|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
1 Kasım 2003
Ne Kadar... ?
Demirhan Ocak
Neden tehlikeli olabilirler? Çünkü normalde yurdum insanı sabaha karşı saat beş sularında karısını kör bıçakla kovalamak suçundan ertesi gün çıktığı mahkemede, hâkimin “Söyle bakiim evladım karını neden kesmek istedin?” sorusuna karşılık, kara |
|
Demirhan Ocak
Merhaba canlar,
Bir çoğunuzun bildiği üzere Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergilerde genelde hafta sonlarında akla ziyan bazı testler yayımlanır. (Gözümüz yok yayımlasınlar.)
Amma, peki siz o canım! Testleri kim ve nasıl hazırlar? Bilirmisiniz?...... belki aranızda bilmeyenler olabilir diye ben kısaca anlatmaya çalışayım.
İlk olarak bu testler Amerikan dergi ve gazetelerinden yürütülür, daha sonra İstanbul Zeynep Kamil hastanesinde “Kerpeten Hacer” olarakta bilinen ebe Hacer’in eline doğmuş olmasına rağmen güzelim türkçeyi sanki Teksas’nın şirin bir ilçesi olan Downtown hastanesinde doğmuş halis bir amerikalı gibi kelimeleri yuvarlayarak konuşmaya çalışan 90’ların deyimi ile (1)yuppie olarakta bilinen bir (2)dallama tarafından hazırlanır.
İşte durum bundan ibaret, yani bu testler okuyucunun sosyal ve kültürel olarak ihtiyaçları karşılarmı? Acaba bir aile faciasına yol açarmı? Diye bir takım sosyal kaygılar taşımadan “Abi ne yapalım okuyucu böyle istiyor” yalanına dayanarak çarşaf, çarşaf yayımlanır.
Mesela bu testlerin içinde en çok rağbet gören ise “Eşiniz sizi aldatıyormu?” türünden test ve anketler oldukça tehlikeli olabilirler.
Neden tehlikeli olabilirler? Çünkü normalde yurdum insanı sabaha karşı saat beş sularında karısını kör bıçakla kovalamak suçundan ertesi gün çıktığı mahkemede, hâkimin “Söyle bakiim evladım karını neden kesmek istedin?” sorusuna karşılık, kararlı bir yüz ifadesiyle; “Valla hakim bey gece rüyama ak sakallı bir amca gelerek karımın bakkal hamdi ile zina ettiğini söyleyince bende namusumu temizlemek istedim. Eğer o bizim köşedeki apartmanda oturan matamatik öğretmeni evine almasaydı şimdi namusumu temizlemiştim” diye ifade veren angutlardan içimizde oldukça çok miktarda olduğu düşününce insanın kanı donuyor.
Bir düşünsenize rüyasından ki ak sakallı amcaya inanarak karısını kesmeye angut vatandaş aynı suçtan çıktığı mahkemede sanki kutsal bir kitap gibi elinde tuttuğu gazeteyi hakimin gözüne sokmak istercesine sallayarak “Aha bak!! Hakim bey bu filanca gastenin -Karınızın fantazileri nelerdir biliyormusunuz- isimli test’in sonucunda karımın güney Samua’lı erkeklere ilgi duyaraktan, onlar hakkında ateşli cinsel fantazileri olduğu sonucu çıktığından bende gözümü kırpmadan salavat getirerek furdum pıcağı karının boğazına” der
Ama sırf benim vicdanım rahat olsun diye bugün sizler için hazırladığım Ne kadar...? isimli güncel testi, altı ay boyunca gecemi gündüzüme katarak hazırladığımı ve ayrıca bir çok toplum bilimcisi, psikolog, gazeteci’ lerin tavsiye ve tercübelerinden yararlandığımı belirtmemde fayda var. (ehh! Tabii yerseniz!)
Merhaba iki gözüm TANDEP “Test ve Anket departmanı” gururla sunar
Ne kadar Irkçı ? Ne kadar Salak? Ne kadar Normalsiniz?
