"Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bana sorarsanız yılın eksik günü. Hani şubatta olmayan bir gün var ya Bugün aslında o gün. Çünkü bugün olağan takvimin, olağan zamanı yaşanmayacak ki, Bugün ayrı bir gün. Mesela bugün aramızdaki çekişmelere bir günlük mola vereceğiz. Sanki derby maçın devre arası, Dinlenme molası, Öyle bir şey bugün. O yüzden seninle uğraşmayacağım bugün. Sana kızmayacağım, kavga bile etmeyeceğim . Hatta küfür bile çıkmayacak ağzımdan, sana, Ey benim yadigar sevgilim, Bugün seni çok seveceğim ve hiç üzmeyeceğim Diyerek içeri girdim. O da benimle aynı fikirdeki olacak ki, Kapıyı açar açmaz, kolları ile sarı verdi, Beni, tüm bedenimi. Öylece belli bir süre durduk. Sonra ben doğruca banyoya gittim. Banyo yaptım, tıraş oldum. losyonlarımı süründüm. Yatak odasına gidip, gardıroptan damatlık kıyafetimi çıkarıp giydim. Ucu biraz sivri, dersi ise sert olduğu için giydiğimde ayağımı acıtan ayakkabıları bile giydim Ayağım biraz ağrıyordu ama olsun. Nasıl olsa dans ederken ayağıma bolca basacak ve canımı acıtacaktı. Battı balık yan gider diyerek önemsemedim, ayağımdaki acıyı. İşte bu şekilde, iki dirhem bir çekirdek salona girdim. Banyodan hala su sesi geliyordu, Anladım ki, bu seferde o girdi. Düşündüm yanına girsem, bu takım elbiseyle akan suyun altında onunla birlikte ıslansam mı? Bana sorsam güzel olurdu ama, elbiseyi batırdığım için kızabileceğini düşünerek vazgeçtim bu çılgınlıktan. Daha makul daha hoş bir sürpriz yapmak için, masanın üzerine bir not bırakıp çıktım. “sevgilim, seni arabanın bagajında bekliyorum” kapıyı usulca kapattıktan sonra koşa, koşa merdivenlerden indim. Zamanım çok fazla yoktu, hemen gidip cadde üzerindeki çiçekçiden bir demet gül almalıydım. Koştum, koştum, Soluk soluğa çiçekçiden içeri gidim. - iyi akşamlar - iyi akşamlar - bir demet gül alacaktım. - Sevgiler günü için mi? - Evet, Satıcı kızın yüzünde hoş bir gülümseme oldu, - Üzerine yazılmasını istediğiniz bir not var mı? - Sevgilim sevgililer günün kutlu olsun. Seni çok seviyorum. Satıcı kız yüzünde gülümseme ile söylediklerimi yazıp elime verdi çiçeği, sonra ben yine koşa, koşa arabama gidip çiçekleri bagaja yerleştirdim. Sonra bir taksi çevirip o çok sevdiğimiz kıyı dibi balık istasyonuna gittim. Dünyanın tüm lokantalarından daha güzel akman abinin hazırladığı ekmek arası köfte ekmek. Hem zanımca dünyanın hiçbir melodisi, gece yarısı deniz kıyısında doğanın kendi orkestrası ile oluşturduğu ezgiler kadar güzel olamaz. İşte bu düşüncelerle geldim deniz kıyısına. Uzun süreli birlikteliklerin en güzel yanı da bu olsa gerek. Anlaşmak için her şeyi sevgiline söylemek zorunda değilsin. O benim buraya geleceğimi tahmin eder. Öyle de oldu, az sonra o da geldi. Üzerine simsiyah bir kıyafet giymişti. Yanıma geldi oturdu. Öylece konuşmadan geceye baktık. Martıların olmadığı karanlık gök yüzüne bakıp, sabah bulsunlar diye, Akman abinin biz söylemeden getirdiği balık ekmeklerin kenar kısımlarını denize attık. İçimizden sevgilisine kahvaltı hazırlayan eşin huzuru vardı. Sevgilimizden olan martıların kahvaltısını hazırladığımız için. Bir süre daha bu şekilde oturduk, sonra o ayağa kalktım, denizde taş sektirmeye başladım. Çocukluğumdan beri severim, bu sektirme oyununu. Şimdilerde ise ayrı bir seviyorum. Deniz üzerinde taş sektirmek bana artık bir oyun gibi gelmiyor, yaşam gibi geliyor. İki insan arasındaki ilişki gibi. En uygun açıyla ve hızda atsan bile deniz üzerinde yürümek, yani bir aşkı sürdürmek ancak birkaç saniyeliğine ve birkaç adım boyunca sürüyor. Sonra, Sonrası malum, soğuk suya batmak ve boğulmak. Ama yok, bugün sevgiler günü, böyle şeyler düşünmemem gerekli diyerek tekrar yerime, sevgilimin yanına oturdum. O benim tüm varlığımı yine sardı. Bir süre öylece kaldıktan sonra yine hiçbir şey konuşmadan kalktık. O da arabayla gelmemiş, mecburen taksi ile eve döndük. İçeri girip doğruca yatağa uzandım. Üzerimdekileri çıkardım. Bir süre sonra o da içeri girdi. Çırılçıplak yan yana yattık. Ve öylece uykuya daldık. … sabah olduğunda her şey normale dönmüştü. Çalar saat yine çalmış benim yine işe gitmem gerektiğini hatırlatmıştı. Ben bir masal diyarından kovulmuş prens gibi, yataktan çıkıp kahvaltı bile yapmadan evden ayrıldım… … … … bir ay sonra, Arabamın artık iyice kirlendiğini düşünerek, oto yıkama dükkanlarından birinin içine girdim. - iyi günler doktor bey, arabamın plakasının dr olmasından anlamış olacak. - iyi günler, - 14 mart tıp bayramınız kutlu olsun, - teşekkürler. - Siz bir çayımı için, ben bura arada aramanızı temizlerim. - Tamam, - İçi dış komple temizlik mi istiyorsunuz? - Evet, - Mmm, bu bir yarım saatinizi alır. - Peki o zaman, ben dışarıda biraz dolaşayım yarım saat kadar sonra gelir. - Olur, siz nasıl isterseniz. Yarım saat sonra, - doktor bey arabanız hazır. - Teşekkür ederim, - Şeyy, - Ne? - Arabanızın bagajında kurumuş güller vardı, onlara size sormadan dokunmak istemedik. Ne yapmamızı istersiniz öylece kalsın mı? - Yoo, atın. - Peki, Kısa bir an sonra batacağını bildiği halde deniz üzerinde yürümeye çalışmaktan vazgeçmenin, sevgili olarak yalnızlığı seçmenin, yatağını kimsesizlikle paylaşmanın, en kötü yanı, insanların tamamen seni yalnız bırakmaması ve yalnızlığını hatırlatması. Onlar olmasa, açık bıraktığım musluktan çıkan sesle birlikte pek ala yaşar giderim. Sevgililer gününde sevgilisi yalnızlık olanlarında sevgililer günü kutlu olsun. Bilin ki bu konuda yalnız değilsiniz. Gollom.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal pismisoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |