..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Tüze Felsefesi (Hukuk) > Ahmet Odabaş




26 Nisan 2011
Yakın Dönem Türkiye Bilgileri  
Ahmet Odabaş
1929 - 1939 yılları arasındaki on yılda dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretimi artışının %96'yı bulduğunu, Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülkede, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadığını... (Porf. Dr. Suna Kili , Atatürk Devrimi - Bir Çağdaşlaşma Modeli, S. 263 - 264.)


:BEDI:


• 1929 - 1939 yılları arasındaki on yılda dünya sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de sanayi üretimi artışının %96'yı bulduğunu, Sovyetler Birliği ve Japonya dışında hiçbir ülkede, bu alanda Türkiye'den daha hızlı bir büyüme sağlayamadığını...
(Porf. Dr. Suna Kili , Atatürk Devrimi - Bir Çağdaşlaşma Modeli, S. 263 - 264.)

• Hitler dönemi Almanya ve Avusturya'sını terkeden 142 bilim adamının Batı'nın gelişmiş ve varlıklı ülkeleri dururken, Türkiye'ye gelmeyi tercih ettiklerini...

• Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra - resmi ya da özel - hiçbir dış geziye çıkmadığı halde, dünyanın birçok önde gelen devlet adamının, yoksul ve geri kalmış bir ülkenin devlet başkanını ziyaret etmek için adeta sıraya girdiklerini...

• 1920'lerde "eski dünya"da Avrupalı olmayan ve bağımsız kalabilmiş sadece dört ülke bulunduğunu. Ama Türkiye dışında kalan Çin, Habeşistan (Etiyopya) ve İran'ın zamanla istilaya uğradığını. Mussolini'nin bir demeci, bu ortamda Türkiye'de tedirginlik yaratmıştı. Bunun üzerine Mussolini'nin, Türk Büyükelçisi'ne hemen şu mesajı vermek gereğini duyduğunu: Türkiye bu kapsamın dışındadır. Çünkü bir Avrupa ülkesidir." dediğini....( 60 yıl öncesinin faşist İtalyan diktatörünün bile bu düzeltmeyi yapmak gereğini duyduğu koşullarda, acaba niçin bugünkünden daha Avrupalı sayılıyordu?..Çok ilginç değil mi?)

• Atatürk'ün doğumunun 100. yılında, UNESCO'nun 156 ülkenin ortak imzasıyla aldığı kararda O'nun için: "Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı" dediğini...

• Cumhurbaşkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal'in, milletvekili adayı olarak seçime katılabilmek için, "mareşal" sıfatıyla ordudan emekliliğini istediğini, fakat emekli olabilmesi için "Türkiye Cumhurbaşkanı" sıfatıyla, kendi emeklilik kararnamesini imzaladığını...

• Şubat 1920'de, müttefikler arası Londra toplantısında, Lord Curzon'un; "Ermenistan mandası altında bir Lazistan kurulmasını..." önerdiğini....

• Ocak 1993'te katledilen Uğur Mumcu'nun, Muammer Aksoy cinayeti ile ilgili olarak "Ey devletin etkili ve yetkilileri, bu konuyu bir değil, bin kez düşünün. İş işten geçtikten sonra pişmanlığın hiçkimseye yararı olmaz. Başta sizlere!" dediğini...

• Dünya Bankası Başkanı Eugene R. Blok'un ( Aynı görevini sürdürüp sürdürmediğini bilmiyorum) "Bizim dış ülkeler yardım programımız, Amerikan özel teşebbüslerinin yararınadır..." dediğini...

• Döneminin ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı Richard BURT'un, M. Ali Birand ile yaptığı bir söyleşide "Bir tek Amerikan askerini Türkiye'de tutmak bize yılda 90 bin dolara mal oluyor. Oysa bir Türk askerinin Türk Hükümeti'ne maliyeti yılda 6 bin dolar..." dediğini...

• Sisav'ın 1982'de düzenlediği "1980'lerde NATO" konulu bir toplantıda konuşan, ABD'li ünlü stratejist Prof. Wohlstetter'in "Türkiye'yi Türklere bayıldığımız için değil, son tahlilde Batı'nın petrolünü koruduğu için güçlendirmeliyiz..." dediğini...

• Kimyasal veya biyolojik silahlarla yapılacak bir savaşta, gazmaskesi olmadığı için Türkiye'de hiçkimsenin sağ kalamayacağını...

• Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" adlı romanında "Sonra kasaba alanında bir dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar." Ayrıca, "...Duvardaki çerçeveli fotoğrafından, Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu." Ayrıca "...Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu..." dediğini...

• Osmanlı İmparatorluğu'nun altıyüz yıllık tarihinde 215 sadrazamdan; 111'inin Türk, 33'ünün Arnavut, 24'ünün Çerkez, 20'sinin Slav, 5'inin Rum, 3'ünün Arap, 2'sinin Latin, 2'sinin Ermeni, 15'inin ise devşirme olmakla birlikte soyunun bilinmediğini...

• Kopernik güneş sistemini 1543'te ispatladığı halde, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1800'lerde bile "Dünya merkezli güneş sistemi"ni okuttuğunu...

