..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Mustafa Yıldırım




5 Temmuz 2014
Kimi Bozgunlar Verimlidir  
Mustafa Yıldırım
İsterseniz bir ziyarete gidelim. Napolyon'dan, Sezar'a, Büyük İskender'den Sokrates'e kadar tarihin akışını değiştiren her çeşit insan ile akıl hastanelerinde tanışabiliriz.


:ABII:
Hemen hemen herkes olumsuz gerçekleşen bir olayın ardından "Her işte bir hayır vardır" der.

Bu söz ağızlarda klişe haline gelse de bir çoğumuz bunun ne manaya geldiğinin farkında olmayız.

Aslına bakıldığında insanın hayatını etkileyecek çok büyük bir sözü telaffuz ederiz ama içerdiği gerçek manayı anlamaktan çok uzak dururuz.

Evet, kimi bozgunlar verimlidir.

Her işte bir hayır vardır sözünü size hatırlatır. Burada hayır olan insanın kendini tanımasıdır.

Hepimiz biyolojik anlamda beşer varlıklarız. Toplumsal olarak var olduğumuzda ise insan sıfatını alırız. Biz insanlar kendimizi tanıdığımız sürece bu sıfatımızın önüne yeni sıfatlar ekleriz.

Zalim veya merhametli, iyi veya kötü, hain veya güvenilir, çalışkan veya tembel gibi sıfatlarının hemen hemen hepsi insanın kendini tanıması ile ilişkilidir.

Çünkü, eğer biz kendimizi tanırsak nerede ne hareket yapacağımızı da bilir ona göre davranırız. Eli açık, kimseye hayır diyemeyen biri iseniz ticarete atıldığınızda veresiyeden batacağınızı bilirsiniz. Ya girmeyeceksiniz ya da ona göre önleminizi alacaksınız.

Yunus Emre, "İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir" diyerek yüzyıllar ötesinden bu konuya dikkat çekmiştir.

İnsan kendini bilecek. Bu bilme ile nerede ne yapacağını, nasıl davranacağını kestirecek, olmayacak işlere girişmeyecek.

Peki, insan kendini nasıl bilecek ve tanıyacak?

Unutulmamalı ki, kendini, kendi fikirleri ile tanıyan insana deli derler.

İsterseniz bir ziyarete gidelim. Napolyon'dan, Sezar'a, Büyük İskender'den Sokrates'e kadar tarihin akışını değiştiren her çeşit insan ile akıl hastanelerinde tanışabiliriz.

Onlar kendilerini öyle tanıyor ve toplumunda öyle kabul etmesini istiyor.

Doğrusu ise insanın kendini toplum içinde tanımasıdır.

Aklı yerinde olan bizler kendimizi ancak, toplum içerisindeki ilişkilerde tanırız.

Hani bir şeyin tanınması için de tanışma şarttır ya; o misal kendi kendimizle tanışmamız için de toplumla ilişki anında kendimizin farkında olmamız şarttır.

Ama çoğumuz, ilişki içindeyken kendimize bakamıyoruz. Yargılıyor, değerlendiriyor, karşılaştırıyor, inkar ya da kabul ediyor, ama asla olanı gözlemlemiyoruz.

Kafamızda şekillendirdiğimiz bir çok şeye önce kendimizi inandırıyor, sonra herkesin buna inanmasını istiyoruz.

İşte bozgun da burada yaşanıyor. Hele hele sizin inandıklarınıza inanan bir kaç kişi daha yandaş buldunuz mu?

Değmeyin felakete.. Cehennem olsa göğsümüzde söndürürüz.

Evet, bizler bıdı bıdı konuşup, karınca misali hareket ederken gerçeği göremiyor olayların farkına varamıyoruz.

Girdiğimiz ilişkilerin içerisinde farkındalık gözümüzü açamıyor, kendimize bakamıyoruz. Farkında olmadan gördüklerimizi ise anında suçlamaya ya da doğrulamaya çalışıyoruz.

Hak vaki olup yanlış hesap Bağdat'a dahi gitmeden geri döndüğünde, göğsümüzde söndüreceğimiz cehennemin sıcağı bizi yakıyor. Bıdı bıdı dillerimiz susuyor, ya da lafı güzaf edip duruyor. Suratlarımız asılıyor. Somurtup kalıveriyoruz.

Ancak bilmeden de şunu söylüyoruz hani; "Her işte bir hayır vardır"

Hayır vardır var olmasına da hayrı bulmak da önemli.

Kimseyi suçlamadan, eğer diye bir kelime kullanmadan, sadece gözlemleyip gelinen sonucun nasıl geliştiğine odaklanırsak hayrı bulduk demektir.

Giriştiğimiz işin sonucu bozgunda olsa işte o zaman hayırlı olur.

Kimi bozgunlar bazen verimlidir, adama kendini tanıtır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Vaatlerle Gelen Cehennem...
Ağla Bülbülüm Ağla ki Tam Ağlanacak İş...
ve Silkelenir İnsan
Anlamak İse Zordu
Ağlamak İçin Haklı Olmak Lazım...
Marifet Eşikten Ötesini Görebilmekmiş...
O Gözlerimle Bakamaz Oldum
Savaşan Ruh
Bazen


Mustafa Yıldırım kimdir?

1973 Tokat doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Samsun'da tamamladım. 1995 yılında Diyarbakır'da askeri personel olarak göreve başladım. 2005 yılında malulen emekli oldum. 2005 - 2010 yılları arasında Samsun yerel gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü yaptım. 2010 yılında basın sektöründen ayrılma kararı aldım. Halen özel bir şirkette yönetici olarak görev yapmaktayım.

Etkilendiği Yazarlar:
Krisnamurti, Erich Formm, Herman Hesse, Montaigne, Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.