..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Vildan Sevil




11 Kasım 2012
Mustafa Kemal"e Çeşitli Saldırılar Üzerine Bazı Düşünceler  
Bugün, tarihi ve günümüzü kavrayabileceğimiz gerçekçi, nesnel çözümlemelere ve insanlığın düşmanlarına karşı çok geniş birliktelikteliklere şiddetle ihtiyacımız var.

Vildan Sevil


M.Kemal ve cumhuriyete saldırının amacı yukarda belittiğimiz gibi olmasaydı eğer, cumhuriyetin göreceli kazanımları her alanda geri alınmaz; yerine küresel egemenlerin buyrukları doğrultusunda yapılanma ve dinsel gericilik konmazdı. Halkların barışçıl ve kardeşçe yaşama koşulları yaratılır; düşmanlıklar körüklenmez; toplumun enerjisi barışa ve üretime, yoksulluktan kurtulmaya yönlendirilirdi.


:AEAI:
Cumhuriyet, bu topraklar üzerinde, dünyada esen Aydınlanma ve Ekim Devrimi rüzgârının etkisiyle bir İslam toplumunda kuruldu. Ancak her toplumsal yönetim gibi o da dünyanın ve ülkenin nesnel koşullarının gerektirdiği, elverdiği ölçüde başarılı oldu. Devrimi yapan burjuvazi olmadığı için, demokrasi ayağı topal kaldı, baskıcı yanı ağır bastı.

M. Kemal, yiğit, anti-emperyalist ve bilimsel düşünceye inanmış bir ulusal kurtuluş savaşı önderiydi. Ölüm yıldönümünde, Mustafa Kemal’i, bu özellikleriyle, saygıyla, sevgiyle anıyorum.

Bugün, cumhuriyetin kazanımları ve önder olarak M.Kemal, eleştiri sınırlarını çok aşan bir saldırı altında. Bunu, haksız ve acımasız buluyorum.

Saldırının asıl kaynağının; kapitalizmin bu son evresinde, paranın, silahın, gücün ve onu besleyecek, yaşatacak olan postmodern ideolojinin rahat dolaşımını ve egemenliğini sağlamakta, ülkelerin sınırlarını kendi çıkarları doğrultusunda yeniden çizmek istemesinde olduğunu düşünüyorum.

Kapitalizm, bu amacı doğrultusunda, özellikle Yakındoğu ve Ortadoğu’da, dinsel, mezhepsel, etnik çatışmaları alabildiğine kullanıyor; koca bir coğrafyayı kan gölüne çeviriyor. Bu yolla, anti-demokratik yönetimlerle ya da diktatörlüklerle ezilmiş halkların inançlarını, etnik yapılarını, “Özgürlük, kurtuluş, insan hakları” vaatleriyle kendi güdümüne alıyor.

Emperyal güçlerin, dinsel ideolojiye ve dinsel eğitime de şiddetle gereksinimi var. Onlar için teknolojiyi geliştirecek eğitim şimdilik yeterli. Tevekkül eden yığınlar yaratmanın, çağı yorumlayacak felsefe ve bilimden, düşünceden uzaklaştırmanın en denenmiş ve kolay yolu ise dinsel ideolojiyi, onun dayattığı yaşam biçimini egemen kılmaktır. Böylece rahat güdümlenen, gönüllü köleler ve sürülerden oluşmuş toplumlar yaratmayı amaçlıyor Yeni Dünya Düzeni.

Cumhuriyet kurulurken, M. Kemal, bağımsızlığı, Batı’da gelişen uygarlığa ulaşmayı, dinin yerine bilimselliği egemen kılmayı amaçlıyordu. Bunların ne kadar gerçekleştiği, izlenen yol ve yöntemler, tartışma ve eleştiri dışı olmamalı elbette. Buna karşın, dünya egemenlerinin, M.Kemal ve cumhuriyete saldırısının altında yatan asıl nedenin, yapılan yanlışları sürekli öne çıkarmak suretiyle halkları kışkırtmak ve cumhuriyeti var eden amaçları unutturmak amacıyla yapıldığını da görmezden gelemeyiz. Asıl amaç, anti-emperyalist bir başkaldırıyı ve bilimciliği unutturmaktır. Çünkü YDD’nin buna gereksinimi vardır.

Cumhuriyet döneminde yapılan yanlışlar nedeniyle kökleşmiş tarihsel ezilmişlik ve çekilen acılarla kalıtsallaşan duyguların etkisiyle bu tuzağa düşmek, tüm halklar için yeni acıların doğumuna neden olacaktır. Bu yanlışları, gerçekçi değerlendirmemek, yadsımak ise şoven duyguları, düşmanlıkları körükleyen bir yaklaşımdır. Ezilenlerin kurtuluşu, birbirine düşmanlıkla değil, birlikte savaşımla başarılabilinir.

M.Kemal ve cumhuriyete saldırının amacı yukarda belittiğimiz gibi olmasaydı eğer, cumhuriyetin göreceli kazanımları her alanda geri alınmaz; yerine küresel egemenlerin buyrukları doğrultusunda yapılanma ve dinsel gericilik konmazdı. Halkların barışçıl ve kardeşçe yaşama koşulları yaratılır; düşmanlıklar körüklenmez; toplumun enerjisi barışa ve üretime, yoksulluktan kurtulmaya yönlendirilirdi.

