Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Senin görüntünden bir hüzün fışkırıyordu.sadece bir tane.fotolar çekiliyordu sentetik okul sonu günlerinin sentetik bahçelerinde.sevdamın adını yazdığım tözlerim benim en büyük hırsızımdı.oradan buraya koşulan ve durulan hayallerle gidecek olan müzik sesleriydi adımları kahreden.sözler turluyordu ve sanki birinci dünya savaşının sonuna gelmiş baygın gözlerle huzurlu ikilikler yaratıyordu.donukluk sözlerin içinden doğuyordu. “nasılsın?" demişti o son gün “iyi.senden ne haber?" Gülüşüm bana acaip çirkinlikler olarak yansıyordu.sevdiğime nasıl yansıdığı hakkında tahminler yürütüyordum.tahminler beşte kalıyor ve son ayakta yatıyordu.konuşma devam ediyordu. “nasıl olmuş? Bugün pantolonları yırttık." “enteresan" “Yine zayıflı bir karne günündeyiz" “hıı" “tatilde neler yapacaksınız?" “henüz plan yok" “seni dansa kaldırabilirim müzik seti gelirse birazdan" “?!!" Ünlemle bitiyor mayıs ayı.şubat ayı da ünlemle başlamıştı.ve o 14 şubat günü gazete köşelerindeki sevgi dolu ilanlar beni sudan çıkmış çırpınan sevimli uskumrulara döndürüyordu.abartı cümlemde yazılı ama abartısız yaşananları yazmak çok zor.evde yalnız olduğum o gün bir birayı açıp masama koymuş ve bir süre sonra ikinci birayı açıp karşıma alıvermiştim sanki biri varmış gibi.zamanla birlikte sevgililer gününü kutluyordum.14 şubattı ve sen kim bilir neredeydin benim küçük hayallerim dışında. 2. Onlardan birisi olarak vardın.yankıların ardından geliyordun.esas şeyler değil yankıları beni yanıltıyordu.geri kalmış saatler gibiydik bizler.liseliydik.kravatlarımız bir yulardı.yıllar ise yularları çekilmiş uzuyordu bizim gibi..bizler ve ben iç içeydik.yanlış anlaşılmadan koymalı denklemi.tek marlboro sigarasından çekilmiş birkaç nefesle yaşıyorduk.yaşıyordum ve inatla sevmeye çalışıyordum.çalışıyorduk.esmer geceleri yanımızda zannedip o dehşet ruhi savrulgan yorumlarla aklımızda yeralan binlerce fahişe,paragöz,hırsız,uğursuz ruhu hesapta sürekli uğurluyorduk.elveda… En yakın arkadaşımla konuşuyordum o son okul gününde.gitmek üzereydik. “boşver!" diyordu. “niye bunlar oluyor,niye?" “değmez ki! O bir…" “sorun sadece bu değil ki!" “seni anlamıyorum! Vs." Vesairesi sairesi işte gidiyor bulutlar.son gün."görüşmek üzere aslanım" lafları.. Sadece birkaç garip söz,bıçaklayıcı bir şarkı ya da şiir,hızlı adımlarla yürüyorken.yapmadım ama çekmedim de.rüyalarımda kafama düşen kalp biçimli elmalardan bıktım.boş mekanlarda edilen küfürlerle yaşadım.düüt düüt seslerine nihayet alıştım.sentetik sokaklarda bir fren izi oldum ağırca.yatağa uzandığımda geç saatlerde binbir işsizliği,ikibinbir sevgisizliği ya da şunun “niye şöyle?!" oluşunu sinirlenerek karşıladım.zamana tecavüz edip pişmanlık duymadım.aslında yastığımı boğmuştum. 3. O günün akşamındayım sanki.bırakılmış yıkıntılardan yeniden doğduğumu hissetmedim.kesinlikle böyle olmalıydı aslında.yeniden ulaşmak! Durumlar zamansal törelere dayanacak ve bilimsel koşulların yoluna gireceğiz.mecburiyet değil aslında bu.evet o günün akşamındayız suçsusuz ve bira içiyoruz. Kendini bıraksaydın sana neler verebilirdim, bunu bilmeyeceksin. kızıl dalgalanmaların ardından batan güneşlerini asla sezemeyeceksin.gözlerin kamaşacak ve seni cinler götürecek mezarlarına.-mezarlarına diyorum kaç mezarımız oldu kim bilir?- üzgünüm,faka seni hep seveceğim ve mutlu olmanı isteyeceğim.hakkın neyse bilincinde olmalıyım bunun.bir gün yine konuşacağız kendi yollarımızda yürüyorken.seninde,benimde yanında biri olacak. “nerden nereye." “kaç yıl oldu" Vesaireler ve saireler geride kaldı.uçaklar ve gemiler ufukta kaldı.sistem değişti ve birileri yine sınıfta kaldı.uçsuz bucaksız orman hayaller rakının içinde şaşakaldı.yularlar bazılarını bırakamazdı.kimimizi esir aldı.saatlerin bazılarının akrebi yine geri kaldı.falan ve filan.bizlerin gölgeleri hala dolaşıyor okulun bir yerlerinde,biliyorum.hep dolaşıyorlar. 14 şubatlarda.buradan dahi görüyorum gösterilen yeri.seni anlayabiliyorum; hüznümü de.oralara yürümek zamanıdır şimdi! 4. Beni ilk ve son kez ara telefonla..bir sesini duyayım sevgili dostum şeytan.sana güleceğimi biliyorsun.kulaklarını açacağım. “selam.naber dostum" diyeceğim telefonda sana. “anımsamıyorum tutkumu.yeniden yürüyorum" …
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © selim koç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |