..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Anlamak beğenmenin başlangıcıdır. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Vildan Sevil




9 Mart 2012
Sultanahmet"ten Femen Geçti Amma!.. Biz Ne Anladık Bu İşten?  
Sevgili okur, ben Femen grubunu ilk kez Ocak ayında Davos’ta yaptıkları çıplak eylemle duydum. Meğer en önemli eylemlerini üç yıl önce, Ukranya’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde yapmışlar.

Vildan Sevil


“Soyunarak, insanların ve medyanın ilgisini; ayrımcılık, seks ticareti ve seks köleliği, özgürlük, kadın hakları, feminizm üzerine çekmek.” Amaçları bunlar. Femen diyor ki; Ukrayna’da, mini etek, yüksek topuklu ayakkabı giymek, seksi görünmek özgürlük sanılıyor. Oysa, bu anlayış, özgürleşmek değildir, kendini erkeğe sunmak suretiyle, ona bağımlı kılmaktır.


:BHGB:
Sevgili okur, ben Femen grubunu ilk kez Ocak ayında Davos’ta yaptıkları çıplak eylemle duydum. Meğer en önemli eylemlerini üç yıl önce, Ukranya’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde yapmışlar.

Haber şöyle:

“FEMEN, üç yıl önce Ukrayna'daki Türkiye Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi düzenleyerek, Türk makamlarını, Türk erkeklerini ‘Ukrayna'nın genelev olmadığı konusunda bilinçlendirmeye’ çağırmıştı.

Eylemciler bir röportajda şöyle demişti:
"Sizin orada hiç mi kız yok? Türk erkekleri de Ukrayna'da imajlarının ne hale geldiğini artık anladı. O yüzden kendilerini İtalyan diye tanıtıyorlar. Ama bu, işin özünü değiştirmiyor. Sizin erkekler Türk kızlarına ayıp ediyor.

"Özellikle 2004'ten sonra Ukrayna, resmen Türk erkeklerin istilasına uğradı. Her hafta Türkiye'den sırf seks turizmi amacıyla 5-6 otobüs dolusu erkek gelmeye başladı. İkinci protestomuz bu konuda oldu. Otobüsler protestodan sonra da gelmeye devam etti ama FEMEN tişörtlü kızlar ,Kiev gece kulüplerinin önünde nöbet tutunca, seks turizminin uluorta yapılmasını güçleştirdik. Türkiye'de de eylem yapacağız. Plan kesinleşmedi ama ciddi bir sorun olarak görülen aile içi şiddeti protesto edebiliriz." (http://bianet.org/bianet/siyaset/136755-femen-efsanesi-istanbula-kadarmis)

Türkiye’ye gelip aile içi şiddeti kınayacaklarını daha o günlerde düşünüyorlarmış.

“FEMEN, geçtiğimiz günlerde de Rusya'da Vladimir Putin'in kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimini, oy kullandığı sandığı çalmaya çalışarak protesto etmiş ve dünya basınında kendine yer bulmuştu.”(Birgün Gazetesi) Elbette yine soyunarak.

Eh, Türkiye ile ilgili tasarılarını gerçekleştirmek için de kısmet, bu yılın 8 Mart’ınaymış.

Kendilerini “Yeni feministler, feminist devrimciler” olarak tanımlıyorlar.

Çıplak eylem yapmanın gerekçesini de şöyle açıklıyorlar:
“Soyunarak, insanların ve medyanın ilgisini; ayrımcılık, seks ticareti ve seks köleliği, özgürlük, kadın hakları, feminizm üzerine çekmek.” Amaçları bunlar.

Femen diyor ki; Ukrayna’da, mini etek, yüksek topuklu ayakkabı giymek, seksi görünmek özgürlük sanılıyor. Oysa, bu anlayış, özgürleşmek değildir, kendini erkeğe sunmak suretiyle, ona bağımlı kılmaktır.

Doğru söze ne denir? Bakımlı olmak ayrı bir şey. Ama kadın; abartılı süslenerek, cinselliğini aşırı vurgulayarak, dikkatleri üzerine çekmeyi neden ister, niye buna gerek duyar acaba?

Femen diyor ki; türban takan kadınlar da başka bir yaşam biçimi düşünemedikleri için, kendilerini özgür sanıyorlar. Her iki yaklaşım da özgürlük değildir. Kadınların özgür iradelerini, erkek toplumunun dayatmalarına teslim etmektir.

Benim bu saptamalara da hiç itirazım yok. Doğrusunu isterseniz, soyunmayı seçmeleri de çok akıllıca. Çünkü, ne yazık ki erkek dünyası ve ona boyun eğen kadınların anlayışı, cinselliğin böylesine mal haline getirilmesinden ötürü, ancak uçkur altı konulara dikkatini verebiliyor.
Gerisi vız geliyor, tırıs gidiyor sevgili okur.

Milblog’un, değerli yazarlarından sevgili İ.Ersin Kabaoğlu, cinselliğin nasıl metalaştığını irdelemeye çalıştığım yazılarımdan birine, şu yorumu yazmıştı da çok beğenmiştim; burada yeri geldi, paylaşayım:

“(.......) Yoksa kadın, vasat ve- vasat altı- erkeklerin egemenliğindeki bir toplumda ya erkeğin arzularının gönülsüz bir nesnesi ya evin ve çocukların hizmetlisi ya da çılgın tüketim dünyasının bilinçsiz bir öznesi haline (Bazen de aynı anda ikisine ya da üçüne birden) dönüşebilmekte!.. Boyunlarındaki, bileklerindeki altın ve zümrütlerse; eskiden kölelerinki demir, bakır ya da çinkodandı...Değişen, sadece kölelik halkalarının metal bileşimi ve buna bağlı olarak da değeri!”

Evet, işte hepimizi, bir biçimde, böyle metalaştırılıp, köleleştiriyor sömürüye dayalı kapitalist düzen.
Femen’in Sultanahmet Meydanı’ndaki 1 dakikalık gösterisi de ben ve benim gibi düşünenleri doğruladı sevgili okur.

Nasıl mı? Birlikte anlamaya çalışalım.

Femen, yukarıda açıkladığımız amaçlarında haklı. Femen; kadınların, “Giyinik anlattık da anladınız mı? Neyi değiştirdiniz?...” soruları, her zaman yanıtsız kaldığı için, soyunma yöntemini seçmekte de haklı. Acıyı çeken kadınlar ve bu kadınlar, bizlerin gösteremediği cesareti gösteriyorlar. Şahsen şapka çıkarıyorum.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Haksız demeyeyim ama şu konularda yanlış ve eksik buluyorum kendilerini. Çünkü bu konularda açıklamaları ya yeterli değil, duyulmuyor ya da yok. Sonuçta ben Femen değilim ve basından izliyorum.

Femen, kadını ve erkeği bu hale getiren kapitalist sisteme gereğince vurgu yapmıyor.

Femen, Suwen International adlı çamaşır firmasının davetlisi olarak geliyor. Bir gün önce, medyada duyuruluyor ziyaret. Ama eylemin yeri gizleniyor. Her nasılsa, o, 1 dakika süren ve polisimizce gayet nazik biçimde sonlandırılan eylem sırasında basın ordusu orada.

CNN’de Cüneyt Özdemir, hurilere taş çıkartan, rüya gibi güzel Femen sözcüsüyle ve ayrıca çamaşır firması yetkilisiyle söyleşi yapıyor. Belki başka kanallar da yapmıştır. Benim TV’lere dayanma gücüm sınırlı, bilemiyorum.

İmdi...8 Mart günü, bizim kadınlarımız da sokaklarda mı? Kadınlar, hemen hemen bütün il ve ilçelerdeki sokaklarda... Can yakıcı istemlerini dillendiriyorlar. Sizce medya hangisine daha çok ilgi gösterdi?

Sonuç:
Femen’in, amaçları iyi. Soyunma yöntemine de itirazımız yok.

Emme velakin, bizim emekçi kadınların eylemleri gölgede kaldı mı? Kaldı.

Femenler, lüks araçlarla gezdirilip üstüne de para aldı mı? Aldı.

Çamaşır firması dünya medyasında reklamını yaptı mı? Yaptı. Kimbilir ne siparişler aldı mı? Aldı...

Eeee ey halkım!... Biz ne anladık bu işten?...

Nenni de nenni!... Benim güzel halkım uyusun da büyüsün e miii?...

E e e e eeee e!... Hu hu hu huuuuuu hu!...

09.03.2012
Vildan Sevil



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Referandum Gününden Hoş Sedalar
30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı (Dev, Baş İstiyor/ G. Akın)
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…
18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?
Tahir Elçi ve Kendi Masumumuz, Kendi Mazlumumuz
Twetter’dan Esinlenerek 32 Kısım Tekmili Birden Sorular
Almanya, Hollanda, Türkiye Gerginliği ve Ah Şu Benim Şeytan
Ah Sevgilim, Aşkım Benim! 14 Şubat’ta Nerelere Gidelim?
İçeri Alınan Gazeteci Sayısı Altmış Olmuş = Ben Bu Filmi Çok Gördüm
Yazarın, Kitabın Çilesi ve Okurun Çığlığı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmişin İzdüşümünde Bir Kısır Döngü
İzedebiyat Üyelerine Açık Mektup: Koşun, Face Dayatmasına Karşı Durun!..
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduğu Topluma
İzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açık Mektup
Cumhuriyetin Rövanşı Ya da Şeriata Doğru Adım Adım Mı?..
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru
Savcı Mehmet Kiraz, Şafak, Bahtiyar, Elif… ve Dün, Bugün, Yarın…
Elsa"nın Gözleri, Yeni Bir Çeviriyle Şiir Dünyamızda = Hulki Can Duru: Fransızca Aslından Elsa"nın Gözleri
Kadın Sorunları, Piyasa ve Üreme Organlarımız/ (8 Mart Yazıları - IV)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.