Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Dolayısıyla, artık bu devri geçmiş fosillerin sadece ibretlik durumlarından yararlanmayı bilelim. Çok fazla puan vermeyelim bunlara. Mesut Yılmaz'ın yüce divandan beraat etmesi hiç bir şekilde ölçü olmamalı. Zira, ben hakikaten profesyonel bir yiyici isem, her türlü minareyi çalarım ve kılıfınıda hazırlarım. Bugün sokaklarda ne kadar çok suçlu var hepimizin malumu. Ispatlanamamış suçlularla dolu. Bunun için, yüce divandan beraat eden bir insanda aktır paktır gibi bir sonuca ulaşamamalı nazarımızda. Zira biz bu insanları, yüce divana sevk edildiklerinde tanımadık. Biz bu insanları bu ülkeyi yönetirken tanıdık. Ne haltlar çevirdiklerini, biz onları makamlarında iken tahmin ettik. "imam hatiplerin yolu bu meydandan geçer", "AB yolu bu meydandan geçer" dedikleri zamanlardan itibaren tanıdık. Bre sahtekâr olabilme ihtimali olan insan!, sen bir kere kumarbazın birisin. Sen kimsin, imam hatip kim, sen kimsin, kendi paranın muhasebesini yapamazken, devlet yönetmeye soyunmak kim, sen kimsin, daha konuşmayı bilmezken, politika (blöfler,entrikalar,senaryolar ve bunlara karşı aynı manteliteyi üretmek) yapmak kim. Otur oturduğun yerde. Bu milletin verdiği cevap yetmedi mi? Unutulmuştur nasılsa mantığıyla, bu milletin duygularını suistimal etmek suretiyle tekrar bu milleti buhrana sürükleme. Hoş bu millet sana bu fırsatı vermez ama, tekrar senin o karikatüristik suratını Tv lerde görmek bile beni şahsen psikolojik bunalıma sokar. İstemiyoruz seni, Ahu Tuğba ile aşk yaşamaya çalışan insanları konu yapan 0-5 yaş zeka programlarında bile görmek istemiyoruz seni ve senin gibileri. Sistemi aldatabilirsin ama bu milleti asla. Sistem, kurallardan oluşur ama bu milletin bilinci, kural tanımaz. ahlak dışı emellerini, parfümlemiş olabilirsin ama bu milletin bilinci sen ve senin gibilerin pisliklerini hazmetmez. Yeni hasta, eski başbakanın birileri için "içime sindiremiyorum" dediği gibi, bizde sizlerin, suratlarınızdan tutun, fikirsizliklerinize kadar hiç bir şeyinizi sindiremiyoruz. Not: Afyon, Dinarda, Ecevit döneminde gerçekleşen ve savaş yılları dahil, Cumhuriyet ve hasta! Osmanlı döneminde dahi, yaşandığı vesikalanmayan bir olay yaşanmıştı hatırlarsanız. Bir baba çıkmış ve, "oğlum açlıktan öldü" demiş, hakikaten de, küçük çocuğun açlıktan öldüğü belgelenmişti. Bana sadist diyebilirsiniz ama, ben bunların, bu dünyada biraz daha acı çekmeleri için yalvarıyorum Allah'a. Sakın bana kızmayın, önce babalarınıza sorun, "ben açlıktan ölseydim ne yapardın baba?" diye. Dualarımla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NUMAN MAS, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |