ve Silkelenir İnsan
(Mustafa Yıldırım) 23 Ağustos 2014 |
Yaşam |
| |
Sokaklar dolusu ıssızlık içerisinde bakip da gorememek, dinleyip de duyamamak, uzanıp da dokunamamak, arayip da bulamamak.... Olunmaz, bulunmaz, onulmaz bir kılıç yarası... |
|
Ağla Bülbülüm Ağla ki Tam Ağlanacak İş...
(Mustafa Yıldırım) 22 Ağustos 2014 |
Yaşam |
| |
Sıradan insan yaşamını ziyan ediyor. Bunu yeni anladım. Yani sıradan olduğumu. Halbuki bir nebze olsa sıra dışı olduğumu zannediyordum. Taki, o çıkana kadar. |
|
Anlamak İse Zordu
(Mustafa Yıldırım) 31 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
O günden sonra eleştirel tümceler ile vedalaştım. İnsanlara bir şeyler anlatmaya gerek yoktu. |
|
Ağlamak İçin Haklı Olmak Lazım...
(Mustafa Yıldırım) 10 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
Gelin, görün, bilin ki; her ağlayanın göz yaşını silmek adalet değil. Her ağlayan aynı görünse de, hiçbir ağlama aynı değil.. |
|
Bazen
(Mustafa Yıldırım) 5 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
Bazen kızarsın, bazen off dersin, bazen de hırlarsın. Ama o bazenler hiç yokmuş gibi deli gibi seversin. |
|
Kimi Bozgunlar Verimlidir
(Mustafa Yıldırım) 5 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
İsterseniz bir ziyarete gidelim. Napolyon'dan, Sezar'a, Büyük İskender'den Sokrates'e kadar tarihin akışını değiştiren her çeşit insan ile akıl hastanelerinde tanışabiliriz. |
|
Vaatlerle Gelen Cehennem...
(Mustafa Yıldırım) 5 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
Dicle nehri dökülen kanlar ile al rengine döndü. Geriye ise halkın ağzında bir atasözü kaldı: "Sana öyle bir kötülük edeyim ki, Timur etmemiş ola" |
|
Savaşan Ruh
(Mustafa Yıldırım) 3 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
Ve zaman insanı önüne kattı. Biri bin, bini milyon yaparak toplumu oluşturdu. Bedeni milenyuma vardırırken, duyguları ise savaş meydanında bıraktı.
|
|
O Gözlerimle Bakamaz Oldum
(Mustafa Yıldırım) 3 Temmuz 2014 |
Yaşam |
| |
Değil mi ki, sıradan yaşanılan bütün hayatlar, sonunda tümüyle anlamsız, önemsiz ve yokluğa mahkum. O halde ben hayatta ne yaptım? Diye kendime soruyorum. |
|
|
BERABER OLABİLİR MİYİZ?
İnsanlara has bir edimdir birliktelik.
İkinin birleşmesiyle tek olmak değil, ayrı ayrı bir haline gelerek, özgürleşmektir.
Bütünlük içinde egosuz olmak, Sen'e Ben'i katarak biz yapabilmektir.
Babana bile güvenme dogmalarına inanmak değil, 'Beraber olabilir miyiz' sorusunu 'Tekrar birleşebilir miyiz?' şeklinde soran atalarımız gibi 'Bir ayrılık, Bir ölüm' diyebilmektir.
Gel gör ki, herkesin kendi kafasına göre hareket etmesini savunan ferdiyetçi anlayış tuzağına düştük.
Çektiğimiz ruhumuza vurulan esaret kemerlerinin nevrotik sancısı iken biz olabilir miyiz?
Özgürlük sloganları eşliğinde iflas eden akrabalık ilişkileri, yalnızlık ve melankoli sarmalında tezahür eden sorudur bu;
Beraber olabilir miyiz?
Fazla söz usandırmaktan başka neye yarar?
Anlamak istemeyen sağırlar değildir zaten.
|
|