La'mekanlar
(Beste Sultan K.) 13 Nisan 2008 |
Yüzleşme |
| |
Göz yaşlarımızdan yaptığınız o kumdan kalelerde yaşamaya mahkum bırakıldık, sırf bizden önce bu parklarda oynayanlar öyle istedi diye!..
|
|
Gül Kurusu
(Beste Sultan K.) 1 Nisan 2007 |
Düşler |
| |
Ufuktan geliyor yalnızlık, ufuktan ve ufaktan süzülüyor koynuma! Savrulan bir koku siniyor, hüzün "gülkurusu" avuçlarımda… |
|
Köprü
(Beste Sultan K.) 22 Haziran 2007 |
İlişkiler |
| |
Çıkan her bir seste elimle koymuş gibi bulacağım seni; biliyorlar.. |
|
İzin Ver...
(Beste Sultan K.) 31 Temmuz 2007 |
İtiraflar |
| |
Söyleyin Tanrı`ya; Balçık abdestiyse şehvetin, bu çölü o yarattı, ben değil! |
|
İtiraf...
(Beste Sultan K.) 31 Temmuz 2007 |
İlişkiler |
| |
"...Biz olamadık seninle ne yazık. Hep tek birey şeklinde karşılıklı durduk. Kılıçlarını karşılıklı çeken şovalyelerden bir farkımız olmadı. Hep süslü kalma gayretinde olduk... Ama artık zamanı gelmedi mi tüm zırhları bırakmanın. Çırılçıplak olduğumuz gibi durmanın karşılıklı... Biz olmanın... Sen ve ben’i yok etmenin.. Aksi devam ederse biz yok olacak.. Sen ve ben kazanacak bu oyunu..."
|
|
Şizofre...
(Beste Sultan K.) 31 Temmuz 2007 |
Düşler |
| |
...öyle geç kaldın ki kendine... |
|
Gidenin Ardından
(Beste Sultan K.) 23 Ağustos 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Dediği gibiydi aslında; "Sadece 'sevilmek' harekete geçiriyordu donmakta olan bir kalbi. Ve hızla çarpan bir kalpti her seferinde, dünya üzerindeki onca güzel şeyin sebebi. Yani, sızlayan yerinden sevmeye başlamalıydı bir insani. Sevdiği kadar sevilmekti zaten bir acının yara bandı." |
|
…ve Bu Gece
(Beste Sultan K.) 22 Ekim 2007 |
İlişkiler |
| |
En büyük ayıbımız buydu belki;
Tüm övündüklerimizi utanmamız gerekenlere borçluyduk!
|
|
Kent ve İnsan
(Beste Sultan K.) 22 Ekim 2007 |
Yerler |
| |
Şehri terk etmekle kurtulabilir misiniz yanıklarınızdan, kendinizi terk etmediğiniz sürece?
|
|
Vur Yüzüme, Hadi, Vur Yüzüme...
(Beste Sultan K.) 30 Aralık 2007 |
Yüzleşme |
| |
Utangaç, mahcup; hala çocuk ruhum, affet! Bayram telaşında kırmızı pabuçlarım ıslak ve çocuk ellerim yaralı ürkütülmüş yaşamlardan. Ben İbrahim’in kollarından kaçtım, boynumda taşırım hançeri...
Vur yüzüme hadi!…
Seni sevmekten geldim sevgili, kapıyı araladım yalnızlık öptü beni…
|
|
Gölgeden Hayaller
(Beste Sultan K.) 4 Şubat 2008 |
Yüzleşme |
| |
Yalan söyledi diye gözlerim, bıçağı sokup en derinine, affetmediğin bu bedenden gitmek için soyuyorum derimi, yeniden doğup başkası olabilmek için. |
|
Son Sahne
(Beste Sultan K.) 11 Mart 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bence, aslı astarı olmayan uydurma bir kabareyken tüm bu bedeli ödenmiş, çoktan fişlenmiş kimlikler; hayat sandığımızdan çok ciddiye alıyormuş bizi meğer! |
|
Oylesi - Ne?
(Beste Sultan K.) 28 Kasım 2008 |
Anılar |
| |
Tohumunu onlar atıyor zamanın, ben izliyorum, golgesinde dinleniyorum asla bana kalmayacak cennetlerin… |
|
Müruruzaman...
(Beste Sultan K.) 13 Mayıs 2011 |
Yüzleşme |
| |
"İstersen, olur her şey!" diyenlere inandık, istedik, olmadı hiç bir şey! |
|
"Nas"
(Beste Sultan K.) 13 Mayıs 2011 |
Yüzleşme |
| |
Küçük Tanrılar'a... |
|
'Aldat'mak!
(Beste Sultan K.) 13 Mayıs 2011 |
İlişkiler |
| |
Bu yüzden gidemem ben; ne kimseye, ne kimseden! |
|
Müruruzaman II
(Beste Sultan K.) 4 Aralık 2011 |
Anılar |
| |
-Söylenen her şey unutulmak için söylenilecek ve hiçbir delil bırakmayacak ardında.
|
|
|
Sesinde Zeus; kinci, ürkek, yarı yorgun...
Ve ayyaş tüm Tanrı`lar!
Zaman hatasıyım, mekruh cağların kölesi..
Duruşum yanıltmasın sevgili ;
Asi olan adımdır,
Suretim;
Ahir zaman köpeği..!
|
12.02.2008 11:53:14
|
Kaderbozan |
| |
"Aşık Shakespeare'"de donuk gözlerini siliyor William.. Silip gülümsuyor bir kadının bacak arasına.. Susmaktan daha iyi yaptığı şey, kelimelere dökmek, ateşiyle süslemek üstünü ve sonra örtmek içi kurcalanmış bir kadavra gibi, gömmek hiç tanımamışcasına..
Silip gülümsüyor William.. Kırıp dizlerini ustaca selam veriyor bir fahişenin o en bereketli uzvuna, ve iliştiriyor gözlerine, gösterişli bir çuvaldızın ucuyla; "Biliyorsun, seni ölümsüz yapabilirdim.. Biliyorsun!" Biliyor muydu kadın?
Şimdi sen benden aldığın sana ait olanlarla ölümsüzlügünü mü çaldın, yoksa öldü mü ölümsüzlük dizleri altında Williamın! Bir fahişe kadar asil değil cığlığım.. Sesim kısık ve uykusuz alışkanlıklarım... Onların tümü senin.. Tümünden geçtim ve dahi geçirildim haklısın! Şimdi gülümsüyor göğsümün altında bir çocuk, boyu biraz kısa..; "Seni ölümsüz yapabilirdim, biliyorsun.. " Yarattığım gibi öldürebilirdim.. Şimdi sen kime benzersen benze, icinde var olacak izim.. Seni ben yarattım adam! Seni yaratan ellerim! Bilesin...
|
|
22.11.2007 12:19:46
|
Kaderbozan |
| |
Benim senden baska sansım yok anla!
Herkesin ikinci bir adresi var, benimki sensin!
Tum bu kitapları senin icin okudum ben, tum bu siirleri, romanları. Hepsi sana bir adım daha yaklasmak, seni anlamak, yasamak icindi. Buyudum ve senlestim. Sana benzedim zamanla. Artık vedalarım yok, umutlarım, sıradısı zamanlarım. Simdi hersey senden ibaret, sana benzer, senin turevin!
Nerdesin ve dahi kimsin, kimbilir..
Oysa bu sehir soguk sensiz. İklimsiz.. Kar bile dusmuyor nicedir. Pencereler kapalı, caddeler ıslak.. Ufunete sarmıs gibi kanıyor yara, durmuyor, bitmiyor, kesilmiyor.. Bildigim herkes senden bahsediyor ustelik, bitevi seni arıyor. Kiminde mavi gozlerin kiminde yesil.. Oysa ben cılgın bir sair, her renkte arıyorum seni.. Karanın dibinde, kırmızının gögsunde eflatun bir huzunle..
Beni bul! Ölmek üzereyim, bana hayat ver!
Yasayacak yerlerim yorgun, umutsuz ve talihsiz bir zamanda simdi. Biliyorum ben bu zamana ait degilim! Cek cıkar, bul kurtar, al sarıl ya da her neyse.. Bugunler biter inan, ve yarın sana bugun kadar yakın olmayabilirim... |
|
23.08.2007 18:33:21
|
Kaderbozan |
| |
"Boşluksuz Bir Yazı."
İçim acıyor. Neden?
Bir kere çok sıcak. Nefes bile alamıyor insan! Üstelik yolunda gitmiyor hiç bir şey, ne iş, ne aşk ne diğerleri... Bunca sorumluluk içinde biraz güneşlenmek için bile havamda değilim. Bodrum'u özledim. Ki en çok Turgutreis'i. O serin gün batımlarını, küçük motelimi, sıcak kanlı sahibesini, Antalya Çorbacısı Mücahit Abi'yi. Hani insanın kimseye bölüştürmeden sadece kendine ait bildiği o boş vakitleri. Akşam yürüyüşleri, seyahatler, sınırsız gezmeler, sınırsız alkol ve eğlencenin dibine vurmuş bir vucutla teslim oluş o kırmızı yastığa.. Uyanınca hatırlamayacağın binlerce küfür belki ama o acı tat var ya dudaklarında, töbe gafletine düşmeden önce son bir sigara daha...
İnsan hayatını diğer hayatlardan arıtınca, ister istemez onların sorumluluklarından da uzaklaşıyor. Başına buyruk bir hayatta o şehir senin bu şehir benim gez dur, salın anca. Şimdi Denizli'deyim.. "Bu sefer iş değil ziyaret" diyorum, "hadi ordan" diyor bilenler, "sen orda da yapacak bir şeyler bulursun".. Yok abi yok! Aşk yok, iş yok, sabır yok.. Kış gelse de sete koşsam, para kazansam az.. Bu ne hal! |
|
|