Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Âl-i İmran Sûresi 164. Ayeti: "Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla: Andolsun ki Allah müminlere bir nimet olarak onların içinden bir elçi gönderdi. Onlara ayetleri okur, nefslerini temizler ve onlara kitabı hikmeti öğretir. (Onlarsa) daha önceden elbette apaçık dalâlet içindeydiler." (Âl-i İmran, 164) Bu ayet, Allah’ın müminlere bir elçi gönderdiğini ve bu elçinin, müminlerin nefsini temizleyecek, onlara kitap ve hikmet öğretecek olduğunu bildirir. Elçinin görevi, müminleri doğru yola yönlendirmektir. Ancak, 19'culuk inancını savunan bazı kişiler, bu ayetin anlamını tahrif etmiş ve yanlış yorumlamıştır. Edip Yüksel gibi bazı yorumcular, "andolsun" ifadesini ayetten gizleyerek, metni eksik bir şekilde sunmuşlardır. Oysa bu ifade, ayetin vurgusunu artıran önemli bir dilsel unsurdur. "Andolsun ki size içinizden azîz/üstün bir elçi geldi ki, size sıkıntı verecek şeyler ona ağır gelir, size çok şefkatli, çok merhametlidir." (Tevbe, 128) Tevbe Sûresi’nin bu ayeti, Nebi Muhammed’in ümmetine olan şefkatini ve merhametini vurgular. Ayette, elçinin sıkıntıları taşımanın kendisine ne kadar zor geldiği ifade edilir. Bu, İslam toplumunun lideri olan nebinin, insanlık adına yaşadığı zorlukları ve özveriyi ortaya koyar. Buradaki benzer dil ve anlatım, Âl-i İmran Sûresi 164. ayetiyle paralellik göstermektedir. 19'culuk inancı, Tevbe Sûresi'nin son iki ayetini inkâr ederken, bu ayetlerin benzerliğini göz ardı etmektedir. Âl-i İmran Sûresi 164. ayetinin de benzer şekilde inkâr edilmesi gerektiği çıkarımına varılmalıdır. Zira her iki ayette de benzer üslup ve konu ele alınmıştır: Nebinin, ümmetine karşı olan sorumluluğu ve onların doğru yolda olabilmesi için gösterdiği çaba. Eğer bir kişi, Tevbe Sûresi’nin son iki ayetini inkâr ediyorsa, aynı şekilde Âl-i İmran Sûresi 164. ayetini de inkâr etmek durumundadır. Aksi takdirde, 19’culuk inancı mantıksal bir çelişki içerir. Kur'an’ın meallerinde, özellikle 19'culuk inancını savunan kişiler tarafından bazı ayetler tahrif edilmiştir. 19’cular, âyetlerin orijinal anlamlarını değiştirebilmek için çeşitli stratejiler kullanmaktadır. Örneğin, Âl-i İmran Sûresi 164. ayetinin mealinde yapılan değişiklikler, ayetin özünden saparak, Kur'an’ın mesajını daraltan bir etki yaratmaktadır. Bu tür tahrifatlar, ayetin metnini yanlış bir biçimde sunarak, okuyucunun anlamdan sapmasına yol açmaktadır. 19'culuk inancı, Kur'an’a uygun bir yaklaşım sergilememekte ve ayetleri tahrif etmektedir. Âl-i İmran Sûresi 164. ayeti ile Tevbe Sûresi 128. ayetinin benzerliği, bu inancın Kur'an’ın özünden ne kadar uzaklaştığını gösteren bir örnektir. 19'cular, bu ayetleri inkâr ederken, aynı mantıkla diğer benzer ayetleri de inkâr etmek zorunda kalacaklardır. Kur'an’ın özüne sadık kalmak ve metinleri doğru bir şekilde anlamak, her müminin temel sorumluluğudur. Ayetleri bağlamlarından koparmadan, doğru şekilde anlamak hem İslam’ın özünü korumak hem de müminlerin doğru bir inanç ve yaşam biçimi benimsemeleri için önemlidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |