Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
Yaprak gibi oradan oraya sürüklenip giden mutluluk hallerinin esiriyiz. Ne mutluluğunun farkındayız ne de mutsuzluğun. Arayış içerisindeyiz ama aradığımızı ne para, ne tutkulu bir aşk, ne de kariyer veriyor. Hiç biri sonsuza kadar mutlu etmiyor bizi. Materyalist dünyanın kuralı bu. Sadece bir süreliğine mutlu olacaksın. Mutluluğu elde ettiğin zaman belirli bir dönem için kendini iyi hissedeceksin. Alışma dönemine girdiğin andan itibaren bu mutluluğun hızla tükenecek ve yeniden arayacaksın. Gelip giden mutluluk halleri; uyuşturucu almış gibi hissettirecek seni. Etkisi geçtiğinde; geride kalan bıkkınlık ve kendini suçlamayla baş başa olacaksın. Ve silkeleneceksin. Güçlü olmak isteyeceksin. Düştün düşmesine de ayağa kalkıp üstünü silkeleyip yürümeye devam etmen gerek. Yakınındakilerin sen güçlüsün, sana bir şey olmaz, bunun üstesinden de gelirsin demesi sana güç verecek. Tezat bu ya! İnsanlardan sen güçlüsün, sana bir şey olmaz sözlerini duyarak güven kazanırken, bir o kadar da o sözlere sinir olacaksın. Çünkü insansın. Güçlü olmak ise yorucu. Her ne kadar güçlü olmak zorunda olsan da sendelediğinde, ağladığın ve yıkıldığın zamanlar da destek bekleyeceksin. Bir dostun güvenli limanına demirlemek, o omuzda ağlamak, gülmek, şımarmak ,konuşmak, susmak, saçmalamak seni rahatlatacak. Olduğun gibi kabullenilmek, düştüğünde yakalanmak, ağlarken güldürülmek, sinirliyken yanlız bırakılmak, ama mutlaka ve mutlaka anlaşılmak istiyorsun. Tüm bu isteklerin içerisindeyken çok keskin bir gerçek seni derinden yaralar. Yalnızlık.... Sokaklar dolusu ıssızlık içerisinde bakıp da görememek, dinleyip de duyamamak, uzanıp da dokunamamak, arayıp da bulamamak.... Olunmaz, bulunmaz, onulmaz bir kılıç yarası... Yalnızlık.... Demir gibi soğuk, ayazda bir yürek titremesi. Kurtulmak için ne yaptığının farkında olmadan şuursuzca hareket edersin. Kime, neye saracağını, sarılacağını bilemezsin. Ve ararsınız varlığı her şeyi gölgeleyecek birini. Hem de hiç durmadan. Aradıkça bulamaz, buldukça yanılırsın. Arayış sürerken, debelendikçe batmak gibi, kurtulmaya çalıştıkça daha da yalnızlaşırsın. Sonunda vazgeçmekten başka çare kalmaz.. Ve bazen, bizi güçlü yapan bırakmaktır. İşte o zaman güçlenirsin. Aramaya inanmanın hiçbir işe yaramadığını anladığında mutluluğun sadece hayallerimize sığabilecek kadar gerçek olduğunu anlarsın. Öğrenirsin. Gerçek dünyada mutluluk aranmaz.. Yalnızlık ise gerçeğin ta kendisi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |