..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Vildan Sevil




16 Temmuz 2014
Demokratik Seçim Oyunu Oynayalım Mı?..  
Rezil, pis, acılı, kanlı bir kısır döngü.

Vildan Sevil


Hayır!... Hayır!… Hayır!... Daha fazla geç kalınmadan, hemen şimdi!...


:AGGG:
Günlerdir, okuyor, dinliyor, izliyor, düşünüp taşınıyoruz, tartışıyoruz.

“Biraz daha izleyelim” dedik. Dedik ama zaman hızla geçiyor.

Adaylara tepkili, kararsız demokratik güçlerden örgütlü, eylem birliklerine yönelen girişimler görülmüyor.

Cumhuriyet tarihinde görülmedik yolsuzluklardan, soygunlardan, zorbalıktan bıkmış demokratik güçlerin bir bölümü, Demirtaş’a ya da İhsanoğlu’na yöneliyor ya da içine sindiremeyenler, “Boykot, boş oy” diyor.

Son yazımda üç adayın da bizler açısından çözümlemesini yapmaya çalışmıştım. Tekrara gerek yok.

Dünya patronları ve işbirlikçileri üç seçenek koyuyor önümüze. Ya kabul ya ret!....

(http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=118531)

Demirtaş’ın basın açıklamasındaki söylemi solu okşamakla birlikte, bu son açıklamalar, partisinin programı ve bugüne değin uyguladıkları etnisite vurgulu, pazarlıklı politikalarıyla dünya patronlarının ve işbirlikçilerinin uğursuz Büyük Ortadoğu Projesi dışına çıkamadıkları gibi onlarla uyuşma ve işbirliği içinde oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Seçilme şansının olmadığı da biliniyor.

Kaldı ki bu seçimi, Demirtaş’ın söylediği gibi gerçekten eşitsiz ve güvenlikten yoksun buluyorlarsa, bileşimleri nedeniyle özellikle onlardan salt bu nedenle bile, diktatörlükten kurtulmak için tüm ezilenlerin yararına, demokratik güçleri birleştirici bir politika beklenirdi.

CHP’yi saymıyorum artık. 1970’lerden beri, korku tacirliğinin tanığıyız. Beklenti dönemini çoktan aştık. Genç kuşaklar da son tavrıyla anlamışlardır bu berbat sisteme nasıl can suyu verdiğini.

Diyelim ki yolsuzlukları ve dengeden uzak psikolojik yapısı nedeniyle var olanı gözden çıkardı emperyalist patronlar. Kazara, yumuşak, efendi, ilim irfan sahibi, diplomat olarak tanıtılan, birdenbire piyasa çıkartılan İslamcı İhsanoğlu seçilse de ülkenin, halkın, bu coğrafyadaki halkların HİÇBİR sorununa çözüm üretmeyecek cumhurbaşkanı seçimi.

Emperyalist politikalar uygulanırken İhsanoğlu aracılığıyla diğeri gibi hoyrat, zorba olmayan, yumuşak bir yöntemle zaman kaybı yaratılacak, halklar yine oyalanacak, sorunlar ağırlaştıkça, halklar Hanyayı Konyayı anladıkça yumuşak politikalar işe yaramayacak. Yine bildik yöntemler uygulanacak, bir başka diktatorya dayatılacak, şiddetin her türlüsüne yine başvurulacak. Asker eliyle de olabilir, sivil eliyle de fark etmez patronlar için. Bir yolunu bulurlar.

Yeni bir diktatöre dikte ettirdikleri uygulansın diye o doyurulacak. Bu kez onun eliyle soyguna, talana, şiddete mahkum edilecek halklar.

Rezil, pis, acılı, kanlı bir kısır döngü.

İşte bu döngü sürsün diye, demokratik(!) seçim adı altında rızamız isteniyor bizden.

Sonra yine “Milletin iradesi” denecek ve milletin diğer yarısının iradesi yine yok sayılacak. Bu filmi çok gördük.
………..
Hayır!... Hayır!… Hayır!...

Daha fazla geç kalınmadan, hemen şimdi!...

Mevcut iktidara “Hayır” diyen herkes!...

Var olan adaylardan umudu olmayan herkes!...

Örgütlü, örgütsüz tüm muhalifler!...

BU SEÇİMİN İPTALİ İÇİN KOLLARI SIVAMALI.

YA SEÇİMİN İPTALİ SAĞLANMALI YA DA “BİZİM ÖZGÜR
SEÇİMİMİZ DEĞİL, GÜVENMİYORUZ” ANLAMINDA BOŞ OY KULLANILMALI.

Partililer!... Parti yönetimlerini, milletvekillerini, zaten son derece eşitsiz koşullarda girilen, güvenilir olmayan seçime karşı, İPTAL için meclisi terke zorlamalı.

İPTAL sağlanmazsa, boykot değil ama BOŞ OY vereceklerini kararlı bir biçimde, yazılı belgelerle parti yönetimlerine, milletvekillerine iletmeli, halkın desteğini istemeli.

Bu seçim meşru değildir. İPTAL olmazsa BOŞ OYların çokluğu meşru olmadığının kanıtı olacaktır.

Böylece halkı aptal yerine, köle yerine koyan sözüm ona demokratik seçim oyunu reddedilmiş olacaktır.

Gerçek aydınlar, halkın sanatçıları, partilerin hoşnutsuz tüm üyeleri, gerçek muhalif örgütlenmeler, tek tek bireyler, yalnız olmadıklarını bilmeli, kararlı bir biçimde, bu seçimi reddeden eylem birlikleri oluşturmalı, her türlü olanak kullanılarak halka bu gerçekler anlatılmalı.

Vakit geçmiş değil.

Dünyanın ilgisini çeken, ülkeyi ayağa kaldıran GEZİ DİRENİŞİ rehberimiz olabilir.

GEZİ RUHU canlanabilir.

KORKULARIMIZ, KARARLARIMIZIN      EFENDİSİDİR.

Ama biliriz ki “Korkunun ecele faydası yok”

Hergün öleceğimize ya ölür ya kurtuluşa giden yolu açarız hep birlikte.

Bu cesareti bir kez daha göstermenin zamanı geldi.

GÖSTERMELİYİZ, GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ!...

Çocuklarımız, torunlarımız artık şiddet görmesin, katledilmesin diye…

Doğanın, hiç değilse elde kalanı korunabilsin diye…

Daha erdemli, daha özgür, herkesin canından olmadan hakkını arayabildiği bir ülke bırakabilelim diye…

Göstermelik, sığ, kof bir vatan, bayrak, Atatürk hamasetiyle donatılmış Türk milliyetçiliği yoluyla Kürt milliyetçiliğini körükleyerek Kürtleri, Türkleri hep birlikte küresel soyguncuların, işbirlikçilerinin kucağına iten güçlerin peşine takılanlar! Lafla korunmuyor hiçbiri.

Kürtlerin ezilmişliğini sömürerek Kürt milliyetçiliğini kışkırtıp siyasal İslamla, şeriatla, ABD’yle, Barzaniyle, BOP ile kurtuluşa ulaşılacağına inandırılanlar…

Hep birlikte vardığımız yer, sürekli ölüm, sürekli kan, sürekli sömürü…

Katledilen gençlerimiz, kesilen başlar, tecavüze uğrayan kadınlar, işkenceler, göçler, sürgünler…

Bu iğrenç oyunu görmenin zamanı gelmedi mi?

“Kırk satır da istemeyiz, kırk katır da…” demenin zamanı gelmedi mi?

Geç ama imkansız değil. Yeter ki isteyelim.

Haydi işbaşına!...

16.07.2014
Vildan Sevil









Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kesinlikle karşıyım! kümesinde bulunan diğer yazıları...
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmişin İzdüşümünde Bir Kısır Döngü
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduğu Topluma
Cumhuriyetin Rövanşı Ya da Şeriata Doğru Adım Adım Mı?..
Kadın Sorunları, Piyasa ve Üreme Organlarımız/ (8 Mart Yazıları - IV)
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nden, Şapşal Şabalak Konserlere, Cicili Bicili Mağazalara // (8 Mart Yazıları – I)
2017’nin 8 Mart’ı Bu Ülkede Çığlık Çığlığa #hayır’dır
Savaş… Savaş… Savaş… Ölüm… Ölüm… Ölüm...
12 Eylül Vahşeti ve Davası Üzerine (I)
12 Eylül Vahşeti ve Davası Üzerine (Iı)

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Referandum Gününden Hoş Sedalar
30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı (Dev, Baş İstiyor/ G. Akın)
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…
İzedebiyat Üyelerine Açık Mektup: Koşun, Face Dayatmasına Karşı Durun!..
İzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açık Mektup
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru
18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?
Savcı Mehmet Kiraz, Şafak, Bahtiyar, Elif… ve Dün, Bugün, Yarın…
Sultanahmet"ten Femen Geçti Amma!.. Biz Ne Anladık Bu İşten?
Elsa"nın Gözleri, Yeni Bir Çeviriyle Şiir Dünyamızda = Hulki Can Duru: Fransızca Aslından Elsa"nın Gözleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.