Evrim teorisi, insanlık tarihi boyunca inanç sistemleriyle sık sık çelişmiş bir konu olmuştur. Özellikle Allah’a ve yaratılışa iman edenlerin, evrim teorisini reddetmesi doğal bir sonuçtur. Zira evrim, yaratılışı açıklamak yerine tesadüfleri merkeze alarak, Allah’ın kudretini inkâr eden bir yaklaşım sunar. Bu yazıda, evrim teorisinin dayandığı temelleri sorgulayacak, yaratılış gerçeğini Kur’an-ı Kerim ayetleri ışığında ele alacağız.
Evrim teorisi, canlıların tesadüfler sonucunda evrimleşerek bugünkü hallerine ulaştığını savunur. Ancak tesadüfler üzerine bina edilmiş bir sistemin bilimsel doğruluktan uzak olduğu açıktır. Allah Teâlâ, Kur’an’da şöyle buyurur:
"De ki: Söyleyin bana eğer Tanrı işitmenizi ve gözlerinizi alsa ve kalplerinizin üstüne mühür vursa Tanrı'dan başka hangi tanrı onları size getirecek. Bak ayetleri nasıl türlü türlü açıklıyoruz sonra yine yüz çeviriyorlar." (En’am Suresi, 46. Ayet)
Bu ayet, yaratılışın tesadüflerle açıklanamayacağını, her şeyin Allah’ın ilmi ve kudretiyle yaratıldığını ortaya koyar.
Evrim teorisi, Allah’ın yerine tesadüfleri koyarak tesadüfü bir tür ilah edinmektedir. Bu, Allah’ın birliğini inkâr eden sapkın bir yaklaşımdır. Oysa Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
"Göklerde ve yerde kim bulunuyorsa O'ndan ister. O her gün bir iştedir."(Rahman Suresi, 29. Ayet)
Bu ilahi mesaj, her şeyin Allah’ın iradesiyle var olduğunu ve tesadüflerin bir yaratıcı güç olamayacağını açıkça belirtir.
Evrim teorisi, ateizmin dayanaklarından biridir. Ateist düşünce, evrimi kullanarak Allah inancını zayıflatmayı hedefler. İnsanları, kendilerinin bir yaratıcı olmadan, yalnızca tesadüfler sonucu var olduklarına inandırarak Allah’tan uzaklaştırmak ister. Bu durum, Kur’an’da tarif edilen münafıkların ve inkârcıların özelliklerini andırır:
"Tanrı'nın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar halbuki kâfirler hoşlanmasa da Tanrı nurunu tamamlamaktan başkasını istemez." (Tevbe Suresi, 32. Ayet)
Evrimi savunanlar, Allah’ın nurunu söndürmeye çalışırken, Allah’ın kudreti karşısında mağlup olacaklardır.
Evrim teorisine karşı gelmek, sadece bilimsel bir çaba değil, aynı zamanda bir iman mücadelesidir. Allah Teâlâ, insanın yaratılışını Kur’an’da birçok yerde anlatmıştır:
"Ey inananlar eğer yeniden dirilmekten kuşku içinde iseniz Biz sizi topraktan sonra bir damla sudan sonra asılı duran bir şeyden sonra biçimlenmiş ve biçimlenmemiş bir çiğnem et parçasından yarattık. Size açıkça gösteriyoruz. Ve dilediğimizi belirli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız. Sonra içinizden kimi olgunluk çağına erer kimi öldürülür kimi de ömrünün en kötü çağına bir şey bilmez hâle gelmesi için geri çevrilir. Yeri görürsün kurumuş Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve her çifti güzel bitirir. " (Hac Suresi, 5. Ayet)
Bu ayet, insanın yaratılış sürecinin Allah’ın kontrolünde olduğunu ve hiçbir şeyin rastgele oluşmadığını açıkça belirtir.
Evrim karşıtı makaleler yazmak, Allah’ın canlıları yaratılışını savunmak ve tesadüf putuna karşı durmak anlamına gelir. Bu çalışmalar, insanların yaratıcıyı tanımasına ve iman etmelerine vesile olabilir. Kur’an’da bu doğrultuda bir çağrı yapılır:
"Ey kavmim Rabbinizden bağışlanma dileyin. Sonra O'na tevbe edin gökten üzerinize bolca yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın suç işleyerek yüz çevirmeyin." (Hud Suresi, 52. Ayet)
Evrim teorisi, Allah’a ve yaratılışa iman edenlerin dikkatle karşı durması gereken bir yaklaşımdır. Bu teori, insanları tesadüflerin ve maddi dünyanın bir eseri olduğuna inandırarak, Allah inancını sarsmayı hedefler. Ancak Allah’ın varlığını ve yaratılış gerçeğini savunmak, iman edenlerin görevidir. Evrim karşıtı çalışmalarla, hem bilimsel hem de dini argümanlar sunarak insanlara hakikati ulaştırabiliriz. Bu çabalar, insanların Allah’a iman etmelerine ve tesadüf inancından kurtulmalarına vesile olacaktır. Allah, hakikati savunanların yardımcısıdır:
"Ve de ki: Hak geldi ve batıl yok oldu. Şüphesiz batıl yok olmaya mahkumdur." (İsra Suresi, 81. Ayet)