Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Devrek ve çevresi ağırlıklı iki ciltlik çalışmamız 2004 yılında başlattığım arazi ve kütüphane çalışmalarımla artık bir sonuca ulaştı. Dolayısıyla bölgenin arkeoloji, eskiçağ tarihi ve coğrafyası üzerine hazırladığım, aşağıdaki iki cilt eserimiz * “Zonguldak Bölgesi Arkeoloji, Eskiçağ Tarihi ve Coğrafya Araştırmaları. Arkeolojik Yerleşmeler, Kalıntılar, Buluntular ile Kdz. Ereğli ve Amasra Arkeoloji Müzesi’nden Bazı Eserler”, * “Eskiçağda Zonguldak Bölgesi ve Çevresi (En Eski Devirlerden İ.S. 395’e Kadar)”, başlıkları altında yayımlanmak üzere matbaaya teslim edilmiştir. Zannedersem birkaç hafta içinde okuyucularla buluşur. Devrek ile ilgili yapılması gereken çok şeylerin olduğu bir gerçektir. Bilindiği üzere, Devrek’te yayımlanan iki yerel gazetedeki yazımlarımla tarih ve kültür alanında nelerin yapılabileceği noktasındaki düşüncelerimi paylaştım. Bu amaçla, * ‘Bölge Haber’ ve ‘Devrek Postası’ gazetelerinde şimdiye kadar yayımladığım tüm yazılarımdan derleyip oluşturduğum ve genişlettiğim üçüncü bir kitabımı da ‘Makaleler, Devrek ile Çevresi Kültür ve Tarihi Üzerine, Yerel Tarihte Kısa Bir Gezinti’ başlığı ile yakında Devrekli kitapseverlerle buluşturacağım. Bilindiği üzere gazete yazılarımla; •yörenin kültürel alanda nasıl bir atılım yapabileceğinin ana unsurlarının saptanması yanında, •yöre insanımızın artık yanlış ve saçma bilgilerle oyalanmaması gerektiğini vurgulamıştım. *** Burada siz değerli okuyucularıma Devrek’in, Zonguldak Bölgesi içinde eskiçağ tarihinde oynadığı rolü ve eskiçağ tarihinin nasıl şekillenmiş olduğunu yazmak istiyorum. Böylece bu yazımla, * Devrek’teki bazı resmi ve özel internet sitelerinde Devrek’in tarihi ile ilgili görülen bilgi kirliliğinin arındırılması, * tarihi ile ilgili bölge hakkında yazılmış uydurma yazılar ile yanlış yönlendirilmiş bölge insanının doğru bilgilerle bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi hedeflenmektedir. Bilindiği üzere bölgenin ve Devrek’imizin eskiçağı ve arkeolojisi hakkında şimdiye kadar herhangi bir eser kaleme alınmamıştı. Hem Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ‘Müze Araştırmacısı’ unvanı ile çalışırken, hem de Selçuk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarım sırasında, Devrek ve çevresinin eskiçağ tarihinin nasıl şekillendiğinin tespiti, hep yapmayı düşlediğim bir çalışma idi. Böylece Devrek’imize az da olsa vefa borcumu ödeyebilecektim. Şu anda böyle bir çalışmayı sonuçlandırmanın sevincini, gururunu taşıyor ve yaşıyorum. *** * Devrek’in, Zonguldak Bölgesi içinde tarih açısından önemli ve ayrı bir yeri vardır. * Çünkü Devrek, Zonguldak Bölgesi içinde en eski yerleşime sahne olmuş bir ilçemizdir. Yani Devrek, günümüzden 7500 yıl önce ilk defa iskân edilmiştir. * Dolayısıyla Devrek, bölgede medeniyetin ilk filizlendiği yerdir. Özellikle, Devrek-Akçasu yolu üzerinde, Buldan Çayı’nın sağında ve Topçu Değirmeni/Şaroğlu Değirmeni Mevkii’nin 200 m sağında yol yapımı sırasında tahrip edilmiş ormanlık alandaki yamaç yerleşmesi olan Buldan, bölgenin Erken Kalkolitik Dönem (İ.Ö. 5500-4500) yerleşmesidir. Yine ilçesinin 7 km uzağında, Çolakpehlivan Köyü Boncuklar Mahallesi’nde ve Devrek Çayı’nın 100 m kadar ilersinde bir yamaç yerleşmesi olan Boncuklar yerleşmesi de -Buldan gibi- Devrek’teki günümüzden yaklaşık 7500 yıl önce yerleşilmiş Erken Kalkolitik yerleşmedir. Tarafımızdan yapılan bu keşiflerimiz bölge için üniktir ve çok önemlidir. Dolayısıyla bu keşifleri yaptığım için bölge adına övünçlüyüm. •Devrek bu tarihi gerçeği lehine çevirmelidir ve bunun propagandasını güzel bir şekilde yapmalıdır. ‘Gelişkin Köy Dönemi’ ya da ‘İleri Üretici Topluluklar Dönemi’ olarak da ifade edilen Kalkolitik Dönem’de; ü Yiyecek üretimi ve köy yaşantısı giderek daha organize olmuştur. ü Saban tarımda kullanıma başlamıştır. ü Nüfus ve buna bağlı olarak yerleşme yerlerinin sayısı artmıştır. Kimi köyler kasabaya dönüşmüştür. ü Avcılık azalmıştır. ü Önce bakır sonra bakır ve arsenik alaşımından çeşitli aletler yapılmıştır. Yine yukarıda saydığımız iki yerleşmede, eskiçağ kavimleri Eski Tunç Çağı’nda (İ.Ö. 3000-2000) yaşamlarını sürdürmüştür. Bu dönemde Devrek için çok önemli bir yerleşme de ilçenin Müstakimler ve Hatıpoğlu Köyü yakınlarındaki, Devrek şehir sanayisinin güneyindeki Türbe Tepe yerleşmesidir. Dolayısıyla nasıl ilçenin merkezi bugün bulunduğu alan ise, Eski Tunç Çağı’nda da merkezin Türbe Tepe yerleşmesi olduğu söylenebilir. Eski Tunç Çağı’nda * Önceleri bakır+arsenik daha sonra bakır+kalayın karışımı ile tunç elde edilmiştir. * Halklar örgütlenerek yönetici bir sınıf ve kentler ortaya çıkmıştır. Anadolu’nun yazıyla tanışıp tarihi devirlere girdiği dönemlerde yani İ.Ö. 2. binin başlarında Devrek ve çevresinde yerleşim olduğuna dair herhangi bir kanıt elde edilememiştir. Bölge için ‘Karanlık Devir’ olarak adlandırdığımız bu dönem İ.Ö. 2000’den Hellenistik Döneme (İ.Ö. 334) kadar devam etmektedir. İ.Ö. VI. yüzyılda bölge halklarının Balkanlardan göçüp özellikle Ereğli/Herakleia ve Amasra/Amastris’e yerleşen Trak kavimleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bölgede bir Frig yerleşmesi söz konusu değildir. Devrek’te özellikle Hellenistik ve Roma Dönemlerinde nüfusun ve yerleşmelerin sayısının artığı anlaşılmaktadır. Hellenistik Dönemde Devrek, Ereğli/Herakleia’nın kontrolünde, bu kente ve Amasra/Amastris’e üzüm başta olmak üzere tahıl üreten bir merkez olarak rol oynamaktadır. Devrek ve çevresinin eskiçağda oynadığı rolün daha ayrıntılı olarak öğrenmek açısından, yukarıda ifade ettiğim iki kitabımızın okunması dileğiyle. Kalın sağlıcakla…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Güngör Karauğuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |