Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Kur’an’da, Allah yılın 12 ayında dördünün "haram aylar" olduğunu belirtmektedir. Ancak, bu ayların hangi aylara denk geldiği açıkça belirtilmemektedir. Haram aylar, belirli bir dönemde yapılması yasaklanan bazı eylemleri kapsar, özellikle savaş yasakları bu aylar için geçerlidir. Kur’an’da haram ayların sayısının dört olduğu vurgulanırken, bu ayların hangileri olduğu konusuna ise kesin bir açıklama yapılmamıştır. Yine de, haram ayların genel olarak Allah’ın yasağına uymayı gerektiren zaman dilimleri olduğunu söylemek mümkündür. > "Gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup bunların dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır. Onun için bunlar hakkında kendinize zulmetmeyin; müşrikler sizinle topyekûn savaştıkları gibi siz de topyekûn savaşın ve bilin ki Allah sakınanlarla beraberdir."(Tevbe Sûresi 36) Bu ayette, yılın dört haram ayında savaşmanın yasaklandığı, bu aylarda Müslümanların barış ve ibadete odaklanmaları gerektiği belirtilmiştir. Ancak Kur'an, haram ayların hangi aylar olduğunu detaylandırmamaktadır. Bununla birlikte, bu ayların Mescid-i Haram’a ve Hac ibadetine yönelik bir kolaylık sağladığını ifade etmektedir. Bu durum Bakara Sûresi 217. ayetinde şu şekilde açıklanmıştır: > "Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Ancak Allah yolundan alıkoymak, O’nu inkâr etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyüktür..."(Bakara Sûresi 217) Bu ayet, haram aylarda Mescid-i Haram’a gidenlere engel olunmaması gerektiğini ve bu aylarda savaşmanın yasaklandığını açıkça ortaya koymaktadır. Allah, haram aylarda savaşın yasak olduğuna dair bir emir verirken, aynı zamanda bu aylarda Mescid-i Haram’a gidenleri engellememenin de gerektiğini belirtmiştir. Bu, haram ayların Hac ayları olduğu yönünde bir yorumu güçlendirir. Hac, bu özel aylarda yapılması gereken bir ibadet olup, Allah’ın koyduğu bu zaman dilimlerinde Allah’a yaklaşmayı amaçlayan bir ibadettir. > "Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine farz ederse hacda kadına yaklaşmak, günaha sapmak ve kavga etmek yoktur."(Bakara Sûresi 197) Bakara Sûresi 197. ayette geçen "bilinen aylar" (eşhurun ma'lumat) ifadesi, Hac’ın hangi aylarda yapılabileceğini belirtmektedir. Buradaki "bilinen aylardan" ifadesi, İslam toplumunun genel kabul görmüş haram aylarını ifade etmektedir. Bu haram aylar, Arap geleneğinde olduğu gibi, belirli bir ayla sınırlı değildir ve dört haram ayın tamamı, hac ibadetinin gerçekleşebileceği zaman dilimlerini kapsamaktadır. Bu durum, Hac’ın yalnızca bir gün değil, belirli bir süre zarfında yapılabilecek bir ibadet olduğunu gösterir. Hac ibadetinin zamanlamasıyla ilgili en net açıklamalardan biri Bakara Sûresi 189. ayetinde yer almaktadır: > "Sana hilallerden soruyorlar. De ki: Onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir..."(Bakara Sûresi 189) Bu ayet, Ay’ın hareketlerinin Hac zamanını belirlemede kullanıldığını ifade eder. Ancak, ayette Hac için yalnızca bir gün veya birkaç gün değil, daha geniş bir zaman diliminden söz edilmektedir. Bu durum, Hac ibadetinin hilallerin izlendiği aylarda yapılabileceğini göstermektedir. Hac Sûresi 27. ayetinde, Allah, Nebimiz İbrahim'e, "İnsanlar içinde haccı ilan et; yaya olarak veya uzak yollardan yorgun develer üzerinde sana gelsinler" demektedir. Bu ayet, Hac’ın yapılacağı zaman diliminde, uzak mesafelerden gelen insanlara da hitap etmektedir. Zilhicce’nin 9. gününde zamanında Hac’a yetişmek, özellikle uzak bölgelerden gelen insanlar için çok zordu, çünkü o dönemde uçak ve arabalar yoktu. Bu, Hac’ın sadece tek bir günde yapılması gereken bir ibadet olamayacağını gösteren bir başka önemli delildir. Kur'an'da haram aylardan bahsedilirken, bu aylarda savaşmanın yasaklandığı ve insanların Mescid-i Haram’ı ziyaret etmelerine engel olunmaması gerektiği belirtilmiştir: > "Ey iman edenler! Ne Allah'ın alâmetlerine, ne haram aya, ne kurbana ve gerdanlıklı kurbanlara, ne de Rabblerinin lütfunu ve rızasını arzulayarak Beyt-i Haram'a gelenlere saygısızlık etmeyin..."(Maide Sûresi 2) Bu ayet, haram aylar ile Hac ibadeti arasındaki bağlantıyı net bir şekilde ortaya koymaktadır. Hac için özel bir saygı vurgusu yapılmaktadır. Haram aylar boyunca Müslümanların barış içinde ibadetlerini gerçekleştirmeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Bu, haram ayların savaşın yasaklandığı bir dönem olmasının yanı sıra, ibadet özgürlüğünü de garanti altına aldığını göstermektedir. Ayrıca, Hac’a giden kişinin, ihramda iken işlediği günahların ve küfürlerin telafi edilmesi gerektiği de ifade edilmektedir. Hac ibadeti, yalnızca ritüellerden ibaret değildir; aynı zamanda Allah’a teslimiyetin ve takvanın bir göstergesidir. Kur'an, Hac ibadetinin esaslarını şu şekilde belirtir: > "Hacda kadına yaklaşmak, günaha sapmak ve kavga etmek yoktur..."(Bakara Sûresi 197) > "Safa ile Merve Allah'ın nişanelerindendir. Kim Beyt’i haccederse veya umre yaparsa ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur..."(Bakara Sûresi 158) > "Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyenler kolayına gelen bir bağışta bulunsun. Bunu bulamayan üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde olmak üzere tam on gün oruç tutmalıdır..."(Bakara Sûresi 196) Bu ayetler, Hac ibadetinde hangi davranışlardan kaçınılması gerektiğini ve hangi esaslara uyulması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, bu ibadetin yalnızca bir gelenek değil, Allah’a teslimiyetin bir sembolü olduğunu vurgulamaktadır. Kur’an, Hac’ın “bilinen aylarda” yapılması gerektiğini vurgulamaktadır ve bu, sadece tek bir günle sınırlı bir durum değildir. Hac’ın yapılması gereken dört haram ay boyunca, insanların rahatça Hac ibadetini yerine getirebilmesi için zaman tanınmıştır. Bu durum, daha fazla sayıda insanın Hac yapabilmesine olanak sağlamaktadır. Bakara Sûresi 189. ayetinde de Hac’ın vakitlerinin hilallerle belirlenebileceği ifade edilmektedir: “Sana hilallerden soruyorlar, de ki: Onlar insanlar ve hac için vakit ölçüleridir.” Bu ayet, Hac için vakit ölçüsünün hilaller olduğunu ve bu vakitlerin haram aylarla çakışan bir zaman dilimine işaret ettiğini ifade etmektedir. Bu da Hac ibadetinin belirli bir takvime dayanmak yerine, ayların hareketine ve hilallerin görünüşüne göre yapılabileceğini ortaya koyar. Hac, bir dizi ibadeti içerir ve bu ibadetlerin doğru bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. Kur’an’da, Hac sırasında cinsel ilişkiye girmenin, kavga etmenin ve günaha sapmanın yasak olduğu belirtilmektedir (Bakara Sûresi 197). Bunun dışında, Hac’a gidenlerin ihrama girmeleri ve bu süreçte bazı davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir. İhram, kişi için bir tür "haram kılma" sürecidir ve bu süreçte kişi, normalde helal olan bazı davranışlardan, mesela avlanmaktan, çiçek koparmaktan kaçınmalıdır. Kur’an’da Hac ile ilgili her şey belirtilmiş olmasına rağmen, geleneksel dini uygulamalarda, örneğin "Hacerül Esved" taşı veya “Şeytan Taşlama” gibi uygulamalar pek fazla ön plana çıkarılmaktadır. Oysa, bu tür uygulamaların Kur’an’a dayalı olarak hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. İslam’da, Hac’ın kuralları açık bir şekilde belirtilmiş olup, herhangi bir taşın öpülmesi ya da belirli bir mekanın fiziksel olarak taşlanması, Hac’ın gereklilikleri arasında yer almamaktadır. İbn-i Ömer’in Muvatta’da geçen bir hadisinde, Hac aylarının çok sayıda olduğu belirtilmiştir. Haccınızla umrenizi ayırın diyen İbn-i Ömer, Hac’ın farklı vakitlerde yapılabileceği fikrini güçlendirmiştir. 1255- İbni Ömer buyurmuştur ki: "Babam Ömer dedi ki: "Haccınızla umrenizin arasını ayırın . Zira böyle yapmak, sizden birinin haccının daha mükemmel olmasını sağlar. Umrenizin mükemmel olması da, onu Hacc ayları dışında yapmaya bağlıdır." (Muvatta, Hacc 67, (1, 347)) Hadiste geçen "Umrenizin mükemmel olması da, onu Hacc ayları dışında yapmaya bağlıdır" ifadesi, Hac’ın farklı vakitlerde yapılabileceği fikrini güçlendirmiştir. Hadiste geçen "Umrenizin mükemmel olması da, onu Hacc ayları dışında yapmaya bağlıdır" ifadesi, Hac’ın belirli bir zaman dilimiyle sınırlı olmadığını, bunun yerine Hac ve Umre’nin belirli dönemlerde yapılabileceğini göstermektedir. Kur'an, Hac ve haram aylarla ilgili hükümleri açıkça belirtmektedir. Ancak geleneksel uygulamalar, Kur’an’ın hükümlerine aykırı bir şekilde ibadeti sınırlandırmıştır. Hac ibadeti, Kur’an’a göre haram aylara yayılmalıdır ve bu ibadet herkes için erişilebilir hale getirilmelidir. Ayrıca, haram ayların savaşsız bir dönem olması gerektiği, bu süre boyunca Mescid-i Haram’a yönelenlere engel olunmaması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Kur'an, bu konuda Müslümanlara yeterli rehberliği sağlamış ve bu ibadeti insanlara kolaylaştırmayı emretmiştir: > "Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez..." (Bakara Sûresi 185) Hac ibadetini ve haram ayları anlamak için yalnızca Kur’an’a başvurmalı, geleneksel hurafelerden uzak durmalıyız. Allah’ın kitabı, bizlere her konuda rehberlik edecek yeterlilikte ve açıklıktadır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |