Oğuzhan Uğur ismi bu kutsal topraklarda hatırlanmalı… Hemen önceden söyleyeyim; yok kendisini bazı nedenlerle sevmiyorsunuzdur, yok babasına kininiz vardır falan ama adam çok güzel ve doğru bir kafada ilerliyor… Hem de cumhuriyet tadında… Bu kafa ve düşünce fikirler ölmez tadında durdurulamayacak da.

Öyle ya… Hem çarklarda, hem de sosyal medyada ”biz gösterilmiyoruz” diye isyan eden Ümit Özdağ ile başlayarak mevzular / açık mikrofon ile özlenen siyaset meydanı havası yakaladı… Siyaset uzmanı olduğunu iddia edenleri de gösterdi, ben hanımefendi değilim deyip sırf sıkıntı çıkarmak için çıkaranları da…

Devamında Ömer Faruk Gergerlioğlu ile devam etti… Kah nefretler, kah kinler, kah gerçekler belki de hüzünler kusuldu… Karşılığında kah barış çağrıları selası verildi, kah Mevlana tadında çok da şey yapmayın mesajları verildi… Yine de çok farklı görüşler sayesinde bir arada insanca ve mantık çerçevesinde tartışılabildi.

Sonra? Muharrem İnce konuk oldu. Adam; sanırım ”adam kazandı” olayını hem geçmişte hem program da tekrar tekrar Bilal’in anlayacağı gibi öyle bir anlattı ki, kitap yazsa yeridir… Yine de kabul etmek istemeyen, yalnız bırakılmayı kabullenmeyen ve asla kabullenemeyecek insanların da olduğunu gösterdi… Öyle ya… İnsanlar görmek istediklerini görüyor… Gerçekleri kabullenmek istemiyor.

Şimdi mesela Ahmet Davutoğlu hoca geliyormuş… Yine bir şeyler olacak, illa açıklamaları kabullenenler olacak, pekala inanmayanlar da olacak… Sonra? Sonra kabul ederse başka yeni siyasi lider gelecek.

Gün sonuna bakacak olursak, Oğuzhan Uğur; böylesine zor bir zamanda siyasilerin teke tek kendilerini rahatça açıklamalarına izin veren bir ortam yaratıyor. Beraberinde de; bu siyasilerden kah şüphe duyanlara, kah nefret edenlere de istedikleri gibi mantık çerçevesinde insanca soru sorma hakkı tanıyor… Ki daha ne yapsın? Cumhuriyet bu değil de nedir?

Cumhuriyet derken… İnşallah Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunu işgal eden, mutfağından çayıyla muhalefet yapan, cesaretsiz, korkak, yaşlı ve bitik bazı siyasi liderler de o programa gelir de, kah benim gibiler, kah benzer görüşte olduklarım, kah az biraz yansımalarım soru sorma hakkını kullanır… Ağlarsa hak etmiştir… Öyle ya… Kılıçlar çekildi, bu bir duello.