..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Cahit KILIÇ




20 Haziran 2007
Bizim Eller  
İstanbul, 07 Haziran 2007

Cahit KILIÇ


Doğup büyüdüğüm, Kars,Arpaçay,Akyaka (Ağbaba -Şöregel) Çıldır yöresinde konuşulan ve Azeri Türkçesinin o yörelere mahsus şivesiyle; depreşen çocukluk günleri hatıralarımdan, dilimin döndüğünce bir demet gül sunmaya çalıştım...


:DGIA:
Memleket seçim sathı mailine girdi ya artık! Ortalık toz duman oldu.
Millet istikbal derdinde, çıkar derdinde.
İşte onun için diyorum yağ alanın da bal satanın da….

Bugün gayıdıp, öz ellerimize getmey istiyirem.
İçime od salan ellerimize.
Canımın yarısını, üreğimi bırahıp geldiğim ellere.
Babamın, dedemin,nenemin,emimim,dayımın yattığı ellerim.

“Vetenden ayrılmah gem döğül amma/ Emehtar atalar analar galdı.”

* * *

El deyip keçmey olmaz. Baba yurdudur.
Hanedan yurdudur.
Gönlü de sofrası da açıh olan insanların yurdudur.
Namertler köprüsünden keçmeyen mertlerin yurdudur.
Açlığından şikayet etmeyenelerin,
Namusundan zerrece taviz vermeyenlerin,
Menfaat üçün başgalarının gabağında
El pençe divan durmayanların yurdudur.

Keşke men de orya gedeydim, gedeydim orda öleydim.

* * *

Yirmi gözden fazla evimiz varıydı.
Yüz başa yahın malımız, 300-400 can goyunumuz.
Gapıda dört nöker.
Ev nüfusu, çalışanların nüfusu 20 den fazlaydı.
Yani her gün yirmiden fazla can doyurdu o gapıda!
Böyüh bir gonağ otağı.
Gonağ eysih olmaz.Gonağ olmasa gonu gomşu eysih olmaz.
Bayram namazları orda gılınar,
Meherrem ayında 15 gün orda mersiye ohunurdu.
İmamın üçünde, yedisinde,onunda, gırhında orda çöreh verilerdi.
Çöreyin ocağı batmasın ganiydi.
Gelen de yeyirdi, geden de.

“Ele mi güven gez / Çıh dağlara güven gez
Ne feleğe bel bağla / Ne dövlete güven gez”

* * *


Kalbayı Selvi nenem.
Sinesinde çarpaz çapraz gardaş ve oğul dağı olan nenem.
Kurtuluş savaşı bitip, hudutlar bağlandıktan sonra gardaşı Eli bir
Neçe sefer gelir gedir. İrtibatı kesmir bunnarnan.
Lakin çuğulluyullar bu Türkiye’e gedip gelir diye.
Stalin denilen zalimin devri. Sürür bu gardaşı Sibire.
Ölene geder bu dörtlüğü söylerdi:

“Dağ üstünde dağ olmaz / Tikan üste bağ olmaz
Stayalan (Stalin) ölmese / Bu yaralar sağ olmaz”

Oysa Stalin çohdan gebermişdi.


Tendiri galadı mı, iki tehne hamır eliyerdi.
Buğda unundan çekerdi lavaşları, çörehleri.
Balaca balarlarıydıh bizler. Yığardı bizi aşhanaya.
Tendirin közünün içine düzerdi gartolları. Gartol kebabı deyerdih.
İsdi lavaşın arasına ineğin sarı yağını yayar, üstüne de o gartol kebabını goyardı.
Dürmeh eliyer yeyerdih.
Dadı damağımdadı hele ki, Kalbayı nenem gele de bir daha bize o dürmeyi vere.
Hacı dedem irehmettih ya bir mal ya da bir goyun kesende, aşhana da
Kemer ocağın baına yığılardıh ahşamın alaca garanlığında.
Kalbayı nenem bize çöreh eğişinde kebap çekeceh.

Çöreh, sofra, merhemet, sehavet sahabıydı nenem.
Alt terefimizde ki gomşularımız fegir-fugaraydılar.
Gucağ gucağ doldurar onalaraçöreh, aş vererdi.
Heç kimin döğüşüne davasına rıza görsetmezdi.
“ Oğul, ganı gannan yumazlar, ganı suynan yuyallar” deyerdi.
Bize öğüt nesihet eliyerdi. Ne mektep görmüşdü ne medrese!
Amma “ Öl Kalbayı Selbi öl, ki eğer sözü boğazından boğum
boğum pişirip çıhartmasan” deyecek geder bilgeydi.

“ Ele mi o güneyler / O guzeyler, o güneyler
Hesretler gavuşanda / Bayramın o gün eyler”

* * *
Anamın çoh toyuh cücesi olardı.
İki üç toyuh birden yatırardı kürke.
Evin içi, kapı baca toyuh cüce doluydu.
Koçköylü satançı Nejmeddin, bize gonah gelip, gonağ otağında oturur.
Gapı açıh galıp ki bir anaç toyuh, dalında da 20-30 cüce girdi otağın içine.
Men de 14-15 yaşlarında uşağam. Gahdım, cücelerin ortasından hoppanıp
keçecem ki çay getirim gonağa. Dayanabilmedi kişi:

- Eye gede, nagayreersen? Cücenin kıçesini gırajısan….

Cücenin kıçesini gırmah ne sözdü ay atası irehmettih.
Evimizi yıhtım, ocağımızı söndürdüm.

* * *


Toy meclisleri gurulardı.
Meclis deyip keçmeyin. Edep erkan yeriydi.
Mektep medrese görmemiş ama yol görmüş, yordam bilen nece akillerin
bulunduğu bire okul kimiydiler.
Saygı, hörmet ehsih olmazdı.
Gençler, gelinler gızlar bir başga mekanda davul zurna ile oynar,
böyühler, attılar toy meclisinde oturallar ve aşık dinliyerdiler.
Aşık Mehmet Hicrani, meclisin ortasında döşünde sazı cevelan eliyirdi.
Ya Kerem ile Aslı hekayesini annadar ya da Şeyhi Senan.

Divan ile başlıyar, zarıncı,atüstü,hoşdamak, yanık kerem, kesik kerem,
süsenberi, çıldır gözellemesi, göhçe gözellemesi makamlarında ohuyardı.

“ Cebel oynar a bala dağ üstüne dağ düştü
Şita vurdu ara yere çağ düştü
Bel büküldü saçlarıma ağ düştü
Adam gardaşını bele mi arar”

“ Ziyathan oğluydum gence beyiydim / Aslı etti her gelene gul meni”

Veya Azerbaycan'ın Rus istilası zamanında, Rus devletine başgaldıran
halk gahramanı Kaçak Nebi'in özütek Koçak hanımı Hacer Hanımın ağzından:

Nebim gezir Gazahlı'nın elinde
Aynalı elinde, geme belinde
Ay Nebim galdım düşmanların elinde

Gelesen gelesen ay Kaçak Nebim
Haceri özünden çoh goçah Nebim

Nebimin bığları eşme eşmedi
Papağı gülleden delih deşmedi
Nebimin atını heç at keçmedi

Gelesen gelesen ay nadan Nebim
Urusu yerinden oynadan Nebim

Aynalıyı ol direhden endirdim
Endirdim de sol gol üste mindirdim
Bir naçalnik oniki saldat öldürdüm

Gelesen gelesen ay Kaçak Nebim
Haceri özünden çoh koçah Nebim

Gazamat isdidi Nebim yatabilmirem
Gollarım Bağlıdı açabilmirem
Saldat gapıdadı gaçabilmirem

Gelesen gelesen ay nadan Nebim
Divanı yerinden oynadan Nebim


Dilan'lı Muğdet çıhardı meclisin bir saatinde.
Muğallit adamıydı. Naygaraydı.
En çoh Kürtleri tağlit eliyerdi.
Tatıydı, terekemesiydi.Herkes alardı öz payına tüşeni.

“ Eye can, bizim İsmeyil ahşam gonağlığa gedip gomşuya.
Gece bir vahta geder oturar sonra gaha ki evine gayıda.
Tam da tüşman sahabı ağaının çeperinin yanınnan keçende, bunun
garnına bir ağrı tüşür kü sormayın. Bahırki eve çata bilmeyecek.
Şalvarın bağını açıf ele oryaca oturmağ istiyir.
Ağa da gece garanlığında sağı solu gözlüyürkü nece ola tüşman geler.
Bahırki çeperin dibinde bir garaltı var. Bağırır uşahlarına :
- Eye alın silahları, çeper divinde adam var. Oddoyun.
İsmeyil bahırki posdu deldireceh. Başlıyır bağırmağa:
- Gurvan oloom ay ağa. Adam madam döyülem. Nevi’yilin
İsmeyil’em. Mazarratdanmışam, sıçeerem.

- Eye tatdar hoşunuza getti ele? Ahı Meşedi lelen de Isfahan’dan
bir gümüş ahdafa gığırdıfdı.

- Ahdafanın yeyesi kimdi ay Muğdet?
- Men nebilim men eye. Yeyesinin de senin de… Otu ottuğun yerde
felan feşmekan oğlu.

* * *

Hayıflanıram ki öz özüme, çoh hayıflanıram.
Deyirem ki öz özüme:
- Keşke men de Şehriyar kimi bir böyüh şair olaydım.
Öyküneydim Heydar Baba’ya…
Gedeydim geriye, bunarın hamısını hece hece şiire tökeydim.

Gitti o büyüklerimiz birer birer.

“Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden / Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden.”







.Eleştiriler & Yorumlar

:: Merhaba, aziz hemşehrim!
Gönderen: Cahit KILIÇ / İstanbul/Türkiye
3 Mart 2008
Men seni başa düştüm de amma, biraz amması bu iş in... q,x gibi harfleri sadece Kuzey Azerbaycan, latin alfabesine geçince kullanmaya başladı. Ayrıca e harfini ters çevirerek Fransız alfabesinde ki é sesini vermek istediler. X ile de bildiğin gibi İngiliz alfabesinde ki "kh" sesini veriyorlar. Zaten bu da Rusların kullandığı Kiril alfabesinden apartma.Tabii ki ben bu yazıda bunları kullanabilirdim ama bu siteye giren okurlar bu harflerin yukarıda bahsettiğimiz sesleri verdiğinden habersizlerdir. Sözcük sonunda veya başı veya ortasında da olarak x sesini Anadolu'nun her yerinde duyabilirsiniz de sadece İstanbul Türkçesi dediğimiz ve bugün resmi dil olarak kullandığımız lehçe içinde bulamazsınız. O yüzden bu tür şiveye veya lehçeye dayalı yazılarda o sesleri bizim alfabe ile vermek pek mümkün değil. Mesela Terekeme ağzıyla : öydöydüm, nagayreersen, aleerdih vs gibi sesleri de bu alfabe yoluyla anlatmak zor iştir. Kısaca, yazı yazmak başlı başına zor bir zenaattır.Hele bir de bunu bizim oraların ağzıyla yazmak daha da zor bir görevdir.Yazının başında da dediğimiz gibi " dilimizin döndüğünce" yazmaya çalıştık. Kars'a son 30 yılda 2 defa gitmek nasip oldu. Onlar da bir teşehhüt miktarı kadar kısa süreli oldu. Tabii ki çok özlüyorum.Ve maalesef eski Kars'ın kalmadığını hep duyuyorum. İlgine teşekkür ederim. Sen de salamat qal.

:: Selam hemşehrim.
Gönderen: asivemavi / ege/Türkiye
3 Mart 2008
Yazını okudum. Eski günlerdeki Kars insanı geldi gözlerimin önüne, burkuldum. Şimdi o şehirde bozuldu biliyormusun? Yazık ettiler Kars'a ve o güzel insanlara... *** Yazını Kars diliyle yazmışsın ama alfabemizde olmayan fakat bizim kullandığımız sesler var mesele x mesela q gibi. Türkiye hariç diğer türkçe konuşan ülkelerde ve türkiyenin büyük bir bölümünde bu sesler bizim şivemizde olduğu gibi kullanılıyor. Bildiğin üzere kapı demeyiz biz qapı deriz. Mesela konah demeyiz qonax deriz. Genellikle K harfini yumuşatırız diğer türkçe alfabelerde q olarak geçer. Bu q harfi ne G dir nede K ikisinin ortasında, bizim kullandığımız bir sestir. Ğ harfini boğazımızda kaynatıp çıkarmazmıyız? Türkçe alfabede y ile ğ aynı sesler için kullanıldığı gibi farklı sesler içinde kullanılıyor mesela dağ ve öğrenci. İkisindede aynı harf ama farklı sesler. Diyeceğim : Keşke tam konuştuğumuz gibi yazsaydın daha keyifli, daha orijinal olacaktı. *** meni başa düşebildin? :) salamat qal...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Ay Mehemmed"
Kars'a Gidelim Kars'a
Karslı Günlerim
Elagöz Dağı ve Çocuk
Moskova Günlükleri - Galatasaray
Moskova Günlükleri - Turgut'a Mektup

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Âşıklık Edebiyatı
Edebî Sohbetler!..
İzedebiyat Çökmesin!
Ey Sevgili!
Ey Sevgili - II -
Şair-i Şuara
Kültür Bilinci
Yolda Geçmişe Kısa Bir Yolculuk!
Şiir Gibi Adam
Okucava, Arbat'ın Yalnız Şövalyesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Haccac-ı Fırat [Şiir]
Aklıma Şaşıyorum! [Şiir]
Sürgünler Şehri [Şiir]
Son Arzu… [Şiir]
Kimdir Gelen! [Şiir]
Uzaklar [Şiir]
Derkenar [Şiir]
Adamım! [Şiir]
Kars Eli [Şiir]
Derdimend! [Şiir]


Cahit KILIÇ kimdir?

‎"Kalem erbâbı olmak sadece ona buna çatmak değil, zaman zaman da hayatın küncüne kelimelerden çenet taşı koyabilmektir!. . " (Cahit Kılıç)

Etkilendiği Yazarlar:
Divan şairleri, divan şiiri. Ve elbette ki XX. yüz yıl şairlerimiz.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.