Kırk Ölümler
(Tuğushan Özdener) 1 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
İki paket yapmışım zehirimi gündeGünde tam kırk kere zehirliyorumKendimi, seni, şehrimiziKırk kere ölüyorum gönde |
|
Dokuzayongün
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Geceleri küçük tiktakların duvarları yediği zamanlarıTablamda yargısız infazla kurban ettiğim izmaritlerimle saydım.Tam dokuzay on gün oldu sevgili.Yirminci haftadan bu yana tekmeyelen çocuğumuzTekmelemiyor artıkTohumunu bir eminönü sabahının er |
|
Son nokta
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Söz bitiyor burada sevgiliParanteziçi açıklamalar gerekmiyor artıkKocaman bir nokta takılıyor boğazımızaArdımızda yaşanmamışlıklar, |
|
Gitme
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Yârin gideceği belli midir? hissedilir mi sizce ? Ben hissediyorum. Bu şiirimsimi yazdığım zaman Levent Yüksel' in Karaağaç isimli parçası geldi. Bu şiirimsimi yazdıktan 2 hafta kadar sonra şimdiye kadar Kadınım diyebilidiğim ilk sevgilimden ayrıldık. |
|
Untitled 111
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Ciddi anlamda yazmaya yaklaşık 3 yıldır devam ediyorum. şiirimsilerime kolay kolay isim veremiyorum. İsim veremediklerime Untitled serisi adını taktım. Bu seriden 111. şiirimsim |
|
Ah gözünü sevdiğimin sözcükleri
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Garip |
| |
Sözcükler belkide kendimizi anlatmanın en bilinen yolu. İster konuşarak ister yazarak sarfettiğimiz sözcükler. Anlattıklarımız karşımızdakini anladığı kadar değil mi? Ne anlatmak istersek isteyelim her zaman yanlış anlaşılabilir öyle değil mi ? |
|
Ey acınılası yenik
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Bireysel |
| |
Neden düşmüyor sanıyorsun ekim damlalarıNeden çatlıyor dudaklarınDolabından çoktan çıkarttığınNaftalin kokulu kazaklarını neden giyemiyorsun ha ? |
|
Fetih !
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Bireysel |
| |
Terkedilmiş bir şehire girmek fetih değildir!Sen ki bi savaşçıysanSahte zaferlerle kendini avutma |
|
Suçum neydi
(Tuğushan Özdener) 3 Ocak 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Söyle bana sevgi neydi.Emek miydi ? Çılgınlık mıydı ?Yoksa bu hale düşürmek miydi ?Ey yüreği Karaköy' de orospu İstanbulSöyle suçum neydi ? |
|
Ah gözünü sevdiğimin sözcükleri
(Tuğushan Özdener) 8 Ocak 2002 |
Yaşam |
| |
Ah siz gözünü sevdiğimin sözcükleriSiz yok musunuz ne anlaşılmazsınızdız siz ?Hele ki bir araya geldiğinizdeAğızdan çıktığı gibi yazılamazsınızİllede noktanız virgülünüz olmalıYoksa ne kalpler kırarNe yaralar deşersiniz. |
|
Rüya
(Tuğushan Özdener) 11 Şubat 2002 |
Bireysel |
| |
meçhul bir keman sesi dağılıyorken odamakulaklarım yırtılır alenenparlak karanlıklardan uyanıprüyama yatarımkanımın her bir damlası her bir yerde dağılıryastık, yorgan demeden..... |
|
Söyle
(Tuğushan Özdener) 11 Şubat 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
şu simit verdiğimiz martılar kanatlarını ödünç verirlermiydi sence ?uçabilir miydik özgürce birlikte bulutlarabir nefeste boğazı dolaşabilir miydik ?.... |
|
Ben ki
(Tuğushan Özdener) 11 Şubat 2002 |
Bireysel |
| |
ben kine dizi dizi kitaplar alırım okumayane de giderim tiyartrolara, seminerlerene şair, yazar arırım konuşmayane de takla atarım bir merhabalarına... |
|
Vakit tamamdır dostlar
(Tuğushan Özdener) 13 Şubat 2002 |
Başkaldırı |
| |
vakit tamamdır dostlardurun halayaaydınlıkları müjdeliyor şafaklarsahte zaferler yıkılacak bu sabahgün bugündürkavgamın günüdür bugünzaferimdir bugün |
|
Birşeyler var,
(Tuğushan Özdener) 15 Mart 2002 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Rüzgara bırakır sallanırım / Kürdili hicarkar makamında / Rakı kadehlerinin şeffaf gölgesinde / Yine de diyemem / Dilim sır bile vermezken / Ben en çok benken bile / Elim kaleme gidebilmez / |
|
Akar..
(Tuğushan Özdener) 10 Temmuz 2002 |
Kent |
| |
Mayakowsky ve onun etkisi ile Nazım Hikmet'in kullandığı Merdiven ya da dökük dizeler tarzı ile yazdığım son şiirim. / Kuzguncuk açıklarında balıkçılar durur / Oltalar, ağlar durur / |
|
Beyoğlu'ndan Pera'ya
(Tuğushan Özdener) 19 Temmuz 2002 |
Bireysel |
| |
Çiğneniyor cesedim Galatasaray' dan Pera' ya / Doğmamış fikirlerim / Bir annenin / düşüğü gibi |
|
Sitem
(Tuğushan Özdener) 28 Mart 2004 |
Bireysel |
| |
Bu sürgün diyarından sesim yetmiyor öteye |
|
|
İki paket yapmışım zehrimi günde
Günde tam kırk kere zehirliyorum
Kendimi, seni, şehrimizi
Kırk kere ölüyorum günde
Kırk kere yanıyorum
Kırk kere ölüyorum
Kırkbir kere doğuyorum
Uyanınca ölüyorum elbiselerimi ölü ölü giyiyorum
İşime giderken ölüyorum Kadıköy sokaklarında.
Ölüyorum otobüsten indiğimde
Ölüyorum kapısı aralandığında fabrikamın mahpushane gibi
Ölüyorum çalışırken
Öüyorum öğlen yemeği niyetine yediğim bir simitle çayımı yudumlarken
Ölüyorum yolda ölüyorum evde Kırk kere ölüyorum Kırkbir kere doğuyorum
Yağmur yağıyor ölüyorum
Güneş açıyor ölüyorum
Vapurda ölüyorum, Üsküdar\' da ölüyorum, Kadıköy\' de ölüyorum....
|
|