..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Y. Aynur Öztürk




26 Ağustos 2014
Sihir midir Keramet midir Bu Şemsiye?  
Y. Aynur Öztürk
Şemsiyesini açan, yüzleştiğim içimdeki can dostuma: Sevgilerden yağmur damlalarının küçük dokunuşları


:AHCI:

O hep bana can dostum der. Ben de kızınca ona çıksın canın derim. O bana şımarır. Ben de ona küçük bir tebessümle gülümserim. Beni bana anlat dediğinde. Hep beni sanat yönümle eleştirir. Bilmez misin ey şemsiye, keramet gökyüzünde. Sana bazen serzenişlerim bazen hüzünlerim bazen de sevinçlerim olur. Ama o hep şemsiyesini koluna takıp yanımda olur.

Bazen dostsuz kaldığımızı ifade ediyoruz. Görüşmesek bile dolaylı da olsa, aştığın şemsiye gölgem oluyor. Siyah beyaz bir puantiye yağmurla getirdiği küçük şemsiye. Sen gülümsemeye devam et. Gülümsemeye de devam ediyorum. Biliyorum ki sen bir bardak su içinde berrak, duru, küçük, yaramaz bir şemsiyesin. Aman aman dikkat can dost! Rüzgâra kapılma sakın, ters dönmesin şemsiyen elinde kalır sonra sapı.

İkinci el şemsiyeler bize uymaz. Rüzgârda kırdığın şemsiyelere de yer yok. Sanma ki sadece yağmurda açılır. Güneş tepeme geçmesin diye gölge ettiğin zamanlarda çok. İşte can dost dedin mi, can dost! Öyle can dostlar var ki, cana can katar. Yeri gelir kıskanılır yeri gelir kızılır. Bu can dostlar arasında isimler saymak gerekirse öyle sınırlıdırlar ki. Bir elin parmaklarını geçmezler. Bir elin avuç içi ayası kadar koruyucu bir şemsiye.

Can dostum hayatına can katan bir oyunu oynar. Sergiler selam verir ve bitirir. Oyunun adı can sıkıntısı.

Bir gün can dost bir şeye kızdığında sorar:
Sen sıkıldın mı, ne yaparsın?
Sıkıldım mı oyunu bitiririm.
Der can dost can dostuna.

Hakikaten can dostum inişleri ve çıkışlarıyla beni öyle şaşırtır ki. Bazen yüzüne baktığımda onu tanıyamadığımın farkına varırım. Sanki beni itiyormuş gibi gelir. Oysa benim yerim onda dondurmanın soğuk tadında gibidir. Külahını ısırdığım dondurma kabının çıtırtısı sözlerimin vurgusunda gizlidir.

Onu iyi tanıyorum. Can dostumun iç sesi şöyle diyor: Gün gelip bana değer vermez olduğunda senin yanında yer alıp kendime karşı çıkacağım…

Yağmurlu ya da sıcak bir hava fark etmiyor onun için. O renkli şemsiyeleri seviyor. Gün ışığına baktığında bir güvercinin güneşlenişinde. Yüzüne aldığı tebessümde bana gel deyişinde. Ya da bir martının tepemizde uçuşunu sesindeki ahenginde yakalayışı beni öyle şaşırtır ki. Ve yaşadığı gecenin sonu sabaha uyanışları. Akşamki insanı götürüp yerine yaşama neşeyle bakan bir kadının gelişiyle olur. Bir bakmışsın çocuk bir bakmışsın olgun bir bakmışsın kadın. Yağmurda yürürken açtığı renkli şemsiyenin altında yürürken endamında bir İstanbul hanımefendisi. Ani bir çıkışla şemsiyesini kapatan yaramaz bir çocuk.

Baktığında ikisi arasında duygularının hüzün mü sevinç mi olduğunu anlayamadığım can dostum. Uykumdan uyandırdığında şaşkınlığım. Rüyada olduğumu zannetmem. Onun gülüşündeki gülüşüne gülüş katmam. İki can dostun hüzünlerini unutmasına sebeptir. Yargılar hiç umrunda değildir can dostumun. O anı yaşar. Önce kapalıyken herkese uyum sağlamaya çalışırdı. Şimdi artık kendiyle yeniden tanıştı ve kendiyle barışmayı başardı. Kapalı kapılarını açtı ve kendini dostlarının sevecen kollarına bıraktı.

Tokyolarını giymiş can dostum. Kumsalda şemsiyesi, şezlongu, havlusu, kıyısı. Can dostu yüzüyor. Elinde denizden çıkmış üzerine geliyor ve silkiyor. Can dost şemsiyesini denize doğru tutuyor. Nasıl bir şemsiyedir? Sihir midir keramet mi? Gök kubbenin altında herkesin hayalindeki can dostu duşa giriyor. Yıkanıyor, arınıyor. Geriye savurduğu saçlarından bir tutam yosun kokusu kalıyor. Hadi be şemsiye! Şimdi git işine.


                        



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşk Mevsimi [Şiir]
Olmuyor İşte [Şiir]
Adam Gibi Adam: Benim Babam! [Şiir]
Son Noktada [Şiir]
İstanbul [Şiir]
Adam Sende [Şiir]
Kristal Yürek [Şiir]
Şimdi Gidiyorum [Şiir]
Nisanın Gizlisi [Şiir]
Ben Giderken [Şiir]


Y. Aynur Öztürk kimdir?

Beni benden iyi anlatan dostlarımdır diyerek topu bana (Didem Duruöz) atan can dostumu sizlere tanıtmak isterim. Bendeki Sen: Sevecen tavrıyla dobracı olan, hayatı gülümseyerek karşılayan, sanat aşığı, ebru teknesinde kendinden geçen, eski osmanlı evlerinin resimlerini çekerek minyatürize ederek hayata döndüren, içinde adeta kendini yaşayan, çiçek dostu, çocuklarla çocuk büyüklerle büyük olmayı bilen yaramaz bir kadındır. :)

Etkilendiği Yazarlar:
Severek takip ettiğim yazarlardan bazıları: Elif Şafak, Aret Vartanyan, Doğan Cüceloğlu, Marlo Morgan, Arthur Schopenhauer, Yaşar Kemal, Nazım Hikmet Ran, Robin Sharma


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Y. Aynur Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.