..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Arzu Kulaç Sevimli




27 Aralık 2015
Yüreğinin Ayarına Su Katma Kayra  
Arzu Kulaç Sevimli
Ve yalnızlık. Onunla mutlaka dostluk kur. Yalnızlık insanın kendi kendine yarenliği dostluğudur. Tüm yaşamışlıkların ardında ne kadar çok insanın olursa olsun, insanın tüm yolculukları kendinde son bulur. Hem tüm kahramanlar yalnızdır. Yalnızlık insanın anası, babası, kardeşidir, yuvası ve yurdudur...


:AFDA:
Yüreğinin ayarına su katma Kayra
Yaradılışın doğasında insanoğlu mutlu olacak diye bir kaide yoktur" Diyor Freud. Umarım yaradılışın doğasında insanoğlu mutsuz olacak diye bir kaide de olmasın...

Geç ve güç oldu oğlum. Tam anlamıyla bir sürprizdi. Ondan haberdar olduğum ilk gün Tanrıya dedim ki; Tanrım ben bu bebeği çok istiyorum fakat, dünyanın bir yüreği olanlar için yaşanılası bir yer olmadığını da biliyorum. Bir yürekle ve tertemiz yarattığın bu melek yüreksiz bir adam olacaksa verme istemiyorum.Sonra dedim ki oğluma; yaşam belki bir armağan belki bir cezadır insana. Asla yüreksiz olma ve mutsuz olacaksan, mutluluğu senin elinde olan tek bir varlığı mutsuz kılacaksan sakın doğma.

Sonra dedim ki oğluma; Ben kendimi çok sık çaresiz hissetmedim hayat karşısında. Hep şanslıydım ve hala şans da, hayat da benden yana. Peşinen söyleyeyim herkes benim kadar şanslı değil. Ve sanırım şans da genetikle ilgili bir şey değil. Gerçeğin gözlerine dimdik bakmadım hiçbir zaman. Çünkü bence çıplak gerçek ateş gibiydi ne zaman baksam. Anlayacağın salt gerçek insanın ruh sağlığı için çok faydalı bir şey değildir, onu durumlar içinde sezgilerle giydirmek gerekir. Çok yakından bakarsan seni zihnen ve vicdanen kör edebilir. Yalan söyledim de sanma kendime ya da başkalarına. Çünkü insan gerçeği sezgileriyle anlamlandırdığında gördüğü, bildiği ya da söylediği yalan olmuyor artık. En azından ben buna inanıyorum. Bu sebeple sana da yalan söylemeyeceğim. Söylediklerim tümüyle gerçektir de diyemem. Sen de gerçeğin yumağına fazla dolaşma ama yalana da sonuç ne olursa olsun bulaşma. Belli bir mesafeden bakan gözünle ve ayarına su katmamaya gayret ettiğin yüreğinle yaz yaşamını.
Uzun birlikler ve kısa onluklardan ibaret hayatımız. Niye daha öz anlatmıyorum? Çünkü dünya da hesap kitap adında bir şey var “matematik” diye ve en “başlarım hesabına” diyen bile matematik denen bu illetle mecburi bir ilişki içinde. Yani yavrucuğum bu matematik denen şeyle aranı çok iyi tutacaksın ancak iyi bir matematikçi olduğunu kendinden bile saklayacaksın. Demem o ki matematik senin en yakın ancak en gizli dostun olacak. Neden dersen burada adına “mut” dediğimiz bir ideal var. Yeryüzünde ve insanoğlu için mümkün olup olmadığını hiçbir zaman tümüyle bilemediğimiz. Bu “mut” a sahip olmak, aramak ve paylaşmak için adını “dost” koyduğumuz benzerlerimizle el ele gezeriz biz. Ve el ele gezdiğimiz bu insanlar “düşman” dediğimiz zıtlarımızın bile asla yaşatamayacağı “acı” denen bir dayanılmazı tattırma kudretini de bünyelerinde taşırlar. İşte matematik temel olarak dayanılamaz olanla ve onu mümkün kılanla, en başta kendinle, kavram ve durumlarla, şeyler ve insanlarla mesafe ayarını yapan ölçüdür. Yani matematiksiz mutlu olamazsın fakat mutlulukla aramızdaki en zorlu engelin matematik olmadığından da emin değilim...
Bizim sana doğar doğmaz öğreteceğimiz ilk şey; insanın ilk amacının olsa da olmasa da mutluluğu aramak ve ona sahip olmak uğruna her şeyi göze almak olduğu olacaktır. İşte bu her şey kavramı da tümüyle matematiksel bir hesaptır. Çünkü sana öğreteceğimiz ikici şey mutluluğa ulaşmak için her şeyi yapmayı göze alma özgürlüğünün olmadığıdır. Yani “mut” suz olmamak için “cesaret” dediğimizin ilacın dozunda matematiksel bir denge kurman, öte yandan “mut” suz kalmamak için de yüreğinde mutlaka bir doz cesaret taşıman gerekir. Anlayacağın yavrucuğum her dönemeçte dününü anıp, yarınına bakıp hayat bir armağandır dedirtecek şey en incesinden bir ayar-ölçü meselesidir. Ayar dediğimiz şey de insanın aklıyla kalbinin terazideki dengesidir.
Her zaman beklentileri olan birileri olacak. Bu durum bazen boğucu olabilir. Başta ben şunu, bunu, onu isteyeceğim. Yapabildiğim her şeyi ve yapamadığım birçok şeyi yapmanı, başardıklarımı ve başaramadıklarımı başarmanı bekleyeceğim senden. Ancak biz eksiğiz, yarımız, insanız ve mükemmel değiliz. Boş ver beklentileri. Sen eğer olabilirsen sana inanan ve güvenen birinin gözlerinde “kadın- erkek- aşk- dost – eş –arkadaş – amir – memur –ast-üst” hayal kırıklığı olmaktansa ………………… tercih eden adamlardan ol. Ve ne olursan ol olduğun şeyin en iyisi ol. Ah bebeğim, ah bir tanem, ah canım demem o ki; önce insan ol, sonra erkek ol. Ve oğlum ve gözbebeğim inan insan doğmak işin en kolay yanı, insan olmak insan kalmak çok ama çok zor.
İlla güçlü ya da haklı olacağım diye kendini yorma. Gerektiğinde güçlü, gerektiğinde haklı ol. Yani güçte ve hakta da ölçülü ol... fakat illa ki “adaletli ol” adaletli olmak için kendini çok yor. Ve tüm söylenenlerin aksine sana haksız yere bir tokat attıklarında sen iki tokat at, iki de tekme savur. Savur ki karşındaki bir daha birini tokatlarken iki kez düşünsün. Kötülükten kazanılabilecek tek kazanç budur. Kötülük kötü değildir her zaman. Eğer becerebilirsen ondan uzak dur. Fakat illa bir kötülük yapmak zorunda kalırsan alasını yap oğlum. Çünkü kötülük iyilikle yenilemiyor. İnsan iyiye iyi, kötüye kötü olmalı eşitlik ve adaletin gereği budur.
Yaratılmış her şeyden esirgemeyeceğin tek şey şefkat olsun. Tüm anlamların anası odur. İnsana, hayvana, bitkiye, eşyaya, anlama, şeye, kavrama ve kendine şefkat duy. Acze merhametli ol. Çünkü şefkati ve merhameti olmayana hayat asla merhametli olmuyor. Ve er geç hepimizin şefkate ve merhamete ihtiyacı oluyor.
Ve yalnızlık. Onunla mutlaka dostluk kur. Yalnızlık insanın kendi kendine yarenliği dostluğudur. Tüm yaşamışlıkların ardında ne kadar çok insanın olursa olsun, insanın tüm yolculukları kendinde son bulur. Hem tüm kahramanlar yalnızdır. Yalnızlık insanın anası, babası, kardeşidir, yuvası ve yurdudur.
Hırsızlık tüm suçların anası tüm dinlerin ilk ve en büyük suçu, sakın çalma, senin olmayanı verseler bile alma. Ve öldürme karıncayı bile ve bilerek isteyerek incitme kulu ve kırma dalı. Herkes ara sıra yanlış yapabilir, herkes arada bir doğrudan sapabilir. Masumiyet insana baki değil. Ancak yanlışlıkta, eğrilikte, kabahatte, kötülükte suçta bile ölçülü ol. Çok akıllı olma oğlum, kurnazlık insana değil şeytana yakışan bir huy. Edepsiz insanları sevme, asaleti olmayana güvenme. Sinsi ve çirkin bir akıllı olmaktansa, saflığa, deliliğe meyil duy.
Ve edepli ol. Kişinin kendince bile bilinmeyen bilginin; lüzumunda akla bürünüp, yürekte zuhur etmesidir “Edep”. Yani yüreği olanın gözü kulağı aklı, eti, ağzı, kalbi, ruhudur. Edepli ol. Çünkü o, hislerimizin davranışlarımızın ve sözlerimizin dozudur. insanın kendinden memnuniyeti, huzurudur… Asalete gelince edebin bedenidir asalet. Haysiyettir şereftir, onurdur. Ne yüksek sınıfların ne sanatların malıdır. Tanrının tüm insanlara armağanıdır. Dağlı bir çiçek, köylü bir ağaçta asil olabilir. Ancak çirkin bir akıl, sinsi bir sunum, yanlış bir ilim asil olmaz. Çünkü asalette edep gibi ereksiz ve sebepsiz bir kendi kendiliğinden oluştur. Dini, dili, ırkı, milliyeti, rengi ne olursa olsun iyiler iyi kötüler kötüdür oğlum insanları ayrımsız sev. Fakat insanın olduğu her var oluşta hayal kırıklığı ve yanılgının kaçınılmaz olduğunu unutma. Hayalin her kırıldığında Tanrıyı hatırla, onun milyarlarca hayal kırıklığı var. Ve doğan her bebek şahittir. Hala umudu. Onu anla. Her şeyini kaybetsen bile umuduna sahip çık oğlum, onu sakın kaybetme, vazgeçme umuttan asla.

Edebinle, şerefinle yüreğinle yaşa .Çok uzun çoook mutlu yaşa…Hür yaşa…
                                                                           24.12.2015-İzmir



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Anlık Her Şeyin Olur
Kelimelerin Bittiği Yer
Yadırgama

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Seni Kayıramam
Ben Sen Mecnun Arasında
Kim Tutar Seni Be!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İlk Roman [Öykü]
Bir Küfür Kii! [Eleştiri]
Bir Gram San_at Kadar [Eleştiri]
Bayram Gelir Neyime! [Eleştiri]
Dert Yok Hem Dert Çoooook [Eleştiri]
Taş Oldum Baş Yarayım [Eleştiri]


Arzu Kulaç Sevimli kimdir?

Yedi kat kuştüyü yatağın altında olsa da bezelye tanesi ,bütün gece uyuyamayan prensesim hala.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Arzu Kulaç Sevimli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.