..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Didaktik > HASAN MAHİR




1 Kasım 2003
Yalancı Bahar  
HASAN MAHİR
Güneş yerini karanlığa bırakması ile beraber bütün leylekler sazlıklardan birer birer dönmüşlerdi. Bir birleri ile gün hakkında konuşuyorlardı. Söz dönüp dolaşıp uzaklarda bıraktıkları yuvalarına geliyordu. Artık buralardan sıkılmışlardı. Burada kendileri


:BDBE:
 
 
Güneş yerini karanlığa bırakması ile beraber bütün leylekler sazlıklardan birer birer dönmüşlerdi. Bir birleri ile gün hakkında konuşuyorlardı. Söz dönüp dolaşıp uzaklarda bıraktıkları yuvalarına geliyordu. Artık buralardan sıkılmışlardı. Burada kendilerini misafir gibi görüyorlardı. Buraya kışı atlatmak için gelmişlerdi. Baharın gelmesi ile tekrar evlerine döneceklerdi. Bahara da bir şey kalmamıştı şunun şurasında. Hepsini gözlerinde büyük emeklerle yaptıkları eski evlerin damlarında, telefon direklerinin üzerindeki evleri geliyordu. Yaşlı leylekler evlerini düşündükçe derin bir ah çekiyor içlerini efkar basıyordu. Gençler ise daha kıpır kıpırdı. Onlar bir an önce evlerine dönüp Anadolu’nun yaylalarında ovalarında süzülmek istiyorlardı.
            Şimdi dedi leyleklerden biri, karlar ermiş, sazlıklar suyla dolmuş, menekşeler dağlarda boy göstermeye başlamıştır dedi. Bunu duyan yaşlı leylek “hayır daha henüz erken en az yirmi gün var dediklerinin olması için.”
 Yaşlılar aralarında konuşurken genç leylekler de arada onlara bakıyorlar aralarında bir şeyler  fısıldıyorlardı.
Leyleklerin lideri olan leylek gençlere dönerek sordu? “Neler fısıldaşıyorsunuz yine?” leyleklerden en çaylak olanı “ artık gidelim diyoruz yuvamıza bahar nasıl olsa geldi” Lider leylek onlara baharın daha gelmediğini, havaların iyi olmasının onları yanılmamasını anlatmaya çalışsa da, genç leylekleri bulunduğu toplulukta bir uğultu koptu. Hiç kimse yaşlı lider leyleği dinlemiyordu. Genç leyleklerden biri lider leyleğe dönerek “Biz artık yuvamıza dönmek istiyoruz. İster herkesi toplarsın gideriz isterseniz siz yaşlılar burada kalırsınız biz gideriz.” Arkasından alaycı bir ifade ile “ Sizde bahar geçince gelirsiniz” dedi. Gen leyleklere dönerek “ Arkadaşlar yarın sabah yuvalarımıza dönüyoruz herkes hazırlansın” dedi.
Lider leylek konuşmak istedi, ama gençlerin onu dinlemeye niyeti olmadığını anlayınca sustu. Yaşlı leylekler lider leyleğe genç leyleklerin baş kaldırmasını, onu dinlememesini, onun tecrübelerinden yararlanmamalarına çok üzüldüler. Onları iknâya çalıştılarsa da başarılı olamadılar.
Güneş dağın arkasından sıyrılıp leyleklerin üzerine vurunca bir hareketlilik başladı. Genç leylekler hazırlanmış yaşlılarla vedalaşıyordu. Lider leylek sürekli susuyordu.
Vade töreni bitince genç leylekler havalandılar, lider leylek ve diğer yaşlı leylekler arkalarından el sallıyordu. “Yolunuz açık olsun, kendinize dikkat edin, sizi seviyoruz” diye bağırıyorlardı. Artık gözden kaybolmuşlardı, yaşlı leylekleri bir hüzün sarmıştı. Bir ara herkes lider leyleği işaret ederek herkesin ona bakmasını istediler.
Lider leylek diğer leyleklerin kendisine baktıklarının farkında bile değildi. Sadece gidenlerin arkasından uzun uzun bakıyordu. Bir ara gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Bütün leylekler şaşırdılar çünkü lider leyleği ilk kez ağlarken görmüşlerdi.
Uzun yolculuğun arkasından genç leylekler yuvalarına dönmüşlerdi. Herkes kendi yuvasına yerleşiyordu. Leylekleri gören çocuklar seviniyorlardı. Büyükler leyleklerin baharı getirdiğini söylerlerdi. Ancak yaşlılar leyleklerin bu erken geldiklerini düşündüler.
Genç leylekler sazlıklarda süzülüp birkaç lokma yiyecek bulduktan sora güneşin batışı ile yuvalarına döndüler. Karanlık bastırdıkça hava sıcaklığı iyiden iyiye düşmeye başladı. Genç leylekler üşüdükçe ısınmak için bir birlerine sokuluyorlardı. Gece ilerledikçe kar yağmaya başladı. Karla beraber dondurucu bir rüzgarda esiyordu. Sabaha doğru etraf dona çekmişti. Sabahın ilk ışıkları ile beraber her yan bembeyaz bir örtü ile örtülüydü.
On beş yirmi gün sonra karlar erimiş, şeftaliler açmış, menekşeler pelit ağaçlarının dibinde gülümsüyorlardı. Artık bahar gelmişti. Baharın gelmesi ile beraber yaşlı lider leylek tüm sürüsünü toplamış yuvalarına dönmüşlerdi. Sürüdeki leyleklerde bir heyecan vardı. Kendilerinden önce göç eden genç leylekleri merak ediyorlardı. Hepsinin içinde bir endişe hakimdi.
Yaşlı leylekler yuvalarına geldiklerinde korkunç bir manzara ile karşı karşıya kaldılar. Kendilerinden önce göç eden genç leyleklerin hepsi donarak ölmüşlerdi.
Lider leylek sürüdekilere döndü. Onları teselli edecek birkaç kelime söylemek istiyordu. Kelimeler boğazında düğümlendi, konuşamadı. Gözlerinde gagasına doğru bir hüzün yaşı süzülüyordu…
 
 
 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sırtı Yere Gelmeyen Pehlivan
Töre

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ele Benzemezdin Sen [Şiir]
Garibanın Parkesi [Şiir]
Ben Aslında Buralı Değilim Hemşerim [Şiir]
İz [Şiir]
Minyatür Yüzlü Kız [Şiir]
Dağsız Kentlerin Dramı [Deneme]
Bazen Çekilmeliyiz İçimizdeki Hira’ya [Deneme]
İçimizdeki Arka Sokakla [Deneme]
Aşk Her Zaman Merhamet İster [Deneme]
Her Sonbaharda Düşünce Katili Oluyoruz. [Deneme]


HASAN MAHİR kimdir?

Hiç kimse

Etkilendiği Yazarlar:
Nfk


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HASAN MAHİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.