• Bilimsel araştırmaları yobazların tepkisini çekip ölümle tehdit edilen İbni Sina'nın: "Genişlemesine kısa bir hayatı, uzunlamasına dar bir hayata tercih ederim" dediğini...

• 3500 yıllık yazılı tarihin, sadece 270 yılında barış olduğunu...

• Çanakkale Savaşları'nda metrekareye 6000'den fazla merminin isabet ettiğini...

• Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kâğıt paralarının 50 TL ve 100 TL olduğunu...

• İlk Büyük Millet Meclisi açıldığında, Meclis'te yer alan meslek gruplarının dağılımının; Tüccar (40), Çiftçi (32), Gazeteci (11), Memur (44), Müftü (14), Müderris (13), Şeyh (10), Aşiret Reisi (5) ve İşçi (1) Milletvekili olduğunu...
(Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 15 Kasım 1970)

• 2. Dünya Savaşı'nın başlarında, Vatan Gazetesi'nde Hitler'i alaya alan bir karikatür yayınlandığı için, Vatan Gazatesi'nin 60 gün süre ile kapatıldığını...

• Atatürk'ün, son günlerinde, Ali Fuat Paşa'yı birkaç defa arattığını ve bazı şeyler söyleyeceğini haber almasına rağmen, Atatürk'ün yanına her gidişinde kendisinin Atatürk'ü görmesine imkan verilmemiştir. Bu durumdan siyasi hatıralarında bahsederken "Buna muhalefet edenlere lanet" sözleri ile bittiğini...
(Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam III, S. 564.)

• Avrupa'da ilk defa bir caddeye "Atatürk" adı verildiğini... ve bu caddenin de Belçika'nın Vise kentine bağlı - Türklerin yoğun şekilde bulunduğu - Cheratte(?) kasabasının en büyük caddelerinden birinin adını "Atatürk Caddesi (Avenue Atatürk)" olarak değiştirdiğini...
(19.05.2002 tarihli Posta Gazetesi)

• Rockefeller'ın Eisenhower'a yazdığı bir mektupta, "Türkiye'nin gelişmesi, onun bağımsızlık eğilimini artırır." dediğini..
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 100, 3.Basım)

• Hammadde kaynaklarını denetleme, yeni pazarlar, az gelişmiş ülkelerin özel girişimleriyle (komprador burjuvazi) işbirliği yapılarak sağlanır.
"Büyük emperyalist tekeller, geri kalmış ülkeleri hafif sanayiye yöneltmek yoluyla da (Thornburg, 1948 tarihli raporunda Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nın, Kırıkkale Silah Fabrikaları'nın tasfiyesini öneriyor ve Türkiye'nin tarım ve hafif sanayi ile kalkınacağını belirtiyordu … yeni sömürüye girişmişler ve yerli kompradorlarla sömürü ortaklıklarını kurmuşlardır... ş
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 39, 3.Basım - Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü, Cilt:7, S.298)

• Prof. Dr. Eliot Cohen (ABD Donanma Akademisi Stratejisi Öğretmeni - 1986)'in ; "Özellikle Doğu Türkiye'nin önemi arttı. Çünkü ittifak içinde insan fazlası olan tek ülke Türkiye. Cepheye birbiri ardından dizi dizi insan sürülebilir, Avrupalılar bunu yapmakta Kore Savaşı'ndan bu yana isteksiz. Doğu Türkiye'de yapılmasına başlanan yeni üsler de, bu bağlamda çok önem taşıyacak. Bu üsler her ne kadar kağıt üzerinde Basra Körfezi ile irtibatlandırılmıyorsa da müstakbel bir kriz anında büyük hizmetleri geçecek." dediğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 60, 3.Basım)

• NATO Eski Genel Sekreteri Peter Carrington'ın, "Türkiye'nin batı komşularıyla olduğu gibi, diğer Ortadoğu ülkeleriyle de özel ilişkileri ve bağları vardır. Düşman Türkiye ya da tarafsız bir Türkiye, savunma durumumuzu da gerçekten büyük zorluklara iter, stratejimizin inandırıcılığını zayıflatırdı." dediğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 94, 3.Basım)

• Richard Padol adlı bir AID uzmanı, Türkiye'de , bürokrasimizle ilgili olarak rapor hazırlamış ve bu raporu ABD'ye sunmuştur. Şu cümleler rapordan alınmıştır:
"Yirmi yıldan fazla bir zamandır Türkiye'de faaliyette bulunan Amerikan yardım programı bir zamandan beri meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir Türk'ün bulunmadığı bir Bakanlık ya da bir İktisadi Kamu Kuruluşu hemem hemen kalmamıştır. Bu kimseler halen bulundukları örgütte "ilerici güç" niteliğini taşımaktadır. Genel müdür ve müsteşarlık mevkilerinden daha büyük görevlere kısa zamanda geçmeleri beklenir. AID bütün gayretleri bu gruba yöneltilmelidir.
Geniş ölçüde Türk idarecilerini indoktrine etmek gerekir. Burada özellikle orta kademe yöneticiler üzerinde durmak yerindedir. Amaç, bunlara yeni davranışlar kazandırmaktır. Bu grubun yakın gelecekte yüksek sorumluluklar mevkilerine geçecekleri düşünülürse, bütün gayretlerin bu kimseler üzerinde toplanması mantık açısından doğrudur."
(Raporun geniş bir özeti, 17-19 Ağustos 1975 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi'nde Yalçın Doğan tarafından verilmiştir.)
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 111, 3.Basım)

• (Amerikan Yardımı hakkında)... bizimle yapılan 12 Temmuz 1947 Antlaşmas'nın 3. Maddesi 2. fıkrasi hükmüne göre:
"Türkiye hükümeti, bu yardımın amacı, kaynağı, mahiyeti, genişliği, miktarı ve işleyişi hakkında Türkiye'de tam ve devamlı yayın yapacaktır." denildiğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 139, 3.Basım)

• (ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a Yardım Hakkında Kongre Kanunu, Ekler Bölümü, 1.) ABD'nin Türkiye'ye neden ve nasıl yardım ettiğini belgeleyen yasa şu sözlerle başlar:
"Madem ki Türk ve Yunan Hükümetleri, Birleşik Devletler Hükümeti'nden, milli bütünlüklerini ve hür milletler olarak mevcudiyetlerini idame ettirebilmek için, gerekli malî ve diğer yardımları acil olarak talep etmişlerdir." denildiğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 165, 3.Basım)







• Richard Padol adlı bir AID uzmanı, Türkiye'de , bürokrasimizle ilgili olarak rapor hazırlamış ve bu raporu ABD'ye sunmuştur. Şu cümleler rapordan alınmıştır:
"Yirmi yıldan fazla bir zamandır Türkiye'de faaliyette bulunan Amerikan yardım programı bir zamandan beri meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir Türk'ün bulunmadığı bir Bakanlık ya da bir İktisadi Kamu Kuruluşu hemem hemen kalmamıştır. Bu kimseler halen bulundukları örgütte "ilerici güç" niteliğini taşımaktadır. Genel müdür ve müsteşarlık mevkilerinden daha büyük görevlere kısa zamanda geçmeleri beklenir. AID bütün gayretleri bu gruba yöneltilmelidir.
Geniş ölçüde Türk idarecilerini indoktrine etmek gerekir. Burada özellikle orta kademe yöneticiler üzerinde durmak yerindedir. Amaç, bunlara yeni davranışlar kazandırmaktır. Bu grubun yakın gelecekte yüksek sorumluluklar mevkilerine geçecekleri düşünülürse, bütün gayretlerin bu kimseler üzerinde toplanması mantık açısından doğrudur."
(Raporun geniş bir özeti, 17-19 Ağustos 1975 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi'nde Yalçın Doğan tarafından verilmiştir.)
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 111, 3.Basım)

• (Amerikan Yardımı hakkında)... bizimle yapılan 12 Temmuz 1947 Antlaşmas'nın 3. Maddesi 2. fıkrasi hükmüne göre:
"Türkiye hükümeti, bu yardımın amacı, kaynağı, mahiyeti, genişliği, miktarı ve işleyişi hakkında Türkiye'de tam ve devamlı yayın yapacaktır." denildiğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 139, 3.Basım)

• (ABD'nin Türkiye ve Yunanistan'a Yardım Hakkında Kongre Kanunu, Ekler Bölümü, 1.) ABD'nin Türkiye'ye neden ve nasıl yardım ettiğini belgeleyen yasa şu sözlerle başlar:
"Madem ki Türk ve Yunan Hükümetleri, Birleşik Devletler Hükümeti'nden, milli bütünlüklerini ve hür milletler olarak mevcudiyetlerini idame ettirebilmek için, gerekli malî ve diğer yardımları acil olarak talep etmişlerdir." denildiğini...
(Oltadaki Balık Türkiye, M. Emin Değer, S. 165,

.Eleştiriler & Yorumlar

:: iyi
Gönderen: Levent Ölçer / , Türkiye
27 Nisan 2011
İyi derlenmiş bir yazı. Teşekkürler Ahmet Bey.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tüze felsefesi (hukuk) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkiye ve Komşuluk
Neymiş Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkişi Raporu
Seçim Barajı
Madem ki Biliyorsun, Neden Öğretmiyorsun
1982 Anayasası ve Tutukluluğun Devamı Kararı
Çok Partili Yaşam
Dostça Bir Söyleşi
Özelleştirme Neden Yapılır

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Bayındır
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Doğa Düzeni ve İnsan
Başlarken
Ms ile Söyleşi
Dna ve Evrim
Duygusal Şiddet Nedir?
Hastalığın İlerlemesi Nasıl Durur
Yanlış Anlama Sanatı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sorma İsterse [Şiir]
Kukla [Şiir]
Odabaş Tüm Şiirler [Şiir]
1001 Gece Masalları [Şiir]
Kuklacı Amca [Şiir]
Buluşalım [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Geliyorum Ortak [Şiir]
Zamanın Yaptıkları [Şiir]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.