Diğer yandan, nesnel bir M. Kemal ve cumhuriyet dönemi eleştirisi için gericiliğin iktidarına sığınılmaz, onun peşine takılınmazdı. 1968 kuşağının yaptığı gibi tarihten ders çıkarmayı amaçlayan nesnel eleştiri daha da geliştirilirdi. Elbette, bugünlere gelinmesinde, cumhuriyeti yalnızca burjuvazinin çıkarlarını gözeterek, ilerici düşünceleri cezalandırarak, ezerek yönetenlerin rolü çok büyüktür. Bu gelişmelere tepki olarak, bu yanlışların hâlâ sürdürülmesinin, çeşitli renkleriyle kendilerini Kemalist, Atatürkçü olarak ifade edenlerin, kişiye tapıncı getiren biçimsel sahiplenmelerinin ve sola düşmanlığının da aynı derecede anti-emperyalist ve bilimci özden uzaklaştıran, itici bir yaklaşım olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu bağlamda, iki ucun da vardığı noktanın, küresel egemen güçlerin ve gericiliğin ekmeğine yağ sürdüğünü görmezden gelemeyiz. Ağıtların, tapınç nidalarının ve posterlerin yani biçimsel sahiplenmelerin bugüne kadar yarar sağlamadığı artık anlaşılmalıdır.

Kemalizmin, Atatürkçülüğün, cumhuriyet tarihi boyunca iktidar hırsları ve çıkarları uğruna çeşitli kılıklara sokulup kullanıldığı da bir gerçektir. Buna karşın, hâlâ tek bir Kemalizm ve Atatürkçülük olmadığı, anti-emperyalist ve aydınlanmacı yanına sahip çıkan güçlerin varlığı, M.Kemal’in tarihsel bir kişilik olarak önemi unutulmamalıdır. Eleştirel bakışta, bu gerçeği atlamak, Yeni Dünya Düzeni’ne karşı savaşım veren güçleri zayıflatır. Böyle düşünen Kemalistler de, YDD’nin dayatmalarını ve ona karşı olan güçleri iyi saptayıp dostça birlikteliklere açılmalıdır.

M.Kemal, başlangıçta bağımsızlığı savununurken ve ‎''Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır.'' derken samimiydi.
“İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir.” derken de samimiydi. Sonraki gelişmeleri de dünyanın ve ülkenin o günkü gerçeklerinden kopararak değerlendirmek, bizleri yeni yanılgı ve tuzaklara düşürür.

Bugün, tarihi ve günümüzü kavrayabileceğimiz gerçekçi, nesnel çözümlemelere ve insanlığın düşmanlarına karşı çok geniş birliktelikteliklere şiddetle ihtiyacımız var.

Unutmayalım ki hepimiz tarihin öznesiyiz.

10.11.2012
Vildan Sevil



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kesinlikle karşıyım! kümesinde bulunan diğer yazıları...
N. Ç!.. N. Ç!.. N. Ç"ler!.. Hepimiz Tecavüzcüyüz!..
Geçmişin İzdüşümünde Bir Kısır Döngü
Erkek Egemen Toplumdan Erkek Dininin Egemen Olduğu Topluma
Cumhuriyetin Rövanşı Ya da Şeriata Doğru Adım Adım Mı?..
Kadın Sorunları, Piyasa ve Üreme Organlarımız/ (8 Mart Yazıları - IV)
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nden, Şapşal Şabalak Konserlere, Cicili Bicili Mağazalara // (8 Mart Yazıları – I)
2017’nin 8 Mart’ı Bu Ülkede Çığlık Çığlığa #hayır’dır
Savaş… Savaş… Savaş… Ölüm… Ölüm… Ölüm...
12 Eylül Vahşeti ve Davası Üzerine (I)
12 Eylül Vahşeti ve Davası Üzerine (Iı)

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Referandum Gününden Hoş Sedalar
30 Mart 1972 Kızıldere Katliamı (Dev, Baş İstiyor/ G. Akın)
Birgün Ben, Belki Bir Sığırcık Kolonisinin İçinde, Belki Yıldızlarla Birlikte Göklerde…
İzedebiyat Üyelerine Açık Mektup: Koşun, Face Dayatmasına Karşı Durun!..
İzedebiyat Yönetimine ve Üyelerine Açık Mektup
Teslis Sendromu >> Ücretsiz E - Kitap: Hulki Can Duru
18 Mart 1915. Çanakkale O Gün Geçilmedi. Ya Bugün?
Savcı Mehmet Kiraz, Şafak, Bahtiyar, Elif… ve Dün, Bugün, Yarın…
Sultanahmet"ten Femen Geçti Amma!.. Biz Ne Anladık Bu İşten?
Elsa"nın Gözleri, Yeni Bir Çeviriyle Şiir Dünyamızda = Hulki Can Duru: Fransızca Aslından Elsa"nın Gözleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Duruşma [Şiir]
Dedem Düşlerime Giriyor [Öykü]
Çocukların Çığlığından Göklerin Tılsımına [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artık Türkülerle Değil, Ateşlerle Anılmaktasın [Öykü]
İlk Sosyalist Muhtar Fevzi Ağabey [Öykü]
Düşselin Gerçeğinde, Gerçeğin Düşselliğinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aşk"a Geldin, Hoş Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koşuşturmaktan yoruldu. Altmışından sonra, çok yabancısı olduğu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktı. İletişim kurmak, duygu, düşünce, birikim paylaşmak, genç kuşaklardan yeni şeyler öğrenmek istedi. Yazarlık deneyimine burada adım attı. İşte böyle sınır tanımaz bir "dinazor ". . . Başarır mı acaba ?

Etkilendiği Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransız yazını, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlı Amin Maalouf...Elbette Nazım, Aragon, Neruda ve nice ozan/şair...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.