “Bizimkilerin” genellikle entellektüel düzeyleri düşüktür. Genel kültürleri zayıftır. Vatanlarını ve topraklarını çok sevmenin zorunlu bir gereği gibi kendilerini üstün görürler ve inanarak milliyetçi olduklarını söylerler. Yurtseverlik kavramı “bizimkilere” yabancıdır. Yurtları, hakları, insanlıkları için değil, ırkları için savaşırlar. Kendi ırkları ve şanlı tarihleri üstün meziyetlere ve destansı başarılara sahiptir. Kendi ırkları dışındakiler kalleş, güvenilmez ve düşmandırlar. Kendi ırkları, kültürleri ve coğrafyaları dışında olanlara ilgileri azdır. Önyargıları güçlü ve sabittir. Önyargılarına dokunan fikirlerinize tahammülleri yoktur. Sabit fikirlerini sarsıcı düşüncelerinizi ifade ettiğinizde, her an freni patlamış bir araç, kırmızı renk görmüş bir boğa gibi üzerinize gelebilirler. Sizi bir tek şartla kabullenebilirler; bu “bizimkilerinin” alanı dışında kaldığınız, bunlar gibi düşündüğünüz taktirde uzaktan kabul görürsünüz. Korkaktırlar. Korkaklıklarını yenmek için çaba sarfetmezler. Korkunun tanımamaktan, bilmemekten kaynaklandığını bile farketmezler. Korkaklıklarını saldırganlaşarak dışa vururlar. Kompleksli oldukları için çabucak güçlü olana boyun eğer, taraf ve hayran olurlar. Duygularını okşayanlarca, kahramanlık övgüsü yadedenlerce kullanılmaya son derece müsayittirler. Kendilerinden olan yüce, olmayan CÜCEDİR. Farklı renklerin güzelliğini göremeyecek kadar kör, değişik seslerin uyumlu şarkısını duyamayacak kadar sağır, çok kültürlülüğün oluşturduğu zengin tabloyu algılayamayacak kadar da hantal ve ağırdırlar. Algılama kapasiteleri sınırlıdır. Tek renk, tek dil, tek din, tek kültür, tek, tek, tek … olursa ancak, anlıyabilirler. O tek de, sadece kendilerininkidir. Kendilerine ait olan tek’lerin dışındakiler, sadece kafa karıştırmak, huzursuzluk yaratmak ve “bizimkileri“ tahrik etmek için vardır. Bu yüzden, “tek“ dışında kalan renklerin, dillerin, dinlerin, kültürlerin, “bizimkilerce“ her türlü kötü muameleye maruz kalmaları aşikardır. Bölgesel bataklıklardan türeyen “bizimkiler” hızla küreselleşen bir hastalığa dönüşürken, Ne olur ne olmaz, dostlarım, aşikar olmadan, zamanında aşımızı yaptıralım. "Küresel Sevgi" aşısı. 21 Ağustos 2007, Fransa
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © David Durak ARSLAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |