• İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler |
121
|
|
|
|
“Biz Kenan ülkesindeki Sayda’nın oğulları… 10 gemiyle Ezion-geber’den Kızıldeniz’e doğru seyrediyorduk. Baal bizi ayırdığından bu yana, iki yıldır Afrika kıyıları boyunca denizde diğer arkadaşlarımızla bir daha karşılaşamadan dolandık. Sonunda 12 adam ve 3 kadın buraya geldik… dileriz yüce tanrılar ve tanrıçalar bize yardım eder.” |
|
122
|
|
|
|
1905'te siyâsete atıldı. Çarlık yönetimine karşı gizli bir dernek kurdu. Takibata uğrayınca Türkiye'ye kaçtı. 1913'te Çarlık yönetimi af çıkarınca Bakü'ye döndü. |
|
123
|
|
|
|
Solon'dan bir kaç söz:
Adaleti ödül beklemeden yerine getir
Büyük işlerde herkese yaranmak zordur
Yeminden çok karakter soyluluğuna güven.....
Hiç durmadan öğrene öğrene yaşlanıyorum.
|
|
124
|
|
|
|
Ayağa kalkınız. Ben Sultan Mehmed, hepinize söylüyorum ki, |
|
125
|
|
|
|
“Eğer padişah sen isen, devletimizi müdafaa etmek için gelin ve eğer padişah ben isem, sana emrediyorum, derhal ordumuzun başına geçin ve emrime itaat edin.” |
|
126
|
|
|
|
Almanya’daki Faşizan geleneğin nasıl dünden bugüne bir arka planı varsa orada, acaba Avusturya için de cinsel saplantının bir geçmişi olabilir mi? diye merak ettim. Kaynaklara baktığımda Ortaçağ Avrupa’sı ile ilgili şu bilgilere ulaştım;
Kral Sigismunt, 1414 yılında beraberinde sekiz yüz atlı olduğu halde birkaç günlüğüne kalmak üzere Bern’e gider. |
|
127
|
|
128
|
|
|
|
O'nu Anmak, O'nu anlamadan gecer...! |
|
129
|
|
|
|
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, tapınma ve din özgürlüğü de demektir. (1930) |
|
130
|
|
|
|
Bence Atatürk'ün gerçekleştirmeyi istedikleri... |
|
131
|
|
|
|
Şair Can Yücel’in babası, ayrıca Japonya kıyılarında batan Ertuğrul Fırkateyni'nin kaptanı Ali Beyin torunudur. |
|
132
|
|
|
|
İnsaoğlunun lebinden dökülen sözle, kaleminden süzülen kelamının; kalbe doğan tesiriyle sıcak bağını hesaba katarak O'nun eşine karşı davranışlarını anlatmalıyım sizelere. Onun yüzünü hiç görmemiş olsam da; görmüş olanlar kadar çok sevmeyi ve sevgisinin hakkını verebilmeyi temenni ediyorum.
O'nun yaşantısıyla verdiği canlı örnekliğe baktığımda eşler arası zarif davranışların, anlayış ve yardımlaşmanın kılıbıklık değil bilakis kalbi ılıklık olduğuna şahit oluyorum. Eğer eşlerin birbirine güzel davranması kılıbıklık olsaydı kendisi kılıbıkların en önde gideni olurdu sanırım. Elbette O kalbinin ılıklığını günümüze kadar taşıyan insanlığın en güzel örneğiydi. |
|
133
|
|
|
|
Dış politika bir toplumun içyapısı ile sıkı sıkıya ilgilidir. Çünkü iç yapısına dayanmayan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar. Afyon, 23. 03. 1923 |
|
134
|
|
|
|
Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukanın üstüne koysunlar! |
|
135
|
|
|
|
Birgün Bir Sır Çocuğu..
Kale Yokuşlarında..
Kağıt toplarken.
Bir koku çarpacak burnuna ve yayılacak genzine doğru.
Gözleri bir duvar dibine ilişecek ve..
Orada güneşin ilk ışıklarına pırlantalar döken..
Bir küçük şişecik bulacak ... Rengi Firuze..
Eğilecek ve alacak= O 'nu duvardibinden..
--Anneee.! diye bağıracak....
Bak ne buldum.!?
|
|
136
|
|
|
|
• Uygar olmayan insanlar, uygar olanların ayakları altında kalmaya maruzdurlar. 10.10.1925, Akhisar. |
|
137
|
|
|
|
25 bin askerden 20 bini şehit edilmişti. Bu şühedanın içerisinde Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa dahi vardı. Bundan başka 3 bin esir ve 230 kadar geminin 190'ı da kaybedilmişti. |
|
138
|
|
|
|
Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. |
|
139
|
|
|
|
Yeniçeriler, suçlarını anlayıp, "hepimiz günahkarız" diyerek, padişahtan af istediler |
|