Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Vişnelerin çekirdekleri olur. Çoğalırlar... Çoğalırlar. Ağaçlardan küçük küçük ağaçlar oluşur. Ve bu küçük ağaçlar bir gün gelir yine meyvalar verirler. Bu işe yarar çekirdekler; başka çekirdekler getirmeye. Ve o çekirdekler de başka çekirdekler, başka çekirdekler getirir... Böyle devam eder bu. Ve aslında biliriz ki, bizim yediğimiz bir kavanoz reçel bunlardan sadece az bir kısmının meydana getirdiği ağaçlardan, oralardaki vişnelerden oluşmuştur. Bazı vişneler vardır, olmamıştır henüz. ekşidir, acıdır tadı. Genç ve olmamış, ağızda tat bırakan... Yoğun tatları vardır onların. İnsanın ağzında ekşi bir his bırakırlar, ardından daha tatlı taneler gelse bile ağızda eriyip giden, damağımızdaki o ekşi tadı oluşturan vişne tanesini asla unutamayız. Ve büyük vişneler vardır. Kocaman, tombul ve tatlı... Her ne kadar büyük bir kısmı yapay yollarla bu kadar büyütülmüş olsa da... Er ya da geç insan şöyle doyasıya, kendi isteği ve kendi gücü sayesinde büyümüş olan bir vişnenin tadına bakabilir bir kavanoz reçelde. O tadı da asla unutamaz, orası kesin. Belki o alacağı son kaşıktaki son vişne değildir, belki ardından bir kaşık daha yemek ister insanın canı. Ama o vişne de durur aklımızda bir yerlerde... Her zaman için. Vişne reçelinin tadı çok değişiktir. Çünkü sadece tatlı bir vişnenin, ekşi bir vişnenin ya da tatsız bir vişnenin tadını almayız ondan. Yapılan her reçelin kıvamı farklı olur, hepsinde farklı farklı vişneler saklıdır. Kimisinden çekirdekler çıkar bazen, çok seğrek. Dişimize çarpar ve acıtırlar, sonr. yutarız onları. Unutur gider, vişne reçelinin, şu an ağzımızda duran güzelim bir vişnenin ekşi ve şekerli tadıyla baş başa bırakırız kendimizi. Ekşi ve şekerli... Her ne kadar bu ikisi zıt tatlar olsa da bir kavanoz reçelde birleşir ve dünyanın en güzel tadını meydana getirirler. Sonra... Bir gün bakarız ki, bütün vişneleri yemiş insan. İrisiyle ufağıyla, tatlısıyla tatsızıyla... Ekşisiyle... Acısıyla... Bitmiş bütün vişneler. İnsan doymuştur artık. Kaşığıyla kavonozun dibini sıyırır... Kavanozun dibindeki cam görünür. İnsan gözlerini kapar... Ve ağzında yediği onlarca vişnenin tadıyla mutlu ve huzurlu bir uykuya dalar. Bir daha uyanmamacasına. Yaşam bir kavanoz vişne reçeli gibidir aslında.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Esin Yardımlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |