Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Karıncalar toplumsal böceklerdir. İnsanlar da yavaş yavaş bireyselliğğe doğru yol alan memeliler. Neden? Bir insan, bir insanla aynı anda bir rahimden çıksa, hatta yapışık ikiz olsa bile yalnız doğar. Bir insan, savaşta başka bir arkadaşıyla koyun koyuna ölse bile yalnız ölür. Bu fikri benimsemişimdir ama bu kitabı okuyana kadar tam anlamıyla "neden"'ini sormadım. Neden bu kadar yalnız insan? Bu bir lanet mi ki? Ve dün bunu derinlemesine düşündüm. Şu sonuca vardım ki: Bu yanlızlık sorunu insanların iletişim kurma yöntemlerinin dolaylı yoldan olması. Yani araya çeşitli engeller koyarak iletişim kuruyoruz., Ne tür engeller bunlar? Her insan zihni, diğer insanlardan korunmak için ruhunun çevresine, ruhu en ortada kalmak kaydıyla bir labirent inşa ediyor. Evet tastamam bir labirent. Hani şu mitolojilerde geçen yarı boğa yarı insan yaratığı korumak için inşa edilen türünden bir labirent. Ruhumuzun çevresine inşa ettiğimiz labirentin planını ve şifresini bizden başka hiç kimse bilmiyor çoğunlukla. Ama bazı insanlar biriyle karşılaşırlar ve ona güvenip labirentlerinin şifrelerini verirler. Bu, karşılıklı olursa müthiş bir mutluluk bekler onları. Ama bir de karşılıksız olursa, sonsuz bir pişmanlık bekler cömert olanı. İşte böyle. Şimdi neden labirent inşa etme gereğini duyarız ona bakalım: Bu kitabı okuyan ya da karıncalar üzerine araştırma yapan insanlar bilirler ki, Karıncalar karşı karşıya geldiklerinde ve antenlerini birleştirdiklerinde zihinlerini başka karıncaların zihinlerine açarlar ve böylece tek bir zihin olur. İşte zurnanın zırt dediği yer! Biz insanlar düşüncelerimizi ya da duygularımızı bu kadar koşulsuzca ve cesurca birbirimizle paylaşıyor muyuz? Hayır! Kesinlikle hayır! Çünkü aramızda engeller var. Söylediğimiz yalanlarımız, hiç kimseye söylemeye cesaret edemediğimiz isteklerimiz, tutkularımız, fantezilerimiz, en mahrem hayallerimiz, başkalarından sakındığımız en el deymemiş, güzel hayallerimiz ve buna benzer bir çok engel var aramızda. Aslında ben bunu daha önce başka bir açıdan düşünmüşüm. “Niye bir dilimiz var?” Bu yazımda da insanların zihinsel telepati denilen bir yöntemi çok eskilerde kullandığı yazar. İşte bu yöntem karıncaların koku iletişimine çok benzer.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eylem Yurtsever, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |