İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
|
||||||||||
|
çook eskiden ben daha çocukken sen bile hala çocukken mahallede bilye oynardım bir çember çizer ortasına bilyelerimi koyardım sonra çemberin içindeki bilyeleri vurarak dışarı çıkarmaya çalışırdım. oyun işte çocukluk işte işte bugünlerde bir torba bilyem vardı bilyeler küreydi dünya gibiydi bir torba dolusu dünyam vardı çocukluk dünyası işte işte bu dünyanın içinde birde aylin vardı. sanırım her mahallede bir aylin vardır erkek fatma diye lakap takılan kızlarla evcilik değil erkeklerle top oynayan bunu da pek beceremediği için hep kalede duran aylin kimbilir şimdi nerede duruyordur ve ne yapıyor sanırım bir torba bilyemin kaybolduğu gibi o da kaybolup gitti bir mahalle dolusu arkadaşımın kaybolduğu gibi ama fakat bir bilyem var ki kaybolmadı hiç enek bilyem hala durur evimde çoğu zamanda cebimde hala ara sıra oyunlar oynarım onunla "o benim çocukluğumdan arta kalan o benim büyümeyen yanım o benim kaybolmayan bilyem o benim enek bilyem" bilye oynayanlar bilir ama ben bilmeyenler için söyleyeyim bilye oynayan herkesin bir enek bilyesi olur nedendir bilinmez, bu enek bilye sahibinin eline bir başka oturur onun dışında hiç bir bilye onun gibi olmaz o bilyede başka kimsenin elinde sahibindeki gibi durmaz her enek bilye sahibine özeldir her enek bilye sahibinin uğurudur enek bilyenin uğuruna, enek bilyenin sahibine özel olduğuna inanmayan bilye oynamasın onları ben borling salonlarına alayım bilye, enek bilyenin kişiye özelliğine inananlar içindir onu kaybetmemek için verilen mücadeledir çocukken bilye daha camken hatta cam bile değil kum iken daha sahibide toprakken camcı ustası tarafından yapıldığına inanırdım isteyen inanır isteyen inanmaz ama ben çocukken beni yapan ustanın camcı ustasının eliyle o bilyeyi benim için döktürdüğüne o yüzden benim için özel olduğuna da inanırdım galiba hala çocuğum ki enek bilyemin benim için yapıldığına hala inanıyorum hatta ben senin benim enek bilyem olduğuna senin benim, benim senin için yapıdığıma iki dipsiz kuyu olduğumuza dibimizin bir olduğuna aynı denizde yüzen iki gemi gibi aynı kuyuya açılan iki farklı göz olduğumuza hala inanıyorum galiba ben hala çocuğum isteyen büyür, isteyen büyümez isteyen inanır, isteyen inanmaz ben ikimizde ağladığında gözümüzden akan suyun aynı su olduğuna inanıyorum isteyen tahil yapar alacağı sonuç bu iki suyun aynı kuyunun suyu olduğu gözler ayrı maşrafanın sallandığı kuyular aynı ve yine isteyen inanır isteyen inanmaz herkes içinde taşır bir kuyu kuyusunda saklar Yusuf'unu güzel gözlüm gözlerine bakınca derin bir kuyu görüyorum kuyunun derinliklerindeki suda kendi yüzümü görüyorum kendi yüzümde saklı duran Yusuf'u görüyorum bu yüzden böyle çok seviyorum işte bu yüzden seni görünce elimi kesiyorum parmaklarımdan akan kanla sana şiirler yazıyorum "Yusuf gözlüm ister inan ister inanma bizim kuyumuz aynı Yusuf'umuz aynı Yusuf'umuz aşkımız ortak yanımız en güzel yanımız göz aydınlığımız" kuyu gözlüm sen ve ben aynı ateşin külü sen ve ben aynı aşkın ürünü sen ve ben biz ikimiz bir birimizin enek bilyeleriyiz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal pismisoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |