"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Önce ayakkabımı çıkarıyorum. Dış dünya gibi kirli değil evimin zemini. Ardından da kabanımı Çünkü evim sıcak üşütmez beni. Sanırım hastanede çok kaldım yine, Kaç saattir yatakta beni bekliyor uykum Ama olsun biraz daha beklemeli Duş almaya muhtaç tüm gün kirlenmiş olan ruhum. … Banyoya giriyorum. Ceketimi, gömleğimi kravatımı çıkarıyorum. Ve biraz olsun rahatlıyorum. Bu kıyafetlerin içindeyken Kendimi kahraman olan değil böcük olan Örümcek adam gibi hissediyorum. … Ardından iç çamaşırlarımı da çıkarıyorum. Tüm çıplaklığım ile karşı karşıya kalmak. Huzursuz ediyor beni Ayıp ve günah kavramları ile bastırdığım Tüm yönlerim ile karşılaşmak Garip bir duygu, Ama kısa zamanda alışıyorum hatta seviyorum Kıyafetsiz ve maskesiz kendimi … Banyodan çıkıyorum hala çıplağım Yatağa böyle girmeye karar verdim. Uyuyup bedenimden dışarı çıkarken Ruhum pijama engeline takılmasın diye Hem içinde ruhu yoksa bedenimin Nasıl utansın çıplaklıktan Üstelik bu gece yine sevişmeyi düşünüyorum Yatağımdaki yalnızlıkla Ondan bir çocuk peydahlarsam Belki artık yalnız kalmam. … Elimdekilerin, elimdeyken kıymetini bilmiyorum. Hepiniz gibi, hep geç kalıyorum. Eve geldiğimde vardı, şimdi ise kaçmış Uyum. Karnımda aç. Zaten doğduğumdan beri açım. Ağlayışım da hep bu yüzden, Aç olduğum şefkati biri acırda gösterir diye Uf yaa ne olurdu sanki Annemin sıcak bedenin içinde Geçirmediğim günleri şimdi geçirebilsem Becayişi yok mu bu işin … Yeni doğduğumda doktorlar Benim için erken doğum demişler Ne hakla benim adıma konuşuyorlarsa!!! O dönemde konuşmayı bilmiyordum; O yüzden şimdi söylüyorum duyun beni DOKTORLARRR Ben erken falan doğmadım. Bilakis geç kaldım. Keşke paranın keşfedilmediği, Takvimin olmadığı yıllarda yaşaydım Ve mağara duvarlarına kafiyeli Geyik resimleri çizebilseydim Çivi çiviyi söker derler, Çivi yazısı ile yazdığım şiirler Belki içimdeki acıyı da sökerdi. … Mutfağa gidiyorum Bu da doktorların hatası Kesmeselerdi annemle aramızdaki Göbek bağını, Şimdi talim etmezdim, Kuru ekmek arası peynir ekmeğe ekmek bayat birkaç lokma yedikten sonra yatağıma dönüyorum. İnsan yalnızsa ama yalnızlığı sevmiyorsa İki kişilik yaşamalı hayatı. Kendi kendisini sevmeli, Şımartmalı ara sıra Yatağa girdiğinde yanında yatan Sakallı olmasın diye tıraş olmalı mesela Ya da kolonya sürmeli yastığına Ne de olsa sarılacak birazdan ona. Sonra çalar saatini bile sevmeyi bilmeli. Sabah olup onun günaydın öpücüğü dokunduğunuda kulağına Ya da ne bileyim işte Bir şeyler yapmalı ve bu duruma alışmalı Yoksa şuanda bana olduğu gibi Susmazken yalnızlığın sessizliği Uyku tutmaz insanı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal pismisoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |