..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Taner SARGIN




8 Haziran 2011
Hayal Gücünün Paradigması 2  
Beynimizde ürettiklerimizi mi yaşıyoruz?

Taner SARGIN


Ama bunlar kimdir sıradan bir vatandaşla niye uğraşmaktadırlar? Sercan’’ın bunlarla uğraşacak gücü yoktur. Ne zaman nereden çıkacakları belli olmayan bu adamlar isteseler ücra bir köşede aniden çıkıp kaybedebilirler onu!


:AHIH:
Öyle ya insanlara bu şekliyle bir şey anlatamazdı. Her zaman her şeyi hazır bulmaya alışmıştı insanlar. Birileri onların yerine düşünmeli ve kolayca alabilecekleri hale getirmeli. İnsanlardaki düşünce tembelliği işte! Nasıl elleri bir şeyleri tutup şekillendiriyorsa kafasından geçenleri yoğurup işlemeliydi.

Akşam olunca kafasını yastığa koyar koymaz, gün içinde aldığı tüm iletiler beyninden tek tek geçerdi. Geçerken bir süzgeçten geçmişçesine durulurdu: Netleşen her bilgi, beyninde ilgili hücre grubu tarafından örgenleşir. Akson ve dentritleriyle o bölgede bulunan hücrelerle sinapslar oluşurdu.

Parkta kafasından geçenleri genel bir değerlendirmeyle analiz etmeye başladı. Bunu yaparken daha önce depo ettiği bilgiler seferber oldu. Evet, o güne kadar okuduğu öğrendiği her şey dağınık bir halde iken; parka girdiğinde tüm bu bilgilerin üzerine yeni bir yazılım programı oluşmuş kapasitesi artmış gibi bir durum ortaya çıkmıştı. Aslında içinde olan potansiyeli keşfetmişti. Bilginin kotarılmasını, aslında var olan potansiyeli kullanmaya başlamıştı. Hala net olmayan şeyler vardı.

Henüz bir tanımını bulamadığı bu durumu insanlara nasıl anlatmalıydı. Tereddütleri de yok değildi. Hem İnsanlar ona inanmayabilirdi. Çünkü insanlar o güne kadarki hayatlarının dağınıklığı içinde yaşamaya alışmışlardı. Peki, bu alışkanlık nasıl değiştirilebilirdi. İnsanın beyni bilgisayardan farklıdır. İnsanın karar verme mekanizması ’’ hemen hemen ’’ ilkesine göre çalışır. Bilgisayar ise ’’ve ’’ , ’’ veya ’’ sistemine göre çalışır.

İnsan beyni bilgisayarla karşılaştırılamayacak kadar kapasiteli olduğundan bir kararla ilgili tüm hücrelerle bağlantı kurulmaya zorlasaydı beyin felç olurdu. ’’ hemem hemen ’’ ilkesinde karar verilirken yüzeysel ve en çabuk ulaşılabilen hücreler kararda etkili olur. İnsanların bu nedenle hızlı karar vermeleri gerekir. Verdikleri kararlar hiç de doğru olamayabileceğinden, çoğu zaman pişmanlık duyarlar. Deneme yanılma yöntemi insana en kolay gelen yöntemdir.

Sercan, yanlış olma ihtimali olsa dahi hemen karar vermek zorundaydı. Tüm bunları birkaç saniyede düşünür, kız arkadaşına anlatmaya karar verir. Ona o kadar güveniyordur ki ailesinin bile bilmediği şeyleri onunla paylaşmıştır. Kantinde çayını yudumlarken, nasıl anlatacağını kurmaya girişir. O sırada merdivenlerden kız arkadaşının indiğini görür. Ama ne o! Yukarı doğru çıkan biri onunla konuşmaya başlar. Sercan konuşmanın bitmesini sabırsızlıkla beklemektedir. Bu arada konuşma bitip gelirken Sercan bir çay da onun için alır. Çayın şekeri atılıp karıştırılır. Bir yudum içip bardak bırakılana kadar bir şey söylemez.

Sercan konuşmaya başlar. Konuşurken kızın gözlerine bakarak tasarladığı anlatıma sadık kalarak, onun tavırlarına göre öncelik geliştirerek konuşmasını bitirir. Sercan birini ikna etmek istediğinde göz göze konuşarak her zaman etkili olmuştur.

Kızcağız Sercan’ın saçmaladığını düşünür belli etmemeye çalışsa da yüzüne bakan Sercan sahte bir tavır aldığını anlar. Göz göre göre yalan söyler: onu anlamaya çalıştığını, büyük ölçüde katıldığını ama bunların kabul edilebilecek şeyler olmadığını, bunları başka bir yerde söylemesinin doğru olmadığını anlatmaya başlar. Çelişki içindedir aslında ama yüzünde ürkek bir gizem belirmiştir. Orada olmaktan huzursuz olmaktadır ama bunu hissettirmediğini zannetmektedir. Kızın yargıları bunu kabullenemez bir durum olarak tanımlamıştır. Sercan, kolay hayal kırıklığına uğramayan biri olduğu halde; çok güvendiği bir insandan destek alamaması onu üzmüştür.

Detayını anlatmadan olayı yüzeysel anlatmasına rağmen, ilk aldığı tepki Sercan’ı sarssa bile kolay kolay yılacak biri değildir. İçinde bu sırrı saklaması mümkün mü, birileriyle paylaşmak zorunda ama bu kim olacak? Onunla en iyi anlaşan hocasına anlatmayı düşünür.

Hemen o saatte ani bir karar verir ve görüşmeye gider. Odadan çıktığında yüzü bembeyaz, ne yapacağını bilemez haldedir. Öylece okul sınırlarının dışına çıkar ve sokaklarda robot gibi yürümeye başlar. Okul hayatı bitmiştir. Beraber ev tuttukları arkadaşlarının takıldığı bir kafeterya vardır. Bir saat yürüdükten sonra kafasını toparlar ve oraya gider. İlk duraktan otobüse atlar o otobüse biner binmez bir süredir onu takip eden adam da otobüse biner.

Durumu fark eden Sercan ani bir refleksle hemen yerinden kalkar ve otobüsün arka kapısı kapanmadan birkaç saniye önce kendisini dışarı atar. Otobüs hareket etmeye başladıktan sonra yerinden fırlayan takipçi, arka pencereye doğru çevik bir biçimde koşar ve otobüs Sercan’’ın birkaç metre uzağında iken arkasını dönüp baktığında takipçiyle göz göze gelirler.

—     Kahretsin yine yanılmadım.

Otobüsteki adam

—     Kahretsin uyandı!

Ama bunlar kimdir sıradan bir vatandaşla niye uğraşmaktadırlar? Sercan’’ın bunlarla uğraşacak gücü yoktur. Ne zaman nereden çıkacakları belli olmayan bu adamlar isteseler ücra bir köşede aniden çıkıp kaybedebilirler onu! En yakın bildiklerinin bile sırt çevirdiği, düştüğü bu durum kafasını tırmalamasına rağmen birilerine anlatmaya kararlıdır. Başka bir otobüsle arkadaşlarının yanına gider. Bazı detaylarıyla durumu anlatır. Onu anlamaya çalışırlar. Anlayamadıkları noktaları samimi bir şekilde paylaşırlar. Büyük bir hevesle ve azimle seri bir şekilde anlatır.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Dikkatsizliğim
Gönderen: Taner SARGIN / , Türkiye
9 Haziran 2011
Uyarınız için teşekkür ederim.

:: ::
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
8 Haziran 2011
Paradigmanın tamamlanmasını bekliyoruz. Son paragrafı, özellikle mi tekrar ettiniz?..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bilim kurgu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hayal Gücünün Paradigması - 5
Hayal Gücünün Paradigması 1
Hayal Gücünün Paradigması 4
Hayal Gücünün Paradigması 3
Ben ve Ben

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sakarı Boyu Hikâyeleri İle Seyr - Ü Sefer - 3
Sakarı Boyu Hikâyeleri İle Seyr - Ü Sefer - 2
Sakarı Boyu Hikâyeleri İle Seyr - Ü Sefer - 1
Kaktüs ve Akrebin Kısa Tarihi
Dünyanın Herhangi Bir Köşesi, Bilin Bakalım Neresi?
GDO'yu Beklerken
Masal Bu Ya/ Eke'yi Beklerken 2
Masal Bu Ya/ Eke" Yi Beklerken 1
Üç Kafadar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Git Kendinde Kaybol Arama Beni [Şiir]
Keşiş Dağında Erguvan Kokusu [Şiir]
Müşküre [Şiir]
Topraktan Gelen Sesler [Şiir]
İçimde Bir Şiir Ölüyor [Şiir]
Yavaş Yavaş Ölürler Neruda"yı Nazım"ı Tanımayanlar [Şiir]
Hava Kar Yağıp Buz Kesiyor [Şiir]
Kayıp Şiirler Şehrinde Yitirdiklerim [Şiir]
Geceye Saçlarından Dökülenler [Şiir]
Filler ve Çimen (*) [Şiir]


Taner SARGIN kimdir?

Yakamozları yazmaktan çok, içine girmemin getirdiği duyguyu yazmayı tercih ederim.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.