..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Başkaldırı > Seyda Kesikoğlu




8 Haziran 2013
Anneye Rahimden Mektup  
Seyda Kesikoğlu

:AJJH:
Heyecanlısın, farkındayım.
Henüz bir şey bilmesem de hissedebiliyorum,
Bana dokundukça ellerin,
Kalp atışlarının hızlandığını duyuyorum.
Duyuyorum ama sana sesimi duyuramıyorum.
Henüz konuşmayı bilmiyorum ama,
Bilsem de sesimi duyuramam sana
Karnındaki bu sıvının içinde
Sana “beni doğurma” diye bağırsam da,
Duymazsın beni…
Senin dilini anlamadığım gibi
Sen de benim dilimi anlamazsın.
Beni kucağına alacağın günün rüyasındasın.
Oysa ben korkuyorum.
Dünyaya gelmekten korkuyor da
Korkumdan titriyorum.
Karnında kıvranıp duruyorum.
Ama sen sanki ben doğmak istiyormuşum gibi
Doğumumun yaklaştığına yoruyorsun bunu.
Ama ben doğmak istemiyorum anne,
Dahası sana da kimseye de,
Anne demek istemiyorum.
Çünkü insan olmak istemiyorum.
Doğunca ne geçecek elime,
Ufalanacak hayallerden başka,
Asla tam olarak gerçekleşmeyecek planlardan başka
Henüz adım konmasa da
Adım gibi biliyorum,
Hüsranından öte ulaşamayacağım hiç aşka.
Sevip sevilsem de bir gün bitecek hepsi
Çünkü sevgi bile yetmiyor çoğu zaman
Dünyaya acı çekecek biri daha getirmekten başka bir şeye
Böylece acılarımızı birbirine ekliyoruz.
Yüzyıllar boyunca insanlığa aynı acıları yaşatıyoruz.
Hem de paylaşıp azaltmadan
Çoğu zaman katlayarak dünyayı çilemizle dolduruyoruz.
Çünkü hepimiz yalnızız ve aynı acıları çekmekle bile
Birbirimizle bağ kuramıyoruz.
Doğduktan bir sene sonra ailemizin yaktığı
Sonra her yıl sayısının giderek arttığı
Ailemizin ve eşimizin dostumuzun pastamıza diktiği mumlar gibi
Geçen yıllar giderek eritecek beni ve bizi
Belki de o mumları üflerken yanımdakilerin hepsi
Hayatı boyunca bana dair tek bir dilek tutmamış olacak
Ben ise o mumları üfleyerek,
Hayal kırıklığına dönüşecek bir dilek daha tutmuş olacağım.
Mumların kalabalığı etrafımdaki insanların kalabalığına karışsa da
O yanan mumlardan farkla
Bizi söndürecek kimsemiz olmayacak,
Bir arada ama yapayalnız son nefese dek yanıp duracağız.
İşin en acısı da ne kendimizi ne de bir başkasını hiç anlamayacağız.
Ben doğduktan sonra ilk nefesimi almamla birlikte
İnsan olmamanın bilgeliğini kaybetmemden hemen önce.
Öldürün beni diye ağlayacağım ama beni anlamayacaksınız
Üstüne üstlük beni bağrınıza basıp daha bir hayata katacaksınız.
Bu bulaşıcı hastalığa beni de alıştıracaksınız.
Yaşamın sıcaklığını hissetmemden sonra
Yokluğun soğuk ama sınırsız bilincini bana da unutturacaksınız.
Beni bin bir türlü şekle sokup,
Bin bir türlü boş şeye inandıracaksınız.
Zaten hiç olmamış ruhumun son kırıntılarını da,
Yıllar geçtikçe benden azar azar çalacaksınız.
Beni oyun hamuru gibi yoğuracaksınız,
Pilli bir bebek gibi kuracaksınız,
Bir kukla gibi oynatacaksınız
Bu hayattaki rolüm bittiğinde ise
Sandık misali tabuta koyacaksınız.
İşin en kötüsü de
Beni o tabuttan çıkışın olduğuna inandıracaksınız.
Yavaş yavaş eriyip yok oluşumun acısını,
O asırlık köhne masallarınızla uyuşturacaksınız.
Bu da yetmezmiş gibi,
Değersiz benliğimi haddinden çok yüceltmemi,
Egomu durmadan beslememi öğütleyeceksiniz.
Kendi kendimi erittiğim yetmezmiş gibi,
Başkalarını da yok etmemi nasihat edeceksiniz.
Lütfen beni ilk ve son kez anla anne
Ve benden olmak istemediğim bir şey olmamı isteme
Çocuğun olmak bir yere kadar güzel de,
Benden sizler ve onlar gibi,
Tüm diğerleri gibi bir insan olmamı isteme.
Şimdi lütfen beni öldür içinde…

(30 OCAK 2012 18:43)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Popo Şiiri
Zifiri Karanlıkta Bir Kapı
Akvaryum
Mutsuzluk
Saksı Kafalılar
Orospu
Yeter
Yeter 2
Mezar Taşı
Çakma

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karmaşık
Yoksun
Çok Yorgunum
Ter Dökmek
Oluruna Bırakmak
Saymak
Enayi
Ikın Şiiri
Elvedalaşmak
İlham

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yetenek Sizsiniz [Öykü]
Sevdiğin Birinin Sesini Unutmak [Öykü]
Doğalgaz [Öykü]
Kara Masal [Öykü]
Cennet [Öykü]
Pencere Önü Çiçeği [Öykü]
Çoktan Kaçmış Tren [Öykü]
Meçhule Açılan Kapılar [Öykü]
Ruh Eşi Efsanesi [Deneme]


Seyda Kesikoğlu kimdir?

Şiir yazmayı ve okumayı seven birisiyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli, Nazım Hikmet...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Seyda Kesikoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.