..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Mustafa Yıldırım




5 Temmuz 2014
Vaatlerle Gelen Cehennem...  
Mustafa Yıldırım
Dicle nehri dökülen kanlar ile al rengine döndü. Geriye ise halkın ağzında bir atasözü kaldı: "Sana öyle bir kötülük edeyim ki, Timur etmemiş ola"


:ADDA:
Şiştt uyan. Şiştt sende uyan. Şişştt sizde uyanın.

Şiiştt.

Oooooo narkoz yemiş gibi uyuyor millet.

Bu kadar kişi nasıl uyanır ki,

Hadi uyumalarını anladım da,

Kim nasıl ve ne ile uyuttu bunları onu anlamak lazım?

Çilli horoz gibi kesilecekler ruhları duymuyor.

O zaman biz uyumayanlara sesleneceğiz başka çaresi yok..

Ey millet!

Her kim uyanık ise uyuyanları uyandırsın.

Tez vakte kadar, Timur'un akıncıları gelecek.

Alayımızı sıradan geçirecek.

Timur nereden çıktı demeyin.

İşte bunu onlar diyemedi.

1402 yılında herkes uyuyordu.

Timur ise ektiği ekinleri hasat ediyor, Ankara'da Yıldırım Beyazıt'ı bozguna uğratıyordu,

Derviş kıyafetindeki adamların savaştan önce Osmanlı Devleti'nin her yanında Timur lehine yaptığı propagandalar netice vermişti.

Savaş esnasında Yıldırım Beyazıd'ın ordularından Timur'un ordularına geçenler nasıl bir narkoz ile uyutulup kendi halkına ihanet ettiğinin farkına vardıklarında ise iş işten geçmişti.

Yapılan propagandalar ile kurtarıcı olarak gösterilen Timur, benzerlerine katmer katmer rahmet okutturacak zulüm ve işkenceler ile Anadolu halkına uyumanın ve uyutulmanın bedelini ödetti. Sadece Sivas'ta kazdırdığı çukurlara 4000 kişiyi diri diri doldurup, üzerlerini toprakla örttürdü.

Timur'un vaadettiği çıkarlar için ülkesine ve kendi insanına ihanet edenler ile ihanet edenleri görmezden gelenler daha ağızdan çıkan söz bitmeden, hizmet ettiği insan tarafından cezalandırıldılar.

Dicle nehri dökülen kanlar ile al rengine döndü. Hiç kimsenin kanının akıtılmayacağına dair yeminler ederek propaganda yapan Timur, bu sözünü Anadolu insanına kesik başlardan oluşan kuleler, ölülerden meydana gelen geniş geniş tarlalar hediye ederek tuttu.

Timur'dan geriye ise halkın ağzında bir atasözü kaldı: "Sana öyle bir kötülük edeyim ki, Timur etmemiş ola"

Aslına bakarsanız, Timur'un uygulamış olduğu mezalimi halk kendi kendine istemişti.

Propaganda ile tahrif edilmiş gerçeklere inanmış, zalimi kurtarıcı olarak görmüştü.

Ne yazık ki, insanoğlu yaşananlardan dersler çıkarmakta pek de o kadar hünerli değil.

Hal böyle olunca tarih boyunca ne Timur'lar azalmış, ne de Timur'a inanan insanlar inanmaktan vazgeçmiş.

Sonuç ise hep aynı olmuş. Vaatlerle gelen Cehennem...

Roma üzerine yürüyen Hannibal, akınları ile Dünya'yı kasıp kavuran Atilla ve Cengiz Han hep bu tür taktiklerle gelmiş, geride korku ve dehşet bırakmışlar.

Pek acıdır ki, tarihte bu tür insanların ve grupların kuklası olmuş, Truva atı gibi kendi insanına, kendi birliğine ihanet etmiş kişilerin karakteriksel özellikleri de çıkarları da hep aynı olmuştur.

Ölümcül yaralar ise kuruş dahi etmeyen menfaatlerden meydana gelmiştir.

Hani adamın biri köle alır. Hakkında çıkarcıdır derler, "Boş verin kölenin çıkarından ne olacak" der.

Bir zaman sonra adamın düşmanları köleye yanaşarak ala öküz sözü verir. Ala öküzün sevdası ile kendinden geçen köle hemen işe koyulur. Efendisine giderek "Efendim, eşiniz sizi aldatıyor. Bu gece gelecek siz uyurken usturayla boğazınızı kesecek" der.

Kadına da gidip "Hanım efendim, eşiniz, sizin üzerinize kadın alacak. Boğazından bir kıl getirirseniz ben bu işi hallederim" der. Adam gece tilki uykusunda iken kadın elinde usturayla gelir ve adamın boğazına yaklaşırken adam, kadının elinden tutar ve usturayı kadının boğazına götürür ve keser. Kadının kardeşleri gelir adamı öldürür, adamın kardeşleri gelir karşı tarafa saldırır.

Velhasıl bir ala öküze koca sülale yok olur.

Bir insan sözü ancak o sözün doğru olabileceği yerden dinlemeli. Her ressamın çizdiğine aşık olan sanat meraklıları gibi herkesi hayran hayran dinlememeli.

"Köroğlu orada yanlış yapıyor. Ben olsaydım.." diyen kişiye zekat olarak "Orada seni de gördük. Fare tıkırtısından hanımın arkasına sığınıyordun" sözünü söylemekten çekinmemeliyiz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ağla Bülbülüm Ağla ki Tam Ağlanacak İş...
ve Silkelenir İnsan
Kimi Bozgunlar Verimlidir
Anlamak İse Zordu
Ağlamak İçin Haklı Olmak Lazım...
Marifet Eşikten Ötesini Görebilmekmiş...
O Gözlerimle Bakamaz Oldum
Savaşan Ruh
Bazen


Mustafa Yıldırım kimdir?

1973 Tokat doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Samsun'da tamamladım. 1995 yılında Diyarbakır'da askeri personel olarak göreve başladım. 2005 yılında malulen emekli oldum. 2005 - 2010 yılları arasında Samsun yerel gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü yaptım. 2010 yılında basın sektöründen ayrılma kararı aldım. Halen özel bir şirkette yönetici olarak görev yapmaktayım.

Etkilendiği Yazarlar:
Krisnamurti, Erich Formm, Herman Hesse, Montaigne, Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Yıldırım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.