Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Yarım kalan aşklar tamamlanmamış cümleler gibidir: Saklanmış duygular, beklenmedik bir veda, zor anlar, zor yıllar. Ayrılık, aradan geçen yıllar, ne çok şey vardı. Öyküyü kim anlatacak? Gizli bir an dönüşü, hayallerde bile değildi. Zihin kuşları uçuyordu, konuşuyordu susanlar göç başlıyordu. Sanki kargaların ziyafeti konuşuluyordu. Yabancı bir koku sinmişti cennete. Bileti bile olmuyordu elimizde. Cennetin girişini biz mi bulamıyorduk? Hayallere kapılma bu güller senin için değil! Sev diyemem ki sana. Neden varız ki bu varışta? Sen İlkbaharımın rüyası idi. Benim baharım ise geçişti Sonbahara. Ay ışığının sonatını seyrederken güneşin ışınlarını hissetmiyordum. Alaycı bir kuş konuşuyordu dönüşümün ardında. Bir mucize olmuştu duygular. Beni bir kitapçıya götürdü adımlar. Rakının ardındaki adamı görüyordum. Ve bir bağlantı vardı geçmişimi sildiğim dansta. İçimizdeki biz sorguluyordu beni. Nasıl bir ilişkiyi benden beklemişti? Belki farklı bir duruş istediği? İçkinin sendromundaki hayallerinde, beklediği benim vücudumdaki bir başka düşün gezintisi. Uzaklaşmak belki senden kaçmam ve susmam olacaktı. Çatışmadan kaçıyorum ve gülüyorum. Korkunun ecele faydası yoktu. Oyuncak misali bir ufaklıkdın aslında. İsyan bu ya İstanbul değildi seni yutan. Bir bilseydin! Kurtlarla koşan bir kadın vardı kollarında. Belki bir anlık bir mutluluk için: Umut ilkesi itiraflarda gizli. Sınırdı, bir nostalji geleceği olmayan bir adamın dramı. Tepkisiz bir kalış gidişinde, başkalık deneyimi seni uğurlamak bu oyun içinde. Alıntısı, belki klasik oyunlar gibi çocukluğumun içindeki düşlerde, bütün oyunları sergilemişti, bir anlık geçişte içkinin bağımlılığında. Beklerken, rolüm sana eşlik etmekti. Bahar, ben ve o yatakta boşluğunu dolduran yabancı şimdi, ikimizde bu rüyanın esintisinde. Oysa sen sadece bir bölümü idin sakın şaşırma bu söylediklerime. Estetikliğinin olmadığı, cinselliğini sergilediğin diğer kadınlar sana tapınsalar da, ben sınır ötesi ruhuma asla bu rüyayı görmesini önermedim. Belki bu dans ikimiz için değildi. Farklı nağmeler dinleyeceğiz bizden kalan izlerde, öykülerini güfte yapacağız. Kendini aldatma, insanın anlam arayışı farklı, içimizdeki seslerse ayrı. İnsan isterse unutur. Ve ben de bunu hem şimdiye hem de geleceğe taşıdım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Y. Aynur Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |