..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > NUMAN MAS




6 Mayıs 2006
Kalbim Ağlarken, Kıçım Güldü!  
NUMAN MAS
Birileri gibi, orda burda, karşıt cins bulup gecelik sex ihtiyacımı karşılarım düşüncesiyle gittikleri partilerde köpekler gibi, dans edip içmemişler.


:BCDJ:
Gerçekçi yaşamlar mı? Yoksa yaşamın gerçekleri mi? Bizim halkımız bu kadar yapmacık olacak dediklerinde sanırım, çok değil 30 yıl önce kimse buna ihtimal vermezdi. Ama maalesef bugün bu fotoğraf bizim gerçeklerimiz arasında.

Aslında bu tip gece partilerine gidenlerin eğlendiklerini sanmıyorum. Belki biraz, zanna dayalı bir iddia oluyor bu ama, insanlar gözlemleri üzerine tahmin yürütürler ve bende öyle yapıyorum. Evet bende gittim bu tip yerlere, ya da gitmek zorunda kaldım demeliyim. Ve her gittiğimde gördüğüm manzaralar karşısında, fotoğraflayamayacak kadar şoka girdim. İnsanlardaki samimiyetsizliği, tüketim toplumunun acziyetini gördükçe ve bu acziyetin hal ve hareketlere yansıma şekline kıçımla gülerken, kalben ağladım. Ve nedense bana pekte iç çekilecek yerler gibi gelmedi hiç birinde, kim bilir belkide bu tür eğlence partilerine sadece mecbur kaldığım davetler üzerine gittiğim içindir. Aama sonuçta hiç bi şekilde hayranlıkla izleyemedim oradaki hiç kimseyi ve hiç bir olayı.
Böyle bir toplumdan nasıl üretim beklenebilir ki? Yaşları ekseri 18-35 arası olan bu insanlar, nasıl üretebilirlerki. Tamamen tüketime proglamlıyorlar oralarda kendilerini. Sanmıyorum anadoluda Mehmet abimin, (yanı başında en ünlüsünden bi clup olsa bile) oraya gidip para harcayacağını. İşin maddi kısmını geçelim bi tarafa, zamanının da değerini biliyor benim ülkemin üreten, üretmeye çalışan insanları. Tamamen özentiden oluşan, o hayatlara neden merak duysun aklı başında olan bi insan. Ancak o kadar çok önümüze sunuluyor ki bu portreler, neredeyse özenecek oluyoruz. Bu tip bir hayata saplanmış üç-beş kıçı kırık insanı sürekli keyifle bize anlatıyor medya. Sürekli insanımıza, o hayattaki ihtişam, sunuluyor. Pohpohlanıyor adeta. Ah bi gösterseler televizyonlarda, (bir kaç münferid olay dışında) ama göstermiyorlar. Oralardan çıkan insanların aslında neler hissetteklerini, aslında neler yaşadıklarını yolda yürümeye zorlandıklarını, kameraya poz verirken ne kadar tiksindiklerini, sabah kalktıklarında kendilerinden tiksinircesine aynaya baktıklarını. Sanmıyorum bu tür yerler o zaman bu kadar prim yapsın. Bu tip hayatçık lara bu kadar özenilsin. Bu saydıklarıma bi örnek verecek olursak, Deniz hanım iyi bir örnek olur bizim için. Malumunuz olan görüntülerde, gördükki aslında hiçte kibar değilmiş deniz hanım, gördükki aslında normalde "çocuklar.." diye yumuşak bi uslupla hitap ettikleri basın mensupları hakkında, onların "oro... çocuğu" olduğunu düşündüğünü, normalde herhangi bir ihtiyacında her insan gibi onunda "ben müsadenizle lavaboya gidicem" diyebilecek bir ağızdan "çişim geldiiii evimde çişimi yapmak istiyorum" duyulabileceğini, ve aslında en acısı, "vatanım uğruna oğlum şehit olmuş, çokmu" diyen şehit annelerimizinde izlediği televizyonlara karşı, "bu boktan memleket" düşüncesini ifade ederken, yarın bir gün ülkemizde savunulası bi durum olduğunda, bizlerin paralarıyla bu memleketten kaçabileceğini... evet bütün bunları beraber gördük. Evet belki o anda sarhoştu diye düşünebilrsiniz, ama emin olun o kadar sarhoş varki, evine giderken hiç bir problem yaratmıyor. Hatta, televizyona yakalanan bazı sarhoş şoförleri hatırlayın, çoğu kez komik duruma düşselerde hiç biri, "boktan memleket" demiyor. Çünkü onların ekseri, bir birahanede arkadaşıyla içmiş, evine giden insanlar. Birileri gibi, orda burda, karşıt cins bulup gecelik sex ihtiyacımı karşılarım düşüncesiyle gittikleri partilerde köpekler gibi, dans edip içmemişler. Birileri gibi, parayla herşeyi satın alabileceklerini düşünmüyorlar. Aslında onların düşünmeleri gereken; kendileride herşeyi satın alamıyorlar parayla. Mesela kendi hayatlarını. Çok özlüyorlardır, geçmişlerini. Kamera arkalarını her gece. Bu tip insanlar üzerine bu kadar konuşmakta aslında Hata... Herkesten özür diliyorum bunun için, öncelikle Kendimden....

Dualarımla.......



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fahişe Ruhlar (1)
Fahişe Ruhlar (3)
Fahişe Ruhlar (2)
Ünlü Olmak İçin Kime Vermem Lazım?
Kız Olmak, ve Sevmek mi? İspatlayın...
Herşey Anlaşılmayacak Kadar Basit!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Mavi Bir Ölüm [Şiir]
Sıktı Artık Bu Aptallık! [Eleştiri]
Atatürk Karikatürü! [Eleştiri]
Kendimi Seviyorum! [Eleştiri]
'Seni Mankenle Yakalayalım!' [Eleştiri]
Hitler'in Piçi İsrail [Eleştiri]
Vah!vah! Sen Çok Hastasın Gel Başbakan Ol! [Eleştiri]
1 - 1,5 - 2 - 2,5 - 3 - 3,5 - 3,5 - 3,5 - ,35... [Eleştiri]
Böyle Haklı Çıkmaya Lanet Olsun! [Eleştiri]
İnsan Olmaktan İstifa Edelim mi Hep Beraber! [Eleştiri]


NUMAN MAS kimdir?

Hep insanı, insanı ve insanı düşünürüm. İnsanı düşündükçe, Allah'a ulaşırım, insanı ona sorarım, Hep sevdiğini söyler bana, rahmet edeceğini, istedikçe affedeceğini. Allah'ı düşünürüm, insana ulaşırım, insana sormama gerek bile kalmaz, hep ihanet! ihanet! ihanet!. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum herkesten, ama az ama çok etkilenirim. Abdurrahman Dilipaktan tutun, Dostyevskiye kadar...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © NUMAN MAS, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.