1. Kabak lastikli, kasko’su ve (3)TÜV’ü olmayan bir taşıt ile yapdığınız trafik kazasından sonra aşağıdaki seçeneklerden hangisi ırkçı ve salak olmayan bir yaklaşımdır?
a: 15 dakika sonra olay yerine gelen trafik polisine en masumane sesimle “valla polis abi evde aç bilaç beş çocuğum var hadi bu seferlik sen görmemiş ol” derim. Eğer buna rağmen alman polisi beni suçlu gösterme kalkar yada karakola götürme gibi eylemlere kalkışırsa “Ben yabancıyım diye böyle yapıyorsunuz değilmi?, hepiniz nazisiniz” diye tantana çıkartır hatta gerekirse türk gazetelerini ararım.
b: Beni bulamazsınlar diye arabamın plakasını alıp kaçarım.
c: Kazaya karışan diğer arabanın sürücüsünün gözünü korkutarak benden şikayetçi olmamasını sağlamaya çalışırım.
d: Bu şartlara sahip bir taşıtla trafiğe çıktığım için kendimin beyinsiz eşşek bir olduğunu kabul eder ve kazada can kaybı olmadığı için cadde ortasında çiftetelli oynarım.
2. (4)Vollkasko’su için yılda 950 € ödediğiniz arabanızla sizin hiçbir suçunuz olmadan meydana gelen kaza sonrası, sizce hangi davranış doğrudur?
a: Ön koltuğun altında böyle durumlar için sakladığım demir çubukla ilk önce diğer arabanın sağlam kalmış olan kısımlarına girişirim, daha sonra diğer sürücüyü eşşek sudan gelinceye kadar döverim.
b: Daha arabanın taksitlerini bitmediği için çaresizlikten ne b.... yiyeceğimi bilmemekten, oracıkta hüngür hüngür ağlarım.
c: Korkudan bayılmış numarası yaparım.
d: Herhangi bir alkol ve uyuşturu etkisi altında olmadığım için sakin, sakin polisin gelmesini beklerim. Çünkü vollkasko denilen sigorta olayı böylesi durumlarda ne benin nede karşı tarafın mağdur olmaması için yapılmıştır.
3. Siz gecenin bir yarısında karınızla küçük çaplı bir boks maçı yapmaya çalışırken, kapıyı kıracakmış gibi yumruklayan alman komşunuz ve biraz sonra gelecek olan polis memurlarına karşı nasıl davranırsınız? Yada hangi davranış biçimi size uygundur?
a: Bir yandan alman komşumum boğazına sarılır diğer yandansa “Ulan lavuk! bu kapı kırılsa senmi vereceksin lan parasını?” dedikten sonra allah yaratttı demem vurdumdu kıçının üstüne oturturrum.
b: Almanla fazla yüz göz olmamak için kapı aralığından “Hadi len ikile” diye kapıdan kovarım.
c: Valla eğer yabancı bir komşunun aile kavgasını ayırmak için kapıyı kırarcasına gelecek olan bir alman varsa? Onun ben anlından öperim, memleketime tatile götürür bi ay boyunca kuş sütüyle beslerim namussuzum!
d: Bu soruyu geçelim, çünkü ben karımı dövecek kadar insani duygulardan uzaklaşarak hayvanlaşmam.
4. Memleketinizde yıllık tatilinizi geçirmek üzere uçmak için geldiğiniz havaalanında bagaj işlemleri sırasında üç kişi 90 kg bagaj hakkınız olmanıza rağmen sizin 310 kg tutan bagajınızın fazla olan kısmını ücretsiz almak istemeyen alman bayan görevliye karşı nasıl bir tavır takınırsınız?
a: Çaktırmadan “Tühh! Allah belanı versin pis kaltak, alsan ölürmüsün?, Sanki o fazlalığı sırtında taşıyacakmış gibi olmaz diyor. Kırk yıldır verdiğimiz emekler gözünüze, dizinize dursun hemi.. yağlı kurşunlara denk gelesin, ocağında bir gıdım ot bitmesin, evinden alaca kuşlar eksik olmasın, yaraabmiiim inşallah tez zamanda yağlı ilmeklerde sallanırsın......” diye intizar ederim
b: Görevli kadına el kol işaretiyle rüşvet teklif ederim
c: Bagaj sırasında duran diğer yolcular arasında bagajı az olanlardan benimkilerden biraz alması konusunda ikna ve ısrar ederim. Almak istemeyenler gıyabında da Tühh! Allah belanı versin...... diye başlayan intizar hakkımı kullanırım.
d: Bu gibi durumlarla karşılaşmamak için evde banyoda duran baskülü kullanarak valizlerimi tartarım ve kişi başına hakkım olan 30 kilonun 3-5 kilodan fazla geçmemeye özen gösteririm. Hem o görevli bayan’nında sade bir işçi olduğunu unutmadan bir işçi olrak bana nasıl davranılmasını istiyorsam bende ona öyle davranırım. Yada paraya kıyıp aslanlar gibi her fazla kg başına 5 € öderim.
5. Günün birinde size ulaşan bir mektup da 7 yaşında çocuğunuzun almancasının yetersiz olmasından dolayı (5)Sonderschule’ye göderileceğini bidiren bir yazı aldığınızda ne yaparsınız?
a: Sırasıyla, ilk önce üzüntüden karalar bağlarım sonra Tüm türk gazeteleri ve televizyon programlarını “Yetişin a dostlar benim çocuğumu deliler okuluna gönderecekler, aha! Bakın şuraya yazıyom bu öğretmenlerin hepsi ırkçı yabancı düşmanı nazi bunlar hem vallahi hem billahi nazi bunlar” diye ararım. Daha sonra ise yüreğim kini soğumadı için paraya kıyıp Türkiye’deki eş dost akrabaları arar “...zaten bu Alamanların ne kadar ırkçı olduğunu bildiğimiz için biz çocuğumuzun zamanında alman çocuklarla oynamasına izin vermemekle ne kadar haklı olduğumuzun! ispatlandığını bir bir anlatırım” .
b: Hemen iyi bir avukat bulurum sonrada bu avukatın parasını ödeyebilmek için bankaya kredi başvurusunda bulunurum.
c: Bizim tarikattan nefesi güçlü bir hocadan okulda bulunan tüm öğretmenlerin rızkını bağlaması için güçlü bir cin çağırmasını isterim.
d: Oturur düşünürüm... Neden?... Acaba biz anne baba olarak nerede hata yaptık? Çocuğumuzun almancası neden yeterli değil ? Ahh keşke zamanında (6)spiel gruplarına vede (7)kindergarden’a gönderseydik, almanca öğrenmesi için tüm imkanlarımızı seferber etseydik diye ama bu işin düşünmekle bir sonuca varamayacağım için ilk önce çocuğumun öğretmenleriyle konuşmak için yola koyulurum çünkü “çıkmadık candan umut kesilmez.”
Kendinize iyi bakın ve mısmıl olun
1. Yuppie: Young Urban Professionals’ın kısaltması. Yani halk deyimi ile “anasını boyar babasına satar” türünün amerikalı versiyonu
2. Dallama: Bön, işe yaramaz kimse (Kaynak: Büyük argo sözlüğü, Hülki Aktunç)
3. TÜV: Her iki yılda bir yapılması zorunlu araç muaynesi
4. Vollkasko: hertürlü kazaya! karşı sizi ve karşı tarafın zararlarını karşılayan araç sigortası
5. Sonderschule: Öğrenme sorunu olan çocukların göderildiği özel okul
6. Spielgruppe: Ana okulu öncesi 3. yaşındaki çocukların sosyal gelişimi dolayısıyla anaokuluna ve okula hazırlamayı amaçlayan bir oyun grubu.
7.Kindergarden: Anaokulu (okula hazırlık)
:: iste bu |
Gönderen: Utanmaz Adam / Bursa/Türkiye
|
2 Mart 2005 |
|
| yaaaaa inan, yazacak bisey bulamiyorum.enfes olmus dayi. ya ... yok olmicak :=)))
ustaca yaziyi susliyecek kelimeler ariyorum bulamiyorum. gercekten mukemmel olmus.kalemine kuvvet pardon.. (klavyene ) |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Almanya'lı bir Asabi Veled
Etkilendiği Yazarlar:
Hangi birini anlatsam ki?
|
|
|