İnsan
(deniz) 7 Temmuz 2007 |
Yaşam |
| |
karmakarışık olan hayat mı,insan mı? |
|
Seven ve Sevilen
(deniz) 5 Kasım 2009 |
İlişkiler |
| |
seven, sevileni yalnız bıraktığını düşünürken aslında hem kendisini hem de sevdiğini yalnızlığa itmiş olur... |
|
Hatalar ve Günahlar
(deniz) 14 Şubat 2010 |
Yaşam |
| |
günahlarımızdan arınmanın, onları tamamen yok etmenin bir yolu var mı acaba?... |
|
Umut, Hâyâl, Cesaret
(deniz) 5 Eylül 2010 |
Yaşam |
| |
bir umudu olmalı insanın... yaşama tutunmasını sağlayacak bir hâyâli ve cesareti. umut etmesini, hâyâl kurmasını sağlayacak bir cesareti... bu üç kelimeyle her şeyi değiştirmeli/ değiştirebilmeli insan. kendini, hayatını, hayatı, çevreyi, evreni. |
|
|
anlaşılmaz olan hayat mı yoksa biz miyiz?
|
13.09.2011 14:28:29
|
Bana özel |
| |
Umudumu tüketmek üzereyim. Tüketiyorum ve sanırım ömrümün sonuna kadar da tüketeceğim ve sonra umutsuz yaşayacağım.. Umut tüketilir mi, kaybedilir mi? Kaybedilen bir şey midir umut? İnsan onu yitirdiğinde yaşamaya devam edebilir mi peki? |
|
12.09.2011 20:41:38
|
Bana özel |
| |
Cevabını bilmediğim sorular soruyorum kendime., belki biri cevabını verebilir diye. Cevap veren/verebilen yok çünkü, kimse sorduğum soruları duymuyor. Sorularım ve ben başbaşayız yani. Halbuki her şeyin cevabı vardır hayatta ya da ben öyle bilirim. Gerçi şu anda bir şey bildiğim de söylenemez. İnsan kendinden bıkar mı diye soruyorum kendime. Bazen " evet, bıkar" diyorum, bazen " hayır, bıkmaz" diyorum. Net değil cevabım. An be an değişiyor, sanki değişmeyen bir şey varmış gibi. Heraklitos boşuna mı söylemiş o ünlü sözü? "Değişmeyen tek şey, değişimdir." Hiçbir şey aynı kalmaz bu hayatta, her şey yenilenir ve eskir, her şey değişir, hiçbir şey bizim bıraktığımız gibi değildir ve baktığımız gibi de değildir.
Sorularım var cevabını beklediğim. Hâlâ umutla bekliyorum cevabı verilmemiş sorularımın cevaplarını. Birisi, bir kişi mutlaka cevabını verecektir diye. Umudumu kaybetmekten korkmadan umutla bekliyorum. Bir gün mutlaka...
|
|
11.09.2011 21:27:26
|
Bana özel |
| |
Bu yazıyı yazarken Vivaldi'nin "Dört Mevsim"ini dinliyorum. İnsan da tıpkı "dört mevsim" gibi.... Bir bakıyoruz yaz gibi sımsıcak bir gülümseme, bir bakıyoruz ilkbahar gibi heyecanlı hâller sanki içinde bir kuş varmış da uçmak, kanatlanmak istiyormuş gibi, bir bakıyoruz sonbanar gibi hüzünlü ve yapraklarını döken bir ağaç gibi ve bir bakıyoruz kış gibi soğuk, mutsuz ve umutsuz. Başımıza gelen bütün olaylar, izlediğimiz filmler, dinlediğimiz şarkılar, okuduğumuz kitaplar hepsi ama hepsi bizim için değil mi? Bizi anlatmak için... Bazen kelimeler bile kifayetsiz kalsa da her şey bizi bize anlatmak için var.
Dün gece "Duvak" filmini izledim. Filmde Kitty ( Naomi Watts), kocasına " Biz insanız, öngörülemeyiz, hatalar yaparız." diyordu. Doğru... İnsan hiçbir zaman öngörülemez, ne yapacağı belli olmaz, hatalar yapar, belki aynı hataları tekrarlar ama, bilinemez. Ne garip mahlûklarız Allahım! Çözemiyorken kendimizi çözmeye çalışıyoruz kâinatın sırlarını. Özdemir Asaf diyor ya : "Bahçesinde dal olamayanın biri girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor." Sen de bize bakıp böyle söylüyorsundur belki de, kim bilir??? |
|
|