Sırtı Yere Gelmeyen Pehlivan
(HASAN MAHİR) 8 Nisan 2004 |
Toplumcu |
| |
İhtiyarın nefesi yavaşladı, yüzünü yorgun bir tebessüm kaplarken, bulutsu gözlerinden birkaç damla yaş hastane nevresiminin üzerine döküldü.
Koğuşta bulunan her kes sukutun limanının da demir atmış, ihtiyarla düğün harmanlarına gitmişti.
Doktor “ Hayd |
|
Dağsız Kentlerin Dramı
(HASAN MAHİR) 8 Nisan 2004 |
Doğa ve Dünya |
| |
Önce dağlara yağar kar, sonra eğilir dağlardan ovanın düzlüklerine. Köy köy, şehir şehir beyaza bürünür her yer. Dağlar yeşillendiğinde anlarız baharın geldiğini. Dağlarda menekşeler açtığında biliriz bahar havasını. Dağlarda ongunlaştıkça yeşil tonları, |
|
Türk Erkekleri Kadınlaştırıyor
(HASAN MAHİR) 14 Ocak 2004 |
Popüler Kültür |
| |
Bazı kanallarda özellikle kadın tavırlı erkek olarak adlandırılan kişiler program yapıyor yada programlara konuk oluyor. Bu programlar her geçen gün biraz daha artmaktadır. Görünüşte erkek gibi görünen bu kişilerin giyimleri kadınımsı. Kaşlarını almış kad |
|
İz
(HASAN MAHİR) 11 Kasım 2003 |
Özlem Şiirleri |
| |
Eylül kadar hüzünlü /
Nisan kadar doluyum /
Düşüyor günler takvimlerden /
Ölümün sahillerine yaprak yaprak |
|
Türkiye Cumhuriyeti’nin Sonu Geliyor
(HASAN MAHİR) 11 Kasım 2003 |
Politik Olaylar ve Görüşler |
| |
ELİ KALEM TUTANI, DİLİ KONUŞANI, GÖNLÜ VATAN ÇARPANI, AYDINI, DÜŞÜNENİ, ŞEHİRLİYİ, KÖYLÜYÜ, DİNDARI, MİLLİYETÇİYİ, ALEVİYİ SÜNNİYİ, TÜRKÜ KÜRDÜ KISACA BU ÜLKEYİ SEVEN HERKESİ:
GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ
|
|
Yalancı Bahar
(HASAN MAHİR) 1 Kasım 2003 |
Didaktik |
| |
Güneş yerini karanlığa bırakması ile beraber bütün leylekler sazlıklardan birer birer dönmüşlerdi. Bir birleri ile gün hakkında konuşuyorlardı. Söz dönüp dolaşıp uzaklarda bıraktıkları yuvalarına geliyordu. Artık buralardan sıkılmışlardı. Burada kendileri |
|
Garibanın Parkesi
(HASAN MAHİR) 1 Kasım 2003 |
Yaşam |
| |
Üzerine eski gazete örtülür /
/
Dört sütunluk bir haber olur /
/
Bilmeme kimim gazetesinde /
/
Kimin umurunda ulan /
|
|
İçimizdeki Arka Sokakla
(HASAN MAHİR) 1 Kasım 2003 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Rüzgar kaldırır “ben”lerimizi havalara omuzlarımıza yeniden takarız “büyük adam apoletini”. Yanıp söner vitrinde ışıklar maskeli baloda olduğumuzu bile bile hep beraber yürürüz. |
|
İhl Leri Irakta İstihdam Edelim Paşam
(HASAN MAHİR) 31 Ekim 2003 |
Entelektüel |
| |
İHL’lileri Irak’a gönderdiğinizde içiniz rahat olur. İHL ler” Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak” formülü ile istidam edilmiş olurlar. Sizde sıcak yataklarından uyandırdığınız çocuklarınızın başlarını okşayarak özel okullara gönderirsiniz. Ceplerine koyacağı |
|
Töre
(HASAN MAHİR) 31 Ekim 2003 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Derin bir sessizlikle zor yutkundum.Oysa ne güzel bir aşkları vardı.Güzel bir yuva kurup mutlu olacaklardı.Küçük bir evleri,evlerinin avlusunda çocukları olacaktı.Tüm düşüncelerim allak bullak oldu.Hani bir yanımdan vuruldum.Yer sofr |
|
Aşk Her Zaman Merhamet İster
(HASAN MAHİR) 31 Ekim 2003 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Aşk tutkuların kavrulduğu çöl gibi yakar yüreği, denizlerin bilinmez yerlerine gizlenmiş girdaplar gibi çeker insanı içine. Aşkta sormak yoktur, cevap aramak yoktur. Bu yüzden aşk gönüllü bir körlüktür. |
|
|
dudağımdaki bir ıslıksın sen
hiç susmayan
|
|