..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > M.NİHAT MALKOÇ




29 Ocak 2005
Aşk Bağının Bülbülü  
M.NİHAT MALKOÇ
Sevgi üzere kurulmuş dünya denen bu gezegen!..Aslolan da sevgi değil midir zaten.Ariflerin iki kanadından biridir bu asil duygu...


:BHEI:
Sevgi üzere kurulmuş dünya denen bu gezegen!..Aslolan da sevgi değil midir zaten.Ariflerin iki kanadından biridir bu asil duygu.O ulvi kanat olmasaydı erenler Allah katında maneviyat zirvesine yükselebilirler miydi?
     Sevginin en ileri derecesi olan aşk, Allah dostlarını manevi açıdan asumana yükseltmiştir.Makamdan makama,halden hale taşımış,gönüllerini dalga dalga coşturmuştur.Fakat aşktan kastedilen basit anlamda karşı cinslerin birbirini sevmesi değildir.Hakiki aşk, muhabbetullahtır.Yani bizi yaratan,koruyan ve rızıklandıran Allah’ı katıksız bir sevgiyle sevmektir.Beşerî aşklar da ilâhî aşkların yansımalarından ibarettir.
     Öyle veya böyle!...Sevgi sevgidir.Sevmekten kimseye zarar gelmez.Fakat şunu asla unutmamalıyız.Nefsimiz bize hiçbir zaman iyi şeyleri telkin etmez.Aşk, nefisten kaynaklanmaz.Nefisten kaynaklanan şehvetle, gönülden gelen aşkı birbirine karıştırmamak gerekir.
     Günümüzde insanlar müzmin bir sevgisizlik hastalığına tutulmuş.En basit bir gerekçeyle kan dökülüyor.Toplumun fertleri patlamaya hazır bir bomba gibi….Pimini çekmek için bir söz yeter de artar da!...Sanki patlamaya hazır bir yanardağ misali insanımız!....Bana ne deyip geçemeyiz.Çünkü patlayacak volkanın lâvlarından biz de nasibimize düşen payımızı alacağız.Aynı dağın eteklerinde yaşıyoruz.O kızgın lâvlar bir gün bizi de yakıp kavurabilir.

     Türk dünyasının sembol isimlerinden Yunus Emre’yi insanların gönlünde büyüten aşk ve muhabbet duygusu değil de nedir?Onun birinci özelliği aşkı taçlandırmasıdır.O, hayat felsefesini aşk üzerine kurmuştur.Bu onun hem hayatında hem de şiirlerinde görülür.Zaten bu his sadece şiirlerinde kalsaydı inandırıcı olmazdı.Yaşanılmayan ve yaşatılmayan duyguların tesiri kabil değildir.
     Yunus’ta aşk öyle ileri boyutlara varmıştır ki bu aşk, tutku derecesinde onun kendinden geçmesine,bir başka kimliğe bürünmesine yol açmıştır.Durumunu izah etmeye kelimeler kifayet etmemiştir.Akıllı mı,divane mi olduğunu anlamakta zorlanmaktadır.Bunu şu mısralarda görebiliyoruz:
     “Ben yürürem yana yana aşk boyadı beni kana
     Ne âkilem ne divâne gel gör beni aşk n’eyledi.”
     Daha evvel belirttiğimiz gibi Yunus’un aşkı ilâhîdir.Onun sevgisini hümanizmle ve mecazi aşklarla ifade edemeyiz.Bu demek değildir ki Yunus insanları sevmiyor.O, Allah’ın dünyadaki halifesi makamındaki insanları da elbette seviyor;fakat insanı kutsal bir unsur olarak sunup putlaştırmıyor.Onda esas olan Allah sevgisidir.Bunu şu beyitte tüm açıklığıyla görebiliriz:
     “Âşık Yunus seni ister, lütfeyle cemâlin göster
      Cemalin gören âşıklar, ebedi ölmez Allah’ım!”
     Yunus’un kitabında kan,kin ve nefret kavramları yazmaz.Onun yerine sevgi,aşk ve hoşgörü bulunur.Günümüz insanının teknoloji alanında harikulâde buluşlara imza atması önemli olmakla birlikte yeterli değildir.İnsanın manevî dünyasının viraneye çevrilmesinin önlenmesi daha öncelikli bir husustur onun için!…Kişi kendi iç dünyasını imar etmedikten sonra göğün yedi katını keşfetse ne mana ifade eder ki?...Bizi mutlu kılacak unsur, iç dinamiklerimizi dengeye oturtarak dünyayla ahireti paralel olarak tanzim etmektir.Aksi halde iç huzuru yakalamamız mümkün değildir.Asr-ı Saadet’teki insanlar onca zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen manevî hayatlarını göz ardı etmedikleri için bizlerden çok daha mutluydular.Demek ki maddiyat tek başına huzuru sağlamıyor.
     İç huzuru, Allah sevgisinin en ileri derecesi olan muhabbetullahta bulan Yunus’un, herkes tarafından sevilip yüceltilmesinin esas sebebi ölmeyen duyguları ruhuna nakşedip,hayatını ona göre yönlendirmesidir.Onun bu hususiyetlerini tiyatrocu ve şair Semih Sergen veciz bir üslûpla dile getiriyor:
     “Yunus insan demektir: Yunus sevgi, Yunus halk.
      Yunus vatan demektir: Yunus yurt, Yunus toprak.
      Yunus Türkçe demektir: Türkçe ak, Türkçe bayrak.
      Dertli Yunus, han Yunus, derviş Yunus, can Yunus.”


e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
Yunus Emre'de Hoca (Öğretmen) Sevgisi
"Bir Lâhza-i Teahhur" ve İkinci Abdülhamit-2
Eğitimci - Yazar Halit Ertuğrul'u Dinlerken...
Doğumunun 100. Yılında Üstad Necip Fazıl Kısakürek
Vefatının 30. Yılında Trabzonlu Tarihçi Osman Turan
Şinasi Özdenoğlu'nun Türkiye Sevdası
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
Mehmet Akif Irkçı Değildir
Garib Ozan Bir Işıktı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
beklenen Nesil
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.