Seviyordum seni
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Şarabının buruk tadındaki hüznünü rakımın efkarı ile nefesi kesilinceye kadar kovalamayı yada bir zamanlar içinde pajhalı puroların olduğu tahta kutuyu yatak yaptığımız sigaralarımızın dumanlarnın kuytularda sevişmesini sevdiğim gibi. |
|
Ölmüşüm
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Uzanmışım kıçıma batanbinaları yok saymışım, kulaklarımız yırtan klaksonları susturmuşum. Vermişimkendimi kimsesizliğin sigara dumanlı rüyalarına. Kah polis peşime düşmüş,çatışmışım hüseyin bakkal' ın köşesinde, kah kaçmışım 1946 model bir desotok |
|
Cehennemin Doğuşu
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
İstanbul |
| |
Tüm camilerin tüm minareleri secdeye varıyordu sanki. Bütün suyu çekilmiş boğaz öylece bekliyordu beşik gibi sallanan köprünün üzerindeki otomobillerin üzerine düşmesine. Deniz kuşları çıldırmışlardı hani bir parça simit için yapmadıkları orospuluğu bırak |
|
Orada mısın ?
(Tuğushan Özdener) 16 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Orada mısın? dedim, Güldü -Buradayım elbette dedi aşağılayıcı bir tavırla. - Nerede olabilirim ki? Gerçekten de orada mısın dedim - Evet! dedi. Sol arkasından gördüğüm kadarı ile yüzü gerilmiş ve o kaşını kaldırmıştı ve kaşını kaldırmasından nefret ediyor |
|
BuğdayTenli Esmer Dilber
(Tuğushan Özdener) 20 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Kadıköy Vapurunu bekliyorum Beşiktaş' ta. Adım farkıyla kaçırmışım ve yüzüme kapanmış kapı hoş açıldığını görmedimki. Kalkmasına 25 dakika var diyip hemen yandaki Üsküdar' a giden gürültücü deniz motorlarına yönelen aceleci insanlardan farklı ( Kim bilir |
|
Anlayamıyorum
(Tuğushan Özdener) 20 Ocak 2002 |
İlişkiler |
| |
Benim bu göz kapaklarımın fütursuzca birleşme isteğine kulak asmayıp, kelimeleri cümleler içinde az sonra doğacak şafağa kurban edişim aslında, sırtının sıvanma, başının, saçlarının okşanma isteğidir, kerrat cetvelini 9' lara kadar ezberlemişim gibi. Karş |
|
Karabataklar
(Tuğushan Özdener) 12 Şubat 2002 |
İtiraflar |
| |
bugünlerde rüyaya vuruyorken kendimi, bir şeyler bekler oldum gecelerden ardarda yazılmış binlerce mısraya sığamayan aşk hikayeleri gibi. çemberler çiziyorum kafamda, herbirinin merkezini başka başka yerlere çiviliyorum.... |
|
Burada mıyım ?
(Tuğushan Özdener) 2 Nisan 2002 |
İlişkiler |
| |
“Burada mıyım?”, diye sordum kendi kendime. Karşımda çırılçıplak kalmış, öylece uzanıyordu. Tüm şehvetini buğulu gözlerin ardına saklamış, bakıyordu tüm pişmanlığıyla. Tüm masumluğuyla karşımdaydı işte. Aylardır, yıllardır beklediğim de buydu. |
|
Mahkum
(Tuğushan Özdener) 17 Mayıs 2004 |
Unutulamayan Dönemler |
| |
Kekeme kalemim yetmiyor içimdeki çocuğun cebindeki misketlerinin bir dut ağacı gibi yağmalanmasını anlatmaya. Buraya geleli ne kadar oldu bilmiyorum; artık gökyüzüne ne zaman baksam yaz yağmurları düşüyor gözlerime |
|
|
İki paket yapmışım zehrimi günde
Günde tam kırk kere zehirliyorum
Kendimi, seni, şehrimizi
Kırk kere ölüyorum günde
Kırk kere yanıyorum
Kırk kere ölüyorum
Kırkbir kere doğuyorum
Uyanınca ölüyorum elbiselerimi ölü ölü giyiyorum
İşime giderken ölüyorum Kadıköy sokaklarında.
Ölüyorum otobüsten indiğimde
Ölüyorum kapısı aralandığında fabrikamın mahpushane gibi
Ölüyorum çalışırken
Öüyorum öğlen yemeği niyetine yediğim bir simitle çayımı yudumlarken
Ölüyorum yolda ölüyorum evde Kırk kere ölüyorum Kırkbir kere doğuyorum
Yağmur yağıyor ölüyorum
Güneş açıyor ölüyorum
Vapurda ölüyorum, Üsküdar\' da ölüyorum, Kadıköy\' de ölüyorum....
|
|