Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Dik duruşun, direncin, neşen düşmanlara kapak olsun. Biraz da onlar tencerenin içinde kavrulsun. Kitap kapağından tanınır, yara kabuğundan. Bırak acıların kabuk bağlasın. Yaşa kabuğunla, büyü ağaç gibi, yürü kaplumbağa gibi. Adaletin terazisi bir patatesle, bir domatesle seni mahkum eder. Ve sen bir ömür boyu aç kalırsın. Bırak karpuz kabuğunu denize. Yaslan vicdanına, güven kendine. Bak ufukta ne çok renk var. Yaşamını renklendir. Yeni bir çerçeveden bak dünyaya. Ağlama boşu boşuna. Koca dağlar utanmazken kurdun kaptığı kuzudan. Sen niye insanları dağ diye büyütmektesin? Neden neşeni taşa, ete, kemiğe çevirmektesin? Gülüşün yağız delikanlılardan ve nazlı yardan güzel olsun. Gözlerindeki bir damla yaş tüm yürek ateşini söndürsün. Sandal tahtalara çakılan çividir. Ve sen de çivi gibi çakıl hayata. Bak denizler batmış gemilerle doludur. Sandallar da bir o kadar hayata tutunmaya çalışanlarla doludur. Yüreğine batsa da hayat, sen sandallarını denize çıkar. Bardağın son damlası son mektup gibidir. Ya yüreği taşırır ya yüreği sakinleştirir. Son ver cafcaflı sözlere. Noktayı koy seni bırakıp gidenlere. Kabuk acıları kapatır. Açılan her kabuk yarayı yeniden kanatır. Buna hangi yürek dayanır? Yürekli ol. Sana gelen yaralarına basmasın. Giden yaralarını açmasın. Bırak artık biraz da onlar ağlasın. Kiraz kirazın halinden anlamaz. Kuşlar ise kirazın sadece tadından anlar. Yine de anlayanlar çoğalsın diye çoğalan anlayışsızlara inat, kirazın tohumu düşer toprağa. Boy verir, filiz verir kiraz. Tanrı daha ne yapsın bunca merhametini dökmüşken toprağa ve yine de yetinmez Tanrı: Kirazın odunundan saz çıkarır, insan boynunu büksün diye. Güzel duygularla beslensin diye kirazdan sadece meyve çıkarmaz Tanrı, keman da çıkarır ve insan yine de kulaklarını tıkar söze, müziğe. Sadece kendi egosunu dinleyenlere bülbül sesi, su sesi, yağmur sesi, keman sesi ne yapsın. Tanrı da bunca seslenişinin ardından başka ne desin. Ah acıların artık dinsin